Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Müzik emekçilerinin hakları için toplumsal farkındalık!!!

Müzik ruhun gıdasıdır, şifasıdır. Anlatamadığımız ve hissettiğimiz duyguların tercümanı, kaybolmak istediğimizde çıkış yolu, eğlenmek istediğimiz oyun alanımızdır. Müzik hayatın vazgeçilmez en önemli dalıdır. Her insanın hayatında bu kadar hayati önem taşıyan bir sanat dalının yaratıcıları bizi müzikle beslerken, kendilerinin de müzikten maddi olarak beslenmesi gerekir. Dinlediğin her müziğin o kadar çok hak sahibi ve bize ulaşana kadar geçirdiği bir süreç, emek var ki! Müzik emekçilerinin haklarını teslim etmek gerekir ama bir bedel olarak da karşılığını sunmak gerekir. 

Türkiye özellikle müzik alanında telifler konusunda çok yol kat etti. Yeterli mi? Elbette değil ama bu konuda, son yıllardaki çaba çok değerli ve anlamlı. Geçen hafta Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği’nin basın davetine katıldım. Davette MSG Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Göçer, Başkan Yardımcısı Zeynep Talu, Kurumsal İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Gökyokuş ve Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Birol Namoğlu yaptıkları çalışmaları ve bugüne kadar gelinen durum değerlendirmesini bizlerle paylaştılar. Toplantı benim için çok bilgilendirici oldu ve farkındalık yarattı. Zaten bu yılki mottolarının çıkışı da farkındalık üzerine; “Müzik emekçilerinin hakları için toplumsal farkındalık” 25. yılın mottosu olarak açıklandı. 

Müzik emekçilerine sahip çıkalım!

MSG, bugün 11 bin üyeden fazla besteci, söz yazarı, edisyon şirketi, aranjör üyesiyle yerli ve yabancı müziğin çok önemli bir bölümünü temsil ediyor. Hali hazırda 70 yabancı meslek birliği ile de anlaşma yapmış durumda ve itibarı yüksek uluslararası konfederasyonların da üyesi. Bütün bu çabalar karşılığını vermeye başlamış. Türkiye 2023 yılında dijital telif gelirlerinde hızlı artış görülen 10 ülke arasında 6. sıraya ulaşmış. Ancak buna rağmen Türkiye halen pazar payı yüzde 1’in altında kalan ülkeler arasında yer alıyor ki kıyaslama açısından şöyle örnek verilebilir:  Almanya’nın pazar payı yüzde 10’larda. Gelir elde etme açısından Türkiye’ye bakıldığında ise maalesef sondan 3. sırada. Yine de umut verici gelişmeler var elbette.  Mesela Spotfy ile çözüm ortaklığı olumlu sonuçlar vermeye başlamış. Tabii Spotfy’a müzik konusundaki katkımız elbette büyük ve bu açıdan bakınca da müzik bedelinin çok da yeterli olduğu düşünülemez. Ama sevindirici bir veri paylaşımı da şu şekilde: MSG üyelerine toplamda 260 milyon TL’den fazla telif bedeli dağıttı. Bu rakam bir önceki yıla kıyasla yüzde 93’lük bir artış gösterdi. 

Türkiye’de müzik kullanıcıları araştırması

Türkiye’de müzik kullanıcılarının tercihlerine dair bir araştırmayı da bizlerle paylaştılar. Bu araştırmadaki sonuçlar beğenilerimiz açısından önemli. Örneğin Türkçe pop çok sık dinlenme aralığında %53’lük bir dilimde ve en çok dinlenen müzik türü. Her ne kadar rap yükselişte desek de neredeyse arabesk müzik türüyle çok sık dinlenme olarak %33’lük bir orana sahip. Bazen dinlerim aralığında bütün müzik türlerinde oranlar %40 ve üzeri şeklinde, bu oran yabancı rock türünde %37’ye düşmüş. En çok müzik dinlediğimiz platform %57 olarak Spotify açık ara önde, YouTube %31’lik dilimle ikinci sırada yer alıyor. Bizim kuşağın vazgeçilmez müzik dinleme mecrası radyolar ise maalesef %4 dinleniyormuş, ne üzücü. Araştırmaya katılanların yüzde 41’i her gün yarım saat ile 2 saat arasında müzik dinlemekte.  

Çözülmeyi bekleyen çok sorun var ki yapay zekâ müzik üretimleri ile mücadele daha çok yeni bir başlık. Ama var olan sorunlardan en önemlisi bazı organizatörlerin müzik bedelini hâlâ ödememesi ki “Polis konser bastı” diye basına yansıması da bundan kaynaklı. Mekânlarda konser düzenleyen her yetkili kişinin müzik bedelini ödeyerek sanatçıyı sahneye çıkarması gerekir ve bu sorun hâlâ tam olarak çözülebilmiş değil. Ayrıca MSG, diğer umumi mahallerin de konaklama tesisleri modeli örnek alınarak lisanslanması için devletten destek bekliyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi