İddialı Tezler İddialı Kanıtlar Gerektirir

Bilimin en temel kuralı budur. Özellikle sosyal bilimlerde bu yaklaşım önemlidir. Daha önce test edilmiş ancak başarılı olmamış ya da pratik hayatta karşılığı olmayan uygulamaların sürekli tekrar edilmesi sistemi doğru bir yere götürmüyor.
Aslına bakılırsa döviz-enflasyon-faiz-büyüme-işsizlik arasındaki etkileşimlerin artık 20. yüzyıldaki gibi gerçekleşmediğini, sebep-sonuç ilişkilerinin birbirine karıştığını aklı başında olan herkes kabul ediyor. Yine de bazı etkileşimlerin hemen gerçekleşmemesi, uzun vadeye yayılması, kestirmeci politikalardan hoşlananlar tarafından "İşler artık değişti" diyerek erken yorum yapılması sonucunu doğuruyor.
Meselâ, enflasyonla mücadelenin başlamasından sonra, elle tutulur sonuç alındıkça faizlerin düşürülmesi önemli. Ancak önce enflasyon sonra da faizler bu süreçte düşmeye devam ederken gelişmenin tam ortasında "Gördünüz mü faizler düşerken enflasyon da düşüyormuş" demek, doğru bir yaklaşım değildir. Maalesef gelişmeler devam ederken fotoğraf çekip enstantaneye göre yorum yapınca başladığımız işleri tam olarak bitiremiyoruz. Sürekli geriye düşüyoruz.
Sadece iktisatta değil, başka bilimlerde de takdir edilen ve büyük ödüller alan tezler ve teoriler sonradan çürütülmüştür. Bazen teorinin kendi sahipleri tarafından. Dolayısıyla özellikle sosyal bilimlerde en az 10 yıllık bir perspektiften incelenmeden herhangi bir analizin, kararın veya politika tercihinin doğruluğundan ya da yanlışlığından bahsetmek mümkün değildir.
TÜRKİYE GELİŞMELERDEN AZADE DEĞİL…
Yine de, "Türkiye'de işler farklı işliyor" diyerek başka ülkelerde denenmiş ancak başarıya ulaşmamış uygulamaları denemenin doğru olduğunu düşünmüyorum. İktisat muhakkak ki alternatifler bilimidir ama denenmiş olanları değil, denenmemiş olanları bulup uygulamak marifettir.
Ekonomi, işin içinde insan karakteri olduğu için kâğıt üzerinde güzel gözüken kararların piyasalarda tam olarak sonuç verdiğini söyleyemem. Dolayısıyla işin teknik yönü olduğu kadar, yöneticilik boyutu da var. Bunun içinde doğru yer ve zamanda doğru işi yapmak var elbette.
Yine de bir kereye mahsus başarı sağlamış bir uygulamayı başka zaman dilimlerinde denemenin de bizi yanlışa sürükleyeceğini söylemem gerekiyor. Çok kısa süre için mecburen aldığımız kararların, biraz da talihin eseriyle sağladığı başarıya kanmadan sürekli senaryolar üretmeliyiz. İşin doğrusu şu ki, bugün başımıza gelen birçok gelişme, tarihin farklı zamanlarında, farklı gelişmişlik düzeylerinde ve farklı coğrafyalarda meydana gelmiştir. "Buranın şartları farklı" diyerek söz konusu tecrübeleri incelemekten kaçınmak ya da bugün şartlarıyla o günleri yargılamak karar alıcıları doğru yoldan çıkarabilir.
Özetle, karar almak sadece bilgiye değil, tecrübeye de dayanır.
Akıllı insanlar hatalarından ders alırken, çok akıllı insanlar başkalarının hatalarından da ders alabilmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi