Devleti seçime sokmayacaktınız

Çok partili hayata geçiş yönünde Atatürk döneminde yapılan bir-iki başarısız denemeyi saymazsak CHP, kurulduğu 9 Eylül 1923’ten iktidarı kaybettiği 14 Mayıs 1950 tarihine kadar ülkenin tek partisiydi.

Hatta parti ve devlet kavramları iç içe geçmiş, birbirine karışmıştı. Parti devlet partisi, devlet de parti devletiydi.

O kadar ki 1937 yılında çıkartılan bir kanunla Teşkilâtı Esasiye Kanununun, yani anayasanın ikinci maddesi, “Türkiye Devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır. Resmî dili Türkçedir. Makarrı Ankara şehridir” şeklinde değiştirildi.

Yani CHP’nin altı oku Türkiye Cumhuriyeti anayasasının temel ilkeleri haline geldi.

Genç ve kırılgan cumhuriyeti yönetenler, ekonomik sorunların yol açtığı tepkiler ve devrim karşıtlarının kışkırtmalarının neden olduğu çalkantılar karşısında bu önlemleri almak zorunda olduklarını düşünüyorlardı.

O dönemin şartlarında anlaşılabilir bir yaklaşımdı. Ama anlaşılabilir olması CHP’yi sağ iktidarlar tarafından tek parti faşizmi uygulamış olmakla itham edilmekten kurtarmadı yıllarca.

Özgür Özel’in CHP’nin nihayet tuzla buz ettiğini söylediği %25’lik camdan tavan işte bu algının toplumda yer etmiş olmasının sonucuydu.

Ve bu algıyı sürekli köpürten, üzerinde tepinen, istismar eden siyasi iktidarların başında bugün kendi devlet partisini de kendi parti devletini de oluşturmuş, parti-devlet ayrımını iyice belirsizleştirmiş olan Akape var.

Şu farkla ki, Akape bu işi eline yüzüne bulaştırdı. Geçen seçimde “Binali mi Sisi mi?” dedi, Binali kaybetti. Önemsemedik.

Ama bu kez devleti ve kurumlarını milletin en az yarısının karşısına dikerek kendi adaylarının seçim kampanyalarında seferber etti. Devletin son yerel seçimlerin kaybeden tarafında görülmesine neden oldu.

Binali’nin kaybetmesi umurumuzda değil. Ama ‘devlet kaybetti’ algısının oluşmasına neden olmak affedilemez bir hoyratlık.

Bu sorumsuzluğun vebali büyüktür.

Bağımsız bakanla

Vikipedi’de Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarının listeleri var. Örneğin TC’nin milli eğitim bakanları listesi diye aradığınızda karşınıza cumhuriyet tarihinin bütün milli eğitim bakanlarının listesi çıkıyor. Listede bakanların göreve başlama ve bitiş tarihleriyle hangi partiden oldukları yazılı.

Lazım oldu dışişleri bakanlarına baktım geçende. Hakan Fidan’ın karşısında “Bağımsız” yazıyor. Milli eğitim bakanlarına baktım, bugünkü bakan için “Bağımsız” yazıyor. Akape dışından gelen hangi bakana baksam... “Bağımsız” yazıyor.

Öyle ya bu alaturka başkanlık sistemini bize kakalarlarken bakanların partisiz olacaklarını söylemişlerdi. Vikipedi de inanmış besbelli.

Geçen akşam okuduğum bir haberde milli eğitim bakanının Erzurum’da Akape tarafından düzenlenen bayramlaşma programına katıldığı, "İlk defa bir seçimde biz içimiz buruk bir şekilde, biraz üzgün bir biçimde seçimlerden ayrılıyoruz. Biz, Adalet ve Kalkınma Partisi adına siyaset yapan kişiler, kazandığımızda da kaybettiğimizde de milletin iradesine saygı duymayı bildik” filan dediği söyleniyordu. Al sana bağımsız bakan.

16 bakan daha var böyle.

İlahi Vikipedi! Bugün Türkiye’de ne bağımsız olması gerekenler bağımsız, ne tarafsız olması gerekenler tarafsız. Bilmez misin?

Değil bakanlar, valiler, kaymakamlar, jandarma komutanları bile, hakimler, savcılar bile bağımsız değil.

Yargıtay mesela, bağımsız da değil, tarafsız da değil.

TRT ne bağımsız ne tarafsız. RTÜK de öyle, TÜİK de Merkez Bankası da Türkiye Futbol Federasyonu da Diyanet İşleri Başkanlığı da Kızılay da.

Hepsi kapıkulu. Hepsi reisin ağzına bakar. YSK bile.

Kazanan tarafta olmak ne güzelmiş meğer!

31 Mart akşamı televizyonun karşısına geçtiğimde içimde tuhaf duygular vardı. Tedirgindim.

Ankara’da Mansur Yavaş’ın kazanacağından fazla bir şüphem yoktu. Ama İstanbul konusunda bin türlü söylenti vardı. İktidar da tüm gücüyle asılıyordu İstanbul’a. En güçlü silahları olan yalan ve iftiraları diziyorlardı peşpeşe. Korkuyordum doğrusu.

“İzmir ortada” diyenler vardı. Adana gidebilirdi, Antalya sallanıyordu. Eskişehir’e geçmiş olsundu. Edirne kaybedilecekti. Tamam Mersin bizde kalacaktı ama Afyon, Manisa, Kütahya, Balıkesir, Bursa hayaldi.

Bu illerin hepsini ve fazlasını aldı CHP.

İlk kez oy verdiğim parti seçim kazandı.

Karşımda kırmızılı harita, içim içime sığmıyor.

Bayramımız kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi