Davutoğlu; Erdoğan, Bahçeli ve Akşener görüşmesini eleştirdi: Cumhurbaşkanının kutuplaştırma siyaseti

Davutoğlu; Erdoğan, Bahçeli ve Akşener görüşmesini eleştirdi: Cumhurbaşkanının kutuplaştırma siyaseti
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ndan Erdoğan’a tepki, “Cumhurbaşkanının terör saldırısı konusunda sadece iki grup liderine bilgi verip ana muhalefet partisini ve Saadet-Gelecek grubunu dışlaması açık bir bölme...
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ndan Erdoğan’a tepki, “Cumhurbaşkanının terör saldırısı konusunda sadece iki grup liderine bilgi verip ana muhalefet partisini ve Saadet-Gelecek grubunu dışlaması açık bir bölme ve kutuplaştırma siyasetidir” ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Meclis’te gerçekleştirdiği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, Pençe Kilit Operasyonu kapsamında çıkan çatışmada 9 askerin şehit olmasının ardından Dolmabahçe’de Erdoğan başkanlığında gerçekleşen güvenlik oturumun öncesinde Erdoğan’ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüşmesine tepki gösterdi. Davutoğlu, “Her şeyden önce, bu ateş çemberinde milletimizi bu bilinç ile birleştirmesi gereken Sayın Cumhurbaşkanının terör saldırısı konusunda sadece iki grup liderine bilgi verip ana muhalefet partisini ve Saadet-Gelecek grubunu dışlaması açık bir bölme ve kutuplaştırma siyasetidir” dedi.

Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;

Bugün milletimiz böyle bir ateş çemberinden geçmektedir. Uluslararası düzenin temelinden sarsıldığı, yanı başımızda ikisi doğrudan birçok dolaylı acımasız savaşın yaşandığı bir ortamda terör saldırılarının tırmanışa geçmiş olması, herkesin millet olmamızın asgari şartları olan bu duygularla hareket etmesini gerektirmektedir. 21 günde verdiğimiz 23 şehidimizin derin acısını yüreklerimizde hissederken onların emaneti olan mirası korumak hepimiz için en mukaddes görevdir.

Her şeyden önce, bu ateş çemberinde milletimizi bu bilinç ile birleştirmesi gereken Sayın Cumhurbaşkanının terör saldırısı konusunda sadece iki grup liderine bilgi verip ana muhalefet partisini ve Saadet-Gelecek grubunu dışlaması açık bir bölme ve kutuplaştırma siyasetidir. Geçmiş bütün süreçlerde sadece TBMM’de grubu bulunan partilerin değil temsili bulunan bütün partilerin ve kimi zaman da TBMM dışında yüzde 1 üzerinde oy almış partilerin dahi bilgilendirildiği hafızalarımızdadır.

Bugün Cumhurbaşkanlığı makamının böylesi kutuplaştırıcı bir tavır sergilemesinin sebebi ise açıktır: Montaj videoların da devreye girdiği son seçimlerde olduğu gibi önümüzdeki yerel seçimlerde de terör istismarı ve milletimizin acıları ve kaygıları üzerinden bir gerilim yaratarak seçimleri kazanmak. Cumhurbaşkanlığı makamının milleti birleştirici ruhuna yakışmayan bu tutumu kınıyoruz.

Öte yandan, Aralık ayı sonundaki terör saldırılarında talep ettiğimiz şekilde bu kez TBMM’nin terörle ilgili özel bir oturumda bilgilendirilmesini ise doğru yönde atılan bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Ayrıca, bazı partilerin bu acı günde dahi milletin genel hissiyatından koparak terörü kınamaktan ve lanetlemekten kaçınmasını ve TBMM dışındaki bir partinin de bütün muhalefet partilerini terörle işbirliği içinde gösteren provokatif bir kara propaganda çalışması yürütmesini de kutuplaştırıcı iklimi tırmandıran tavırlar olarak şiddetle kınıyoruz.

Milletimizin yüreği yanarken TBMM’nde yeniden taktiksel bir bildiri tartışmasının hatta bir bildiri savaşının yaşanıyor olması ise her türlü kınamanın ötesinde utanç verici bir tablodur. TBMM başkanlığının grup temsilcileri ile hiçbir istişare yapmaksızın Türkçe açısından hatalar ve iç çelişkiler barındıran bir metne imza atılmasını bürokratik kanallardan bir talimat gibi TBMM gruplarına dayatması ilkesel olarak da, şimdiye kadar görülmemiş bir yöntem olarak da son derece yanlıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulamasını TBMM işleyişine yansıtan bu tavır TBMM Başkanlığının birleştirici ruhuna da TBMM’nin istişare kültürüne de yakışmamıştır. TBMM iktidarın bildirilerle sınırlı hamaset aparatı değil, denetim gücünü kullanarak iktidarı etkin tedbir alma yönünde teşvik etme görevini yerine getirmesi gereken milli irade kurumsallaşmasıdır.

Bu bağlamda tarihdaşlık, duygudaşlık ve kaderdaşlık bilincinden hareketle;

1.Cumhurbaşkanlığı makamını teröre karşı tavır koyan bütün liderleri bir masa etrafında toplayarak içerde milletimize güven, dışarda dosta düşmana güçlü bir mesaj vermeye,

2.TBMM Başkanlığını TBMM’de temsil edilen tüm parti temsilcilerini toplayarak ortak bildiri metninin istişare sonucunda tam bir birlik içinde imzalanması için girişimde bulunmaya,

3.İktidar partilerini milli birlik duruşu gerektiren bu tür konularda ve günlerde muhalefet partileri ile yakın temas içine girmeye ve metnin ortak istişarelerle hazırlanması için çaba sarf etmeye,

4.Ana muhalefet partisini bu kez TBMM’nin özel bir gündemle toplanması çağrısının yerine gelmesini de göz önünde bulundurarak ve kutuplaştırma tuzağını bozarak bu ortaklaşma sürecine katılmaya,

5.TBMM’nde şu ana kadar bu saldırıları kınamamış bütün partileri bu saldırıları derhal kınamaya çağırıyoruz.