“Hüzün duygusunu ıskalamadan umut debilmek ya da tersi çok önemli bence”

Emre Çakmakoğlu son teklisi Yüzleş’te, gözümüzü dertle açıp dertle kapadığımız şu günlerde ‘umut’ kelimesinin hala var olduğunu bize hatırlatırken, şu ana kadarki tüm çalışmalarında rastladığımız ‘yeni bir tuğla koyma’ işinden de vazgeçmeden en ‘rock’ şarkısını dinleyiciye sunuyor.

“Geç olmaz öyle bir şey yok/Vaktinde gelmiştir hep çareler, yüzleş” diyor Emre Çakmakoğlu yeni şarkısı Yüzleş’te. Gözümüzü her kırpışımızda bir derdin ortaya çıktığı şu günlerde bu sözler içimize su serper mi bilinmez ama en azından bir nebze olsun aklımıza ‘umut’ kelimesinin gelmesine yardımcı olma ihtimali var. Emre Çakmakoğlu müziğe ilk gençlik yıllarında -bana göre- olması gereken yerde, barlarda çalarak başlamış. Bar havasını sağlamca içine çekerken bir yandan da çocuk tiyatrolarına müzik yapıyormuş. 2007 yılında İzmirli Rast grubuna katılarak burada ilk şarkılarını kaydetme imkanı bulmuş. Rast dağıldıktan sonra aktif olarak müziğe ara verse de kendi şarkılarının üretimi devam etmiş.

Emre Çakmakoğlu’nun solo kariyeri ise 2020’nin ilk günlerinde yayınladığı Yarım Hikaye ile başlıyor. Aynı yıl arka arkaya müzikseverlerle buluşturduğu Durmuyor Zaman, Yan ve Düş’ü yayınladı. Geçtiğimiz yıl da Sızı’yı yayınlayarak hafif hafif yolunu çizdiğini gösterdi. Ancak Emre Çakmakoğlu bu yolda devam etmeye niyetli değil! Yanlış anlaşılma olmasın ilk şarkısından itibaren her parçasına bir ‘tuğla’ koyarak yerinden saymadan, sabit durmadan, arayışlarla, belki kendince denemelerle yeni şeyler ortaya koymuş. Sanatçı şimdi de son teklisi Yüzleş ile karşımızda. Yüzleş’te de bir arpejle başlayan oradan sağlam bir rock sound’una geçen şarkı sözleriyle de girişte bahsettiğim umudun varlığı konusunda hepimizi ‘uyarıyor’. Emre Çakmakoğlu’yla müzik kariyerini ve son şarkısını konuştuk.

Bar programları, blog yazarlığı, tiyatro müzikleri… Epey aktif bir müzikal yelpazeniz var. Nasıl başladı işler?

Disipline edebildikçe aktif diyelim... Başlangıç, dinleyicilik ve izleyicilikte derinleşmeyle oldu herhalde. Sanatla ilişkili olan anlatma, yansıtma dürtüsü durdurulamıyor büyük ihtimalle. Bende de bu “uydurma”, üretme meyili aslında hep vardı. Bu yüzden bar programlarını geride bırakalı çok olsa da, asıl yakınlık kurduğum üretme durumundan devam ediyorum.

Şarkılarınızı 2020 yılında yayınlama başladınız ama sanıyorum bunların bir geçmişi var. Ne zaman yazmaya başladınız?

Herhalde gitardan fena olmayan sesler çıkartabildiğimden beri şarkı yazıyorum. Bu da 90’ların sonlarına denk geliyor.

Neden iki yıl öncesine kadar beklediniz?

Kendi şarkılarımla var olacak bir müzik yaşamı inşa etmenin yolunu bulamadığım için beklemiş olabilirim. Bu beklemenin büyük bir bölümü vazgeçmiş olma hâlini de kapsıyor. Yıllar sonra baktım ki hâlâ yazmaya devam ediyorum, paylaşmaya karar verdim. Bu kararda eşim de çok etkili oldu ve 2020’de bağımsız olarak yayımladığım “Yarım Hikâye” ile belki geç de olsa bu bekleyiş sona erdi.

Yeni şarkınız Yüzleş’in en ‘rock’ çalışmanız olduğunu, sözlerin öz ama vurucu, müziğin de sözlerle paralel sert ve bir o kadar vurucu olduğunu düşünüyorum. Bunların toplamından da Yüzleş çıkmış. Katılır mısınız buna? Nasıl ortaya çıktı şarkı?

Çok teşekkür ederim. Hepsine katılıyorum.  Rock sound’una daha da yaklaşmış olmaktan mutluyum. Rock müziğin, alternatifi olmayan bir duygu yansıtma biçimi olduğu kanısındayım. Yüzleş’in ortaya çıkışı bugüne kadar yazdığım tüm şarkılardan farklı oldu. Bir arpej döngüsünün peşine takıldım ve sanırım onun önüne ardına duygusuna denk düşecek parçaları yerli yerince yazabildim. Normalde sözlü bir müzik cümlesinin peşine düşerek yazıyorum oysa.

Şarkıda bir silkinme, ayağa kalkma hali var. Ama kesinlikle bir boş verip sallamama durumu değil. Siz de böyle misiniz?

Hüzün duygusunu ıskalamadan umut edebilmek ya da tersi çok önemli bence. Zorluklar, acılar yakıcı haliyle yaşanırken görmesi zor olsa da ümitvar telkinlere açık olmak gerektiğini düşünüyorum. Ben böyle miyim peki? Benim de bu telkine ihtiyaç duyduğum oluyor. Bu anlarımızda, sanatın ayağa kaldırma gücü çok değerli.

İlk çalışmalarınızdan itibaren bir altyapısı olan ama hep üzerine yeni bir şeyler koyduğunuz şarkılar dinledim. Bunun da sizin temeli oturmuş bir yolda ilerlediğinizi yürüdüğünüzü gösteriyor sanırım. Siz neler söylemek istersiniz?

Bunu duymak çok kıymetli, çok teşekkür ederim. Atılan her adımdan bir şey öğrenmekle, bir ders çıkarmakla ilgili herhalde bu.

Kayıtlarda, başından beri Cüneyt Aykulteli ile birlikte çalışıyoruz. Ortaya koyduğumuz işte bir ilerleme varsa, bizim bireysel gelişimlerimizin yanında iletişim becerimizin de ilerlemiş olması bunda etkilidir mutlaka. Güzel sorularınız için çok teşekkürler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi