B planı meraklılarına gelsin

B planı meraklılarına gelsin
Oyuna bu kadar hakim olup, bu kadar çok pozisyon üretip gol atamamayı izah etmek zor tabi. Forvetler bir yana İrfan Can ve Fred bile dörder net pozisyonu değerlendiremedi. Mert Günok’u alkışlayarak açıklayabiliriz belki üç golde...

Oyuna bu kadar hakim olup, bu kadar çok pozisyon üretip gol atamamayı izah etmek zor tabi. Forvetler bir yana İrfan Can ve Fred bile dörder net pozisyonu değerlendiremedi. Mert Günok’u alkışlayarak açıklayabiliriz belki üç golde kalmayı. Atilla Karaoğlan kararlarıyla iki takımı da çıldırtırken, belki de uzun süre sonra ilk defa VAR doğru müdahaleler yaparak “VAR iyi ki var” dedirtti. Beşiktaş’ı sorarsanız tek bir cümleyle cevaplamak mümkün; “Beşiktaş’ın bir A Planı bile yok”.

Son yıllarda hiçbir Beşiktaş maçı bu kadar kolay olmamıştı. Kadıköy’de bile bu kadar üstünlük kurulmamıştı. Mert Günok’un kurtarışları olmasa Beşiktaş tarihi bir fark yiyecekti. Fenerbahçe ideal kadrosu ve oturmuş oyun planıyla Beşiktaş’ı evinde pozisyon vermeden yendi.

B Planı diye tutturanlara inat A Planıyla çıktı İsmail Kartal… Aslında bu B Planı taleplerini tartışmak lazım. A planı nedir, B planı neden ve ne zaman devreye girer konuşmak lazım. A planı bir Hocanın elindeki kadroya en uygun oyun planıdır. O kadronun en iyi uygulayabildiği oyun planı, oyun stratejisi A Planıdır. B planı üzerinde ne zaman çalışılır? Önce A planı eksiksiz oturur, hakkıyla uygulanır, sonra özel durumlar için farklı stratejiler üzerinde de durulur.

A Planını uygulayacak yeterli kadronuz varsa, herhangi bir eksiklik, sakatlık durumunda yedekleriniz ilk 11’in yerini doldurabiliyorsa, büyük takımların Hocaları A Planını oturtmaya ve mükemmelleştirmeye öncelik verir. Çünkü büyük takımların ve hocaların bir futbol karakteri vardır ve kendi oyun planlarını dikte eder… Ancak A Planı her koşulda ve her isimle tıkır tıkır işlemeye başlayınca Hocalar ikinci ve hatta üçüncü planlar üzerinde çalışmaya başlar. Bu da genellikle ikinci yılda mümkün olur. İlk 11 kadrosuyla büyük oranda oturttuğu A Planıyla 19’da 19 yapan İsmail Kartal, yedekleriyle de A planını düzgün oynamaya uğraşıyor. İstediği sonuçları alamadıysa bunun sebebi çok fazla yedekle oynamak zorunda kalmasıydı. Böyle bir dönemde İsmail Kartal’ın başını “B planı da B planı” diye şişirmenin çok da anlamı yok.

Olmadığı Beşiktaş deplasmanındaki oyunla bir kere daha ortaya kondu. Becao hariç ideal 11’yle çıkmıştı sahaya Fenerbahçe. Tek istisna Samet Akaydın’dı, o da günün tek hatasını yaparak Beşiktaş’a penaltı hediye etti. Fenerbahçe akan oyunda etkiliydi, uzun toplarda başarılıydı. Orta sahaya hakim oldu, kanatları şıkır şıkır çalıştı. Ferdi, Osayi yüzüncü dakikada bile ilerde gol arıyorlardı. İrfan Can, Tadic her seferinde Necip’in katılmasıyla beşliye dönen Beşiktaş defansının arasına sızdı. Dzeko, bir santrafor gol atmak dışında neler yapabilir gösterdi. Fred ve Syzmanski Beşiktaş orta sahasını ve defansını hallaç pamuğu gibi attılar.

Oyuna bu kadar hakim olup, bu kadar çok pozisyon üretip gol atamamayı izah etmek zor tabi. Forvetler bir yana İrfan Can ve Fred bile dörder net pozisyonu değerlendiremedi. Mert Günok’u alkışlayarak açıklayabiliriz belki üç golde kalmayı. Atilla Karaoğlan kararlarıyla iki takımı da çıldırtırken, belki de uzun süre sonra ilk defa VAR doğru müdahaleler yaparak “VAR iyi ki var” dedirtti. Beşiktaş’ı sorarsanız tek bir cümleyle cevaplamak mümkün; “Beşiktaş’ın bir A Planı bile yok”.