Satılık Hayvan, Satılık İnsan, Satılık Toprak

Modern insanın beyni özel değildir; farkı yaratan unsur, modern insanın sahip olduğu ticaret ağlarını meydana getiren kolektif beyinlerdir. Afyon savaşının ilk aşamasında, Britanya İmparatorluğu Hong Kong adasını gasp etmişti. Adanın yeni atanan valisi Sör John Bowring şöyle buyurmuştu; “Serbest ticaret İsa’dır ve İsa serbest ticarettir.”

Amerika kıtasında Tanrı adına milyonlarca yerliyi öldürdüler. Afrika’da ticaret adına milyonlarca siyahı sürdüler; ağaçları yaktılar; kuşları ve çocukları yaktılar; suyu yaktılar; yerlilerin etlerini pazarladılar. Köle ticaretinin Britanya tarafından yasaklandığı 1807’ye gelindiğinde 11 milyondan fazla Afrikalı gemilerle Yeni Dünya’ya taşınmış ve bunların yarısından fazlasının yolculuğu şeker plantasyonlarında son bulmuştu. Yine de “ticaret” adına yaptıkları onları doyurmadı, tatmin etmedi.

Koruma altındaki hayvan türlerinin ticaretinden ABD, Avrupa ve Doğu Asya’da milyarlar kazanılıyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na (WWF) göre koruma altındaki hayvanların yasa dışı ticareti, organize suçların en büyük üçüncü kolu durumunda. Dünya çapındaki ticaret hacmi 7 ila 15 milyar avroya ulaşıyor. Bazı hayvanların yasadışı hayvan piyasasındaki bedeli Euro cinsinden şu şekilde;

Boynuz gaga (çift): 100.000
Şempanze: 60.000
Sibirya Kaplanı: 43.000
Madagaskar Dev Kara Kaplumbağası: 30.000
Aslan Başlı Maymun: 15.500
Amazon Papağanı: 12.500
Zürafa: 10.100

Ülkemiz de hayvan ticaretinin merkezinde yer alan ülkelerden birisi. Yasa dışı yollardan getirilerek bu iş için kurulmuş hayvan çiftliklerinde üretilen hayvanlar, iş yerleri, internet ve sosyal paylaşım ağları üzerinden satılıyor. Son aylarda İstanbul’da yakalanan kaçakçılardan kurtarılan hayvanlardan bazıları şunlar; pacman kurbağası, taç geko, amazon süt kurbağası, tinçtorius kurbağası, yeşil ağaç gekosu, monitör cinsi kertenkele, mısır yılanı, boa yılanı, piton yılanı, akrep, meksika cinsi siyah kral yılanı ve tarantula.

Hayvan ticareti olur da insan ticareti olmaz mı?

Ocak 2015’ten bu yana Avrupa’da 580 binden fazla çocuk sığınma başvurusunda bulunmuş. Yeni yayınlanan Europol-İnterpol raporu ise AB’ye gelen mülteci ve göçmenlerin yaptığı yolculukların yüzde 90’ının suç şebekeleri için çalışan kaçakçılar tarafından düzenlendiğini ve en az yarım milyon çocuğun yolculuklarının bir noktasında kaçakçılara başvurduğunu ileri sürmüş. Bununla beraber refakatsiz çocukların sayısının yaklaşık 100 bin kadar olduğu, özellikle bu çocukların kaçakçılara yönelme eğiliminde olduğu belirtilmiş.

Günümüzde insan kaçakçılığının yıllık 5-6 milyar dolarlık bir ticaret olduğu tahmin edilmektedir. Europol’e göre suç örgütleri fiyatlarını üç kat artırmıştır ve bugün pek çok göçmen yolculuklarının tek bir etabı için 3.000 Euro’ya kadar para ödemektedir. Çocuklar, kaçakçılara başvurmuş olmaları nedeniyle çoğu zaman borç altına girmektedir. Bu borçların ödenmesi, çocukları kaçakçıların sömürüsüne maruz kalma riskini artırmaktadır.

Ülkemiz özellikle son 10 yılda insan kaçakçılığının, bu yoldan para kazananların cenneti haline gelmiş durumdadır.

Hayvan ticareti olur, insan ticareti olur, toprak ticareti olmaz mı?

Daha önce ülkemizin tarım alanlarının nasıl ve kimlere satıldığını yazmıştım. Bugün, daha önce hiçbir ülkede duymadığım bir durumu yazacağım.

Yeni cumhurbaşkanlığı kararı ile ülkemizdeki gayrimenkulleri yurt dışında pazarlayıp satsınlar diye Ticaret Bakanlığı emlakçılara inanılmaz devlet destekleri verecek. Bu amaçla, mesela Katar’a bir emlakçı dükkânı açtınız. Devletimizden bu dükkânın kirası için yılda 3,6 milyon TL alabileceksiniz. Katar TV’lerine, billboardlara reklam verdiniz, broşürler yaptınız. Devletimiz bu giderleriniz için yılda 1,8 milyon TL verip sizi rahatlatacak. Ya da Türkiye’den 5-6 emlakçı toplandınız Katar’a 10 günlüğüne ülkemizin gayrimenkullerini pazarlamaya gittiniz. Uçak biletiniz, oteliniz, Katar’daki transfer harcamalarınız… Hepsini devletimiz 1 milyon liraya kadar karşılıyor.

Hayvanıyla, insanıyla, toprağıyla satılık bir ülkemiz var! Durumumuz “Züğürt Ağa”nın durumundan beter ama filmde de olduğu gibi bazı marabaların keyfi yerinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi