Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

MAESTRO OLMADAN ORKESTRA OLMAZ

VAR odası bizde sevgililerin buluşma yeri gibi. Pozisyon ortada, onlarca monitör var. Konuş babam konuş, muhallebici var, kazandibi var, az ilerde baklava kaymak, İnci pastanesini kapattılar sevgilim, MİS sokakta çalışanlar son nokta ayakta duruyor. Önündeki futbolcuları uzaklaştırarak böyle konuşuyordur ailenin güçlendirmesinden bir haber sayın hakem.
Pozisyon gol. Tamam durdurdun. İtirazlar var. VAR’a gittin, “Halam nasıl bibim nasıl?” diye 5 dakika ne konuşuyorsun arkadaşım. Konuştun, “Küstüm sana bir de ben bakayım” dedi seke seke gidip gole penaltı çaldı. Memleketin kafası karıştı buna Weghorst ne yapsın. Kaleciyi kahraman yaptı. Onurcan hakkını yemem. İyi kalecisin.
Saiss’in erken sakatlığı akıllara Necip’i getirdi ama Valerien İsmail, 21 yaşındaki Emrecan Uzunhan’ı devreye soktu. Cesaretini tebrik ederim.
Fenerbahçe’yi elinden kaçıran, Larnaka’yı yendiği için kendini Avrupa şampiyonu sanan rakibini havaya sokan Beşiktaş’ta diziliş değişmişti. Muleka önemli bir adam. Yerse kibirliler yer. Muleka’yı da sistem kibirlileri yiyecek gibi görünüyor zira hoca dünya standardı dizilişe geçip takımı 4-2-3-1 sahaya sürdü.
Tayyip Talha çok tuhaf bir oyuncu sürprizlere açık. Vida değil. Kornerden gol beklersiniz ondan. Oyun kurucu değil. Ama müthiş bir gol kokusu var. Olmaması gereken yerde hep. Demirspor’da da böyleydi. Golü penaltıya çevrildi. Buna içerledi tüm hücumlarda Josef’in uyarısını bile dinlemedi kendini öne attı. İki röveşata yaşandı Giresun ceza sahası içinde. Önce Josef denedi ardından Tayyip Talha başarılı röveşatasıyla topu ağlarla buluşturdu.
Beşiktaş’ın evinde 4 yediği nadir ekiplerden biri Giresun. Hakan Keleş Beşiktaş’ı en iyi analiz eden hocaların başında geliyor. Giresun’un eti budu belli ama organizasyon yeteneği dediğim gibi futbol anlayışına çok güven duyduğum Hakan Keleş’e emanet olunca sürpriz nereden çıkar belli olmaz.
Gol arayan devamlı hücum diyen bir Beşiktaş vardı ama başı kesik bir horoz gibi. Maestrosu olmayan bir orkestra gibi. Rosier bile kartı sol tarafta yedi düşünün el elde baş başta durumunu.
Tayfur inanılmaz bir ilk yarı sergiledi. Hem ofansif hem defansif. Muhteşemdi.
Giresunspor evinde ilk yarı pozisyona giremeden soyunma odasına döndü.
Neyse ikinci yarıya geldik…
Dele Alli’nin futboldan, maçtan, oyundan kopukluğuna rahmetlik babaannem, “Biçare habersiz, ne yapacaksın kızma” derdi. Nasıl kızmayayım babaannem. Sen karışma kenar yönetim karışmasın nasıl olacak Allasen?
İkinci yarı Giresun daha ne olduğunu bilen bir takım olarak sahada değildi. Beşiktaş’ın hocası yarım porsiyon yahut az pilav az kurufasulye olduğundan izledi durdu. Hareketsiz.
Yazdığımı haber verdiler Dele Alli’yi almadı. Saçma değişiklikleri açıklayayım. Redmond ve Rosier oyundan çıktı efelerin efesi Ghezzal ve N’Koudou oyuna girdi. Koru kendini zihnim.
Ben olsam kulüpte, Valerien İsmael ve Dele Alli’yi bir odaya hapseder Sergen Yalçın izletirdim. Sadece Sergen Yalçın. Son videodan sonra “Şuurunuz yerine geldi mi?” diye sorardım.
İlk yarıdan farksız bir ikinci yarıda da özlenen Beşiktaş’ı izleyemedi sevgili futbolseverler. Onun yerine Hakan Keleş’in arayışlarını seyrettiler. Ve bu arayışlar rakibi küçümseyen, inisiyatif alamayan kenar yönetimin kafasında 90. dakikada Oğulcan ile patladı. Oğulcan’ın golü bence tartışmalı bir VAR kararı ile iptal edildi. Ama ders alındı mı bilmiyorum.
Elinde su şişesi ile hoca neler hissetmiştir gözümüzle gördük de yazmayalım.
Beşiktaş üç maçtır kazanamıyordu. Kazandı. Mühim. Ama Beşiktaş bu hocayla bu ligi zor bitirir.
Zira maestro olmadan orkestra kafasına göre takılır diyorum ya. Ghezzal-Roiser ikilisi bunu yapıyordu ama ne sahadan ne kenardan haberi olmayan bir adam büyük Beşiktaş’ın farkında değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi