Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

KURULAN BİR CÜMLENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ… 

Bir cümle söyler biri ve o cümlenin içinde sorgularken bulursunuz kendinizi. Cümleyi söyleyen kişinin kim olduğu kadar, karşı tarafın söylenen sözü nasıl algıladığı ve içinden nasıl bir anlam çıkardığı sayısız olasılıklar söz konusu olur. Çünkü o anda kişinin içinde bulunduğu durum, sözün kim tarafından ve nerede söylendiği, nasıl bir cümle kurduğu, nasıl ifade ettiği hatta cinsiyeti bile sözün algısını değiştirebilir üstelik söylenen cümle, cümle olmaktan çıkar, alt metinler şeklinde kafamızda yeniden yazılır. 

Söz çok etkilidir. Kurduğumuz cümlenin bir insanın hayatını nasıl etkileyeceğini, hangi duyguları tetikleyeceğini, hangi travmayı deşeceğini bilemezsiniz. O yüzden konu ne olursa olsun yapıcı, iyimser, açık ve şefkatli cümleler kurmak gerekir. Cümlelerin etkisiyle hayatının olumsuz kırılma noktasını yaşamış ve bunun bedelini de ödemiş insanlar o kadar çok ki çevremizde. Eğer o insanlara başka cümleler kurulsaydı belki yaşamları bambaşka yol alacaktı. Bilemeyiz tabii ama bildiğim bir şey var; kurulan her cümlenin insan psikolojisinde etkisi var ve insanda iz bırakabiliyor.

 

‘45 Saniye’ tiyatro oyunu 

‘45 Saniye’ tiyatro oyunu da bir cümlenin etkisinden yola çıkıyor. “Bir ayağa kalksana” cümlesi ile karşılaşan bir kadının 45 saniyede aklından geçenleri anlatıyor. O anda aklından neler geçer? İç seslerini susturup insan nasıl bir karar verir? 45 saniye susmak için uzun, karar vermek için kısa bir süre.   

45 saniyede kadın olmanın zorlukları

Oyunda tek bir persona üzerinden sorgulama gidiyor gibi görünse de birbirinden farklı düşünce yapısı ve yorum farkında olan üç kadının “Bir ayağa kalksana” diyen yönetici erkeğe karşı nasıl cevap vermeleri gerektiğinin 45 saniye içinde geçen sorgulaması var. Kadınlar sesli düşünüyorlar ve ortaya kadın kimliğinin zorluğu, iş hayatının gel-gitleri, erkek iktidarının baskısı gibi birçok mesele anlatılıyor. Aslında 45 saniyede kadın olmanın zorluklarını oyun gözler önüne seriyor. Bi’tık Tiyatro’nun sahnelediği, Aybike Turan’ın yazıp yönettiği oyunda Duygu Serin, Melda Narin Güner ve Aybike Turan oynuyor. 

İş yerinde yöneticileri tarafından söylenen söz psikolojik taciz barındırıyor mu sorgulamasında üç farklı kadın ama aslında tek bir kadının sözü ele alışı ve hissettikleri basit ama etkileyici bir rejiyle veriliyor. Kadınlardan biri feminist, biri saf ve iyimser, diğeri ise dominant bir kişilik ve davranış sergiliyor. Ama dönüp dolaşıp hangi karakter baskın çıkacak ve hangi karar uygulanacak, cevap ne olacak, nasıl bir tepki verilecek diye oyun boyunca heyecanla bekliyorsunuz. Ayrıca kadın yazarlar ve etkisini anlatan bir bölümde Duygu Asena, Ursula K. Le Guin ve Latife Tekin gibi önemli yazarlara selam gönderiliyor. Oyunun bir yerinde ise kadın düşüncesi bir kenara bırakılıyor, karşı tarafın masum olabileceğini de kara mizahla ele alış biçimleri ise güldürürken düşündürüyor. 

Beynimizi kemiren konuşmalar

Kadın olmanın zorluğunu hep yaşadı bu ülkedeki kadınlar ve ortamlara göre şekillendirildiler. Giydiği kıyafetten başladı yargılamalar ve sonu gelmeyen bir mücadelenin içinde kaldılar. Hâlbuki kadın olmak güzel bir şeydi ama tadını da istediğimiz gibi çıkartamadık maalesef. Erken egemen toplumda tek bir cümle kadının hayatını değiştirebildi ya da kadının kurduğu bir cümle şekil ve anlam değiştirerek kendisine geri döndü. Dolayısıyla kadın zamanla cümle kurmakta zorlandı, erkeklerin kurduğu cümlelerden de sayısız anlamlar çıkartmaya başladı. 

’45 Saniye’ oyunu beynimizi kemiren konuşmaların sese dönüşmüş hali, kadın tarafından baksa da erkeğe kadının aynasını tutması açısından çok değerli. Oyun uzun süredir devam ediyor. Mutlaka planınıza alın ve bu özgün oyunu izleminizi çok isterim. Oyundan kurduğumuz cümlelerin nasıl bir sihir olduğunu ve etkileme gücünün neler düşündürdüğüne dair düşüncelerle çıkıyorsunuz.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi