Mazlumder’den ‘infaz’ düzenlemesine tepki: Ayrımcılık, tutarsızlık, kayırmacılık

Mazlumder’den ‘infaz’ düzenlemesine tepki: Ayrımcılık, tutarsızlık, kayırmacılık
İnsan hakları örgütü Mazlumder, kamuoyunda ‘af’ yorumlarına neden olan infaz düzenlemesinden siyasi tutukluların yararlanmamasını ‘ayrımcılık’ olarak niteleyerek “Kayırmanın niteliği, politikanın tutarsızlığı aşikardır”...

İnsan hakları örgütü Mazlumder, kamuoyunda ‘af’ yorumlarına neden olan infaz düzenlemesinden siyasi tutukluların yararlanmamasını ‘ayrımcılık’ olarak niteleyerek “Kayırmanın niteliği, politikanın tutarsızlığı aşikardır” açıklamasını yaptı.

Yazılı açıklamada Mazlumder, hasta tutuklular sorununa, infazı ertelenenlere dikkati çekti.

Açıklamada şöyle denildi:

Ayrımcılığın boyutu, kayırmanın niteliği, politikanın tutarsızlığı aşikardır. Her fırsatta dile getirdiğimiz, “Devlet ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebilir, kişilere, topluma karşı suçlarda af yetkisi yoktur” şeklinde ifadesini bulan sözün tam tersi yapılmaya devam edilmektedir. Bu durum hukuki olmadığı gibi ahlaki de değildir. Bu adaletsizlik toplumda derin yaralar açmaktadır.

Yaşadığı mağduriyet gündemde olan 86 yaşındaki Mustafa Said Türk örneğinde olduğu gibi herhangi bir somut suçu olmadığı için soyut bir suçlama olan örgüt üyeliğinden mahkûm edilmiş, kocadığı her halinden anlaşılan, sayıları 700’lere ulaşan ağır hasta ve yatalak insanlar; aldığı müebbet cezanın 29 yılını cezaevinde geçirmesine rağmen iyi halli değildir denilerek denetimli serbestliği, 30 yılını tamamlamasına rağmen şartlı tahliyesi yakılanlar; örgüt üyeliğinden aldığı 6 yıl 3 ay cezanın denetimli serbestliği ve şartlı tahliyesi yakılarak 6 yıl 3 ayın tamamı infaz edilmeye çalışılanlar cezaevlerinde tutulmaya devam edilmektedir. Buna karşın kişilere karşı işlenen adli suçlardan mahkum edilenler af, indirim, açık cezaevi hatta dışarıda infaz uygulamalarıyla adeta ödüllendirilmekte, örneğin topluma karşı suçlardan sayılan uyuşturucu ticareti suçlamasıyla 8 yıl 4 ay ceza alan bir mahkum 1 ay kapalı cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilebilmektedir.

Devlet kendisine karşı işlenen bazı suçlarda olabildiğince acımasız ve infaz konusunda tavizsiz olurken, yetkisi olmadığı halde kişilere karşı suçları affetmekle, suç mağdurlarının haklarını çiğnemektedir. Siyasi mahpusların denetimli serbestlikten ve hatta şartlı tahliye hükümlerinden yararlanmaları, iyi hal değerlendirmelerindeki soyut, kanuni olmayan ve keyfi puanlama uygulamaları gibi sebeplerle engellenmektedir. Siyasi mahpuslar, temel hukuk mantığından ve kültüründen uzak idareciler tarafından adeta yeni bir soruşturma ve kovuşturma arz eden uygulamalara ve mülakatlara maruz bırakılmakta, hatta zaman zaman kendilerinden etkin pişmanlık yapmaları dahi istenmektedir.

Siyasi mahpuslar yönünden bariz bir ayrımcı şiddete dönüşen infaz kanunu, eşitlik ilkesi gereği siyasi mahpusları da kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmeli, hukuk dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Ağır hasta, kocama haline tutulmuş, cezaevinde hayatını idame ettiremeyeceği açık olan mahpuslarla ilgili olarak daha önce Adli Tıp Kurumu ile ilgili hazırlamış olduğumuz rapor çerçevesinde gerekli düzenlemeler yapılmalı, medyaya yansıyan iç acıtıcı görüntülerin tekrarı önlenmelidir.