Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

Beşiktaş Seba’sını bulmak zorunda…

Norveç takımları ters gelir Beşiktaş’a öteden beri. Ancak Bodo Glimt ile bu üçüncü müsabakaydı. Bir kez yenmiş bir kez berabere kalmıştık maça çıkmadan önce.

Beşiktaş yurtdışı kapışmalarında deplasmanda daha iyi sınav veren bir ekip. Ancak kırmızı cezalısı Rosier yok Amertey sakat, ha keza Tayfur Bingöl cezalı dolasıyla derbi mağduru Burak Yılmaz mecburi rotasyonda.

Rotasyon bu takımın neresinde olursa olsun “Kim yok abi? Filan… Tamam koyalım Necip’i…” durumu yok mu Allasen bu takımda. Necip yine 11’de bileğinin hakkıyla. Büyük kaptan. Çarşı’da alay konusu olan Beşiktaş transfer komitesinin isim benzerliğiyle aldığını öne sürdüğü Onana’yı Şenol Güneş bir iki maç denemiş, olmayacağına kanaat getirmiş kadrosunda yer vermemişti. Ama Burak Yılmaz ilk 11’de ona forma verdi.

Lugano maçının ağırlığını üzerinden atmış mıydı takım? Emin değilim. Evinde 2-0 öne geçtikten sonra 9 dakikada bir maçı vermek, kendi kalene gol atmak ağır işçilikti.

Abdullah Avcı futbolundan kalma hazırlık pasları alışkanlığı Beşiktaş’ta bir türlü atlatılamıyor. Hazırlık pasları olmadan olur mu? Olmaz ama hazırlık paslarıyla ömür de geçmez. Beşiktaş buna çözüm bulmalı, hızlı ve hücum adına.

İkinci mesele orta saha. Fernandes olmadan olmaz. Elinizde Chamberlain var. Önemli adam. Ve fakat siz bu adamı büyük yalnızlığa iterken, aynı kalabalıkta Fernandes’in kendine arkadaş bulması mı çözüm? Yoksa Chamberlain’in destek ayağına icat bulamamak mı?  Edebiyatı bırakayım. Chamberlain’in birlikte alan yaratması, kenarın da buna çözüm bulması gerekiyor.

Beşiktaş’ın golü yediği dakikada ne kadar bocaladığını, devrelerinin birbirinden ne kadar kopuk olduğunu göreceksiniz.

İlk yarı soyunma odasına mağlup giden Beşiktaş, oyun sisteminde değil ama moral anlamında daha iyi çıktı ikinci yarıya. Rashica’nın şut denemeleri önemliydi. Gedson’un enerjisi güçlüydü. Ama aranan bir futbol aklıydı. Gedson mu olacaktı, Rashica mı yoksa Ghezzal mı?

Oyun aklı Necip’ti.

Müsabakanın 54. dakikasında yaşananlar iyi bir korku filminden nefis fragman gibiydi. Kaleci Mert ile karşı karşıya kalma, topun Mert’i geçmesi, çizgiden çıkarılması, tekrar uzaklaştırma çabası, direkten dönmesi evet hepsi tek planda yaşandı.

54’teki fragman 57’de gösterime girdi. Gronbaek’in pasıyla ceza sahasında buluşan Moumbagna farkı ikiye çıkardı.

Burak Yılmaz bu golden sonra oyuna yeniden dokundu. ‘Hücum’ dedi. Cenk ve Muleka oyuna alındı. Bu iki topçu daha nefes alamadan Beşiktaş kalesinde üçüncü golü gördü.  Ancak gol ofsayttan döndü. VAR Türkiye’deki gibi çalışmadı ama Beşiktaş için bu moral değildi.

Beşiktaş bir gol daha yedi. Atamadığını rakibe attırdı skoru 3-1’e getirdi ama ne fayda?

Kanatsız Beşiktaş… Sorun kanatlarının olmaması. Ghezzal var Rosier yok. Masuaku var Rebic mi Rashica mı Cenk mi Onur mu kim var?

Kanatsızlık orta sahayı da bozuyor, itiraz ettiğim yan pasları da… Oxlade Chamberlain neden iş yapmıyor, Gedson Fernandes futbol hayatını riske atacak kadar neden her topun peşinde?

Beşiktaş bu kulvara da veda etti. Hayırlısı.

Takım kongreye gidiyor. Kongreye götürenler, götürmek zorunda kalanlar diyor ki “Evet başarısızız…”

Kongre üyelerine büyük ödev düşüyor. Oylanacak olan bu sezon değil Büyük Beşiktaş’ın geleceği… Beşiktaş yeni bir Seba, Süleyman Seba bulmak zorunda.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi