Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Otomobil vergilerinde takıntı bitmiyor!

Türkiye’de elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla 1,6 lt motor takıntısından kurtulacağımızı düşünürken, hükümet bu kez karşımıza 160 kW’yi çıkardı. Yani Togg’u baz alıp elektrikli otomobillerde ÖTV’yi 160 kW ve altı motor gücüne sahip modellerde düşük tutarken, üstündekiler de yükseltti. Bu sayede yine Türk halkının ileri teknolojinin faydalarından yararlanması önlendi, yurtdışından düşük kW’lı model talebi arttı.

TÜM dünyanın aksine Türkiye’de otomobillere yönelik vergilendirme halen motor hacmine göre yapılıyor. Dünya çevresel kaygılarla emisyona göre vergilendirme yaparken, bizdeki ilkel sistemde vergi sınırı yıllardır 1.6 litre (1600 cc) olarak belirlenmiş durumda. Yani bu sınırın altındaki otomobiller için düşük, üstündekiler için yüksek ÖTV ödeniyor. Sırf bu yüzden otomotiv markaları uzun süredir yurtdışı merkezlere 1.6 litre ve altı motor temini için bastırıyor, çalışıyor, birçok marka Türkiye’ye özel düşük motorlu araç geliştirmek zorunda bile kalıyor.

YÜZDE 99’I 1.6 LT VE ALTI

Gelişen teknolojiyle birlikte yüksek hacimli motorlar daha verimli ve tasarruflu olmasına rağmen hükümetin ‘1.6 takıntısı’ yüzünden yıllardır düşük hacimli motorlara sıkıştık kaldık. Bunun sonucunda da Türkiye’de satılan otomobillerin neredeyse %99’ı 1.6 lt ve altında motora sahip modellerden oluştu. 6 yıl önce ÖTV sistemine matrah (vergisiz fiyat) baremi de eklenince, düşük motorlu araçlar bile yüksek vergiden kaçamaz oldu. Düşünün bugün neredeyse %80’lik ÖTV diliminin altında araç kalmadı.

HÜKÜMET TOGG’U BAZ ALDI

İşte tam da elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla 1,6 takıntısından kurtulacağımızı düşünürken, hükümet bu kez karşımıza 160 kW’yi çıkardı. Yani elektrikli otomobillerde ÖTV’yi 160 kW ve altı motor gücüne sahip modellerde düşük tutarken, üstündekiler de yükseltti. Kuşkusuz hükümet burada Togg’u baz aldı ve ne yazık ki tüm markalar da stratejilerini buna göre yapmaya başladı. Aynı 1.6 lt’de olduğu gibi Türkiye’deki markalar şimdi de yurtdışı merkezlerinden 160 kW ve altı motor hacminde modeller talep etmeye başladı. Çünkü ancak bu motor hacmine sahip modellerde ÖTV’yi %10’a çekip avantaj elde edebiliyorlar. Aksi takdirde %50 ve 60’lık dilime girince benzinli veya dizel araçtan çok da avantajlı olamıyor.

Anlaşılan elektrikli araçlara geçerken de Türkiye’deki araç kullanıcıları konulan sınır nedeniyle teknolojinin üstün özelliklerinden faydalanmakta geri kalacak gibi görünüyor. Vergilendirme sistemlerinin yarattığı bu çarpıklığın tamamen yeni bir vergi sistemiyle düzeltilmesinin zamanı geldi de geçti bile…

Az enerji tüketenden daha az vergi alınmalı

HER konuşmasında Türkiye’nin ‘1.6 litre’ takıntısından kurtulması gerektiğini ısrarla söyleyen Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, “Şimdi aynı durum elektrikli araçlar için de başladı. Elektrikli araçlarda çevreci ve yüksek teknolojili araçları teşvik etmek istiyorsak bu araçların enerji tüketim değerine göre sınıflandırmak daha doğru olacaktır. Yani AB standartlarında WLTP testlerine göre 100 km’de enerji tüketimine göre vergilendirmek daha adil ve çevreci bir yaklaşım olacaktır. Az enerji tüketen az vergi, çok enerji tüketen daha fazla vergi verirse ülkemizin enerji ihtiyacı da buna göre daha düşük olacaktır” açıklamasını yaptı.

Ali Haydar Bozkurt.

2023'te 3500 adet elektrikli satarız!

ÇİNLİ SAIC'in bünyesindeki İngiliz kökenli MG'nin elektrikli yeni modeli MG4 Türkiye'de satışa sunuldu. 125 kW gücündeki 350 km menzilli versiyonu 969 bin TL’den, 150 kW gücündeki  435 km menzilli versiyonu ise 1 milyon 269 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. MG’nin Türkiye distribütörü Doğan Trend Otomotiv, bu yıl MG4 modelinden 2 bin adet satmayı hedeflerken, toplam satış hedefi ise 7 bin adet. Doğan Trend Otomotiv’in CEO'su Kağan Dağtekin, 2023’te Türkiye’de 30 bin adet elektrikli otomobil satılmasını beklediklerini belirterek, “MG olarak bizim hedefimiz ise 7 bin adedin %50’sinin elektrikli olması” dedi. 

Ek vergiye karşı destek

Dağtekin, “Ek %54 vergi gelmeseydi, fiyatı 700 bin TL'den mi başlardı?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Hayır çünkü hem SAIC destekledi hem de biz marjı minimize ettik. Yani tam rakamı hesaplamak kolay değil. Ama destek almasaydık 1 milyon TL’nin altına inemezdik. Eğer 1 milyon 269 TL ile çıktığımız fiyat bu ilave vergi gelmeseydi 1 milyon,  hatta zorlasak 1 milyonun altına inerdi. Normalde fiyatlar daha da yüksek olması lazım. Ama SAIC’in desteğiyle de biz de fedakarlıklarımızı yaparak buralarda tutmaya çalışıyoruz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi