Scarborough Fair / Simon & Garfunkel

Şu anda çalmakta oldukları şarkı “Scarborough Fair”, Scarborough Panayırı. İzleyicilerin büyük çoğunluğu bir Simon & Garfunkel bestesi dinlediklerini sanıyorlar, ama gerçek, sandıkları gibi değil. Öncelikle, dinlemekte oldukları şarkı tek şarkı değil, iki şarkının iç içe söylenmesiyle oluşmuş bir “kontrpuan”

19 Eylül 1981, Cumartesi. Akşamüzeri ile akşam arasında arafta saatler, gökyüzünün maviden laciverde dönmeye başladığı dakikalar. New York Central Park’taki “Great Lawn” (Büyük Çimenlik) üzerinde yayılmış yarım milyondan fazla insan. Sahnedeki ikili “Gradute” filminin unutulmaz “Mrs. Robinson”u ile başlarlar konserlerine. Sonraki “Homeward Bound”u “America”, onu da “Me and Julio Down by the Schoolyard” izler. Ardından ortaçağ müziğinde sık kullanılan Dorian modda sakin bir gitar ezgisi mırıldanır ve ilk vokal gitara katılır:
Tell her to make me a cambric shirt
(Ona benim için patiska bir gömlek yapmasını söyle)
(On the side of a hill in the deep forest green)
((Kopkoyu yeşil bir tepenin yamacında))
Parsley, sage, rosemary and thyme
(Maydanoz, adaçayı, biberiye ve kekik)
(Tracing of sparrow on snow crested brown)
((Karla kaplı tepede serçenin ayak izleri))
Without no seams nor needle work
(Dikişsiz, iğne değmeden)
(Blankets and bedclothes the child of the mountain)
((Dağın çocukları yorgan ve çarşaflarla))
Then she’ll be a true love of mine
(Sonra yine benim gerçek aşkım olacak)
(Sleeps unaware of the clarion call)
((Savaş çağrısından habersiz uyuyor))

Tell her to find me an acre of land
(Ona de ki bana bir dönüm toprak bulsun)
(On the side of a hill a sprinkling of leaves)
((Tepenin yanındaki yaprakların serpildiği yerde))
Parsley, sage, rosemary and thyme
(Maydanoz, adaçayı, biberiye ve kekik)
(Washes the grave with silvery tears)
((Berrak gözyaşlarıyla mezarları yıkıyor))
Between the salt water and the sea strands
(Ama bu toprak denizle sahil arasında olsun)
(A soldier cleans and polishes a gun)
((Bir asker silahını temizleyip parlatıyor))
Then she’ll be a true love of mine
(Sonra yine benim gerçek aşkım olacak)

Tell her to reap it with a sickle of leather
(Ona de ki ekini deri bir orakla biçsin)
(War bellows blazing in scarlet battalions)
((Kıpkırmızı olmuş taburlardaki savaş çığlıkları))
Parsley, sage, rosemary and thyme
(Maydanoz, adaçayı, biberiye ve kekik)
(Generals order their soldiers to kill)
((Generaller askerlerine öldürmeyi emrediyor))
And gather it all in a bunch of heather
(Ve harmanı tüyden yapılmış bir iple demet yapsın)
(And to fight for a cause they’ve long ago forgotten)
((Çok uzun süre önce unutulmuş bir dava uğruna))
Then she’ll be a true love of mine
(Sonra yine benim gerçek aşkım olacak)

Sahnedeki ikili Paul Simon ve Arthur Garfunkel. Birlikte ilkokula gitmiş, ilk müzik gruplarını birlikte kurmuş ve 1963-70 arası Simon & Garfunkel adıyla pek çok hit şarkıya imza atmış efsane ikili. 1970 yılında ayrılmışlardır ama New York Belediye’sinin yetersiz Central Park bütçesine para toplamak amacıyla düzenlenen bu yardım konserinde bir araya gelmişlerdir ne zaman sonra.
Şu anda çalmakta oldukları şarkı “Scarborough Fair”, Scarborough Panayırı. İzleyicilerin büyük çoğunluğu bir Simon & Garfunkel bestesi dinlediklerini sanıyorlar, ama gerçek, sandıkları gibi değil. Öncelikle, dinlemekte oldukları şarkı tek şarkı değil, iki şarkının iç içe söylenmesiyle oluşmuş bir “kontrpuan” (armonik olarak bağımlı fakat ritm ve konturları farklı şarkıların bir arada çalınması).
Yukarıdaki şarkı sözlerinde parantez içindeki satırların çoğu Paul Simon’ın 1965 yılında İngiltere’de kaydettiği “Paul Simon Songbook” albümünde yer alan “The Side of a Hill” şarkısından. Savaşın anlamsızlığını anlatan bir şarkı bu, Vietnam savaşı ile birlikte oluşan savaş-karşıtı külliyatın önemli şarkılarından. Bu şarkı sonradan “Canticle” adlı başka bir şarkıya dönüştülmüş, sonra da “Scarborough Fair”e düğüm düğüm örülmüş.
OYSA Kİ ŞARKI YÜZYILLAR ÖNCESİNE UZANMAKTA…
Paul Simon’ın “Scarborough Fair” ile ilk kez 1965 yılında Londra’da karşılaşır, folk şarkıcısı Martin Carthy’dendir ilk dinleyişi ve hemen not etmiştir. Ancak Martin Carthy de bu şarkıyı Ewan MacColl’un geleneksel halk baladlarını topladığı bir antolojiden almıştır yıllar önce. Şarkı gerçekte, çok daha eskiye, yüzyıllar öncesine uzanmaktadır oysa ki.
Scarborough kasabası İngiltere’nin doğusundaki Yorkshire bölgesinde ve Kuzey Denizi kıyısındadır. Günümüzde küçük bir tatil beldesi olsa da, kasaba ortaçağda önemli bir ticaret merkezidir. 1253’de Kral 8. Henry’nin fermanı ile kurulan Scarborough panayırı, 17. yüzyılın ortalarına kadar İngiltere coğrafyasındaki önemli ticaret organizasyonlarından biri olagelmiş, Ağustos ortasından Eylül sonuna kadar açık kalan panayır (normal panayırların süresi en çok iki haftadır), tüm Britanya adaları dışında, Fransa, Norveç, Danimarka ve hatta Bizans’tan tüccarları kendine çekmiştir.
Çok olası ki şarkı panayırın parlak devirlerinde yazıldı ancak bize ulaşan hali de –aradaki muhtemel 6 yüzyılı düşününce çok doğal- ilk hali değil. Şarkı bir zaman diliminde “The Elfian Knight” (Elf Şövalye) ile, bir başka geleneksel İskoç baladı ile kaynaşmış.
“The Elfian Knight”da genç bir kızı kaçıran Elf, onu serbest bırakmak için yerine getirilmesi imkansız olan şartlar öne sürer, onun için iğne kullanmadan patiska bir gömlek dikmek, okyanus ve kıyı arasında bir ada bulmak, orada tahıl yetiştirmek ve deriden bir orakla tüm ekinleri biçmek gibi. Başka bir versiyonda ise Elf ve kaçırılan genç kızın yerini iki eski sevgili alır, bu kez her iki sevgilinin eski aşıklarından yapılması neredeyse mümkün olmayan istekleri vardır.
PARSLEY, SAGE, ROSEMARY
AND THYME
Peki şarkının en gizemli ve sık tekrarlanan dizesi ne anlama geliyor: “Parsley, sage, rosemary and thyme” (Maydanoz, adaçayı, bib eriye ve kekik)? Ortaçağ Avrupa’sında, maydanozun acıyı aldığına, adaçayının güç verdiğine, biberiyenin aşk ve sadakat kaynağı olduğuna, kekiğin ise cesaret verdiğine inanılırdı. Kimileri bu bitkilerin o zamanki aşk iksirlerinin yapımında kullanıldığına işaret ediyor; kimileri ise vebaya karşı koruması için yaygın olarak evlerde hazırlanagelen ve bu dört bitkinin sirke içinde bekletilmesiyle elde edilen “Four Thieves Vinegar”ı (Dört Hırsız Sirkesi) hatırlatıyor ve bu sirkenin güzel kokusu nedeniyle vebadan hayatını kaybetmiş insanların bedenlerinin kokmaması ve çabuk çürümemesi için kullanıldığına dikkat çekerek, bu şarkıda ölmüş bir aşıktan bahsedildiğini öne sürüyor. Bugünse Avrupa’da dört hırsız sirkesi, maydanoz yerine nane eklenerek, hala bazı evlerde yapılıyor ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği düşünülüyor.
Emin olduğumuz tek şey, bize ulaşan bu şarkının olağanüstü güzellikte olduğu.
Müzik ruhun gıdasıdır, ama siz bedeniniz için sofranızdan maydanoz, adaçayı, biberiye ve kekiği de eksik etmeyin.

Simon & Garfunkel, Scarborough Fair/Canticle, 1966

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oğuz Pancar Arşivi