"Merkez Bankası'nın kararını bir kere daha yorumlayalım.."

Geçen hafta perşembe günü açıklanan faiz kararından sonra sayısız kere TV100'de, kendi web sitemde, YouTube Hesabımda, Spotify'da medyaya açıkladım ama, bir kez daha detaylandırmak gerekiyor sanırım.
Merkez Bankası'nın kararı, "pas geçer" diye bekleyenlere sürpriz niteliğindeydi diyebilirim. Ben de aynı grubun içindeydim ama açıkçası karardan dolayı mutsuz olmadım.
TCMB'nin "dostlar alışverişte görsün" ile "radikal" tanımlamalarının tam ortasında kalan kararı, "merak etmeyin piyasayı doğru okuyorum" anlamına geliyordu. Karardan sonra Merkez Bankası Sn. Uysal televizyondan kutladım. Çünkü siyasi otoriteyi faiz artışı için ikna etmek kolay değil. "Faizler düşük kalsın" diye ısrar ederken faizleri yükseltmek kolay değil. Arada risk almak lazım ki, yapılan işe "yöneticilik" densin.
Diğer taraftan Fonlama Maliyeti % 11-12 arasında olduğu için politika faizlerinin % 10.25'e çıkarılmasının piyasaya bir etkisi olmayacağını düşünüyorum. Ancak, beklenti enflasyonu-piyasa faizi-politika faizi üçlüsünün birbirinden çok da uzak olmaması adına önemli bir hamle olarak nitelendirebilirim.
"Beklediğimizden de iyi bir karar çıktı ama…"
Merkez Bankalarının kararlarıyla alakalı tahminlerde bulunmanın güçlüğü şuradan kaynaklanıyor: Merkez Bankaları piyasanın istikrarı için beklentileri bozacak davranışlar göstermez. Diğer taraftan Merkez Bankaları beklentilerin bozulmakta olduğunu görürse piyasada oluşan konsensusun dışında bir karar da alabilir. Böylelikle hem güveni tesis etmek için bir adım atarken, hem de beklentilerin tekrar pozitif bir yöne girmesini sağlayabilir.
Dolayısıyla Merkez Bankasının elindeki veri seti bizde olmadığı için, "muhtemel" olan ile "en az ihtimali" konuşturup en düşük ihtimali eliyoruz. Geçen perşembe alınan karar bizim beklentilerimizden de olumlu bir karardı.
Televizyonda bununla ilgili bir örnek verdim: TFF'deyken alt küme maçlarını çokça seyrederdim. Maçın çok sıkıştığı anlarda bazen seyirciler tribünden "Ahmet'i Mehmet'i oyuna alsana" diye bağırırlar. O sırada gerçekten antrenörün aklında seyircilerin talep ettiği değişiklik varsa, çoğunlukla egolarından dolayı bunu yapmadıklarına şahit oldum. "Seyirciden talimat alan teknik direktör" olmamak adına büyük hatalar yaparlar. Halbuki önemli olan doğru olanı yapmaktır, kimin ne dediğine aldırmadan hem de.
Sonuç olarak Merkez Bankası Yönetimini hem işin için ego mücadelesi koymadan aldığı karar için hem de kararın içeriği için tebrik ediyorum. Elbette bu karar neticesinde Dolar/TL'deki yükseliş durmayacak ama "yine de doğru bir karar" diye altını çiziyorum. Çünkü resmi faizlerin piyasadan kopuk seyretmesi iyi sonuçlar vermiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi