Hay Maşallah…

Hay Maşallah…
Faruk Koca yumruğu attı, Büyükekşi ilk iş ligleri süresiz durdurdu, iki gün sonra ise vazgeçti, sadece bu haftanın maçlarını erteledi. Bu durumda normal olarak fikstür kaydırılır. Öyle yapmadılar, bu haftanın maçlarını,...

Faruk Koca yumruğu attı, Büyükekşi ilk iş ligleri süresiz durdurdu, iki gün sonra ise vazgeçti, sadece bu haftanın maçlarını erteledi. Bu durumda normal olarak fikstür kaydırılır. Öyle yapmadılar, bu haftanın maçlarını, 10 Ocak’a attılar, bir sonraki haftanın maçlarına geçtiler. Bu formülün hakem sorununa, şiddete nasıl bir faydası olacak bilmem ama Şampiyonlar Ligi’nden elenen Galatasaray’a faydası saymakla bitmez.

Yok yok, bu maşallah Fenerbahçe’ye değil, TFF Başkanı Büyükekşi ile “canımız, ciğerimiz, her şeyimiz” Galatasaray’a. Tabii gruplardan çıkan Fenerbahçe’ye de geleceğiz ama önce Büyükekşi ve Galatasaray’ın maşallah'ına değinelim.

Hakem Umut Meler’e yapılan saldırıyı bir cümle ile özetleyelim; “Türkiye Futbol Federasyonu, saldırgan Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’ya geçen yıl fairplay ödülü verdi”. Kim, neden, nasıl sorularının tümünün cevabı bu cümlede.
“Fairplay” İngilizce bir terim, “Sportmenlik, sportif erdem, rakibe saygı” anlamına geliyor. Maşallah, sanki Faruk Koca ve ona ödülü veren TFF Başkanı Büyükekşi’yi tarif ediyor.

Faruk Koca yumruğu attı, Büyükekşi ilk iş ligleri süresiz durdurdu, iki gün sonra ise vazgeçti, sadece bu haftanın maçlarını erteledi. Bu durumda normal olarak fikstür kaydırılır. Öyle yapmadılar, bu haftanın maçlarını, 10 Ocak’a attılar, bir sonraki haftanın maçlarına geçtiler.
Bu formülün hakem sorununa, şiddete nasıl bir faydası olacak bilmem ama Şampiyonlar Ligi’nden elenen Galatasaray’a faydası saymakla bitmez. Hızır gibi yetişti maşallah.

Kopenhag’dan yorgun ve moralsiz dönen Galatasaray, Sivas deplasmanına cezalı Muslera’sız gidecekti. Bunun yerine iki gün daha dinlenip evinde Karagümrük’le oynayacak. Hem de Muslera’lı. Hay Maşallah.

Önceki gün TFF Bilgi Bankası, kart cezalarının 10 Ocak'taki erteleme maçında çekileceğini gösteriyordu. Canımız ciğerimiz, her şeyimiz, Galatasaray’ımız nasıl Sivas deplasmanına Muslera’sız gider? Olmaz öyle şey. Muhtemelen Erden Timur, Yusuf Günay ve Mehmet Büyükekşi oturdular, şıppadanak bu sorunu da çözdüler. Bir taşla üç kuş vurdular; maşallah, maşallah, maşallah.
Kuş bir, TFF Bilgi bankası bir kez daha güncellendi; Cezalar ilk resmi maçta çekilecek. Yani Muslera, Karagümrük'e karşı cezalı. Sivas deplasmanında oynayacak.
Kuş iki; Karagümrük'ün cezalı üç oyuncusu normalde Kayserispor'a karşı cezalı olacaktı, ama şimdi Galatasaray'a karşı oynayamayacak.
Kuş üç; Galatasaray 10 Ocak’ta Sivas’a gittiğinde Sivas’ın 4 oyuncusu Afrika Kupasına gitmiş olacak. Bre Maşallah.

Sonra da Büyükekşi diyor ki; biz futbolu yönetiyoruz. Evet, bir şeyler yönetiyorsunuz da o futbol değil, meftunu olduğunuz, “canınız, ciğeriniz, her şeyiniz” Galatasaray’ın menfaatleri. Oysa her adımınız adil olmalı, haksızlığın, tesadüf olduğunu savunamazsınız. Tesadüf bile olsa, haksızlığa izin vermeyeceksiniz. Ama zaten varlığınızın sebebi buysa, sizi Galatasaray, Başakşehir, Gaziantep dışında destekleyen kalmamışsa, buna rağmen siz o koltukta oturmaya kararlıysanız, eliniz mecbur kararlarınızda adaleti değil menfaatleri kovalayacaksınız. Ne kadar dayanabileceksiniz, göreceğiz. Ama tribünlerin tepkilerine bakarsak işiniz zor. Galiba Galatasaray stadı dışında topluca tribün protestosu yemeyeceğiniz yer yok gibi. Böyle giderse pek çok başkana parmak sallamanız gerekecek.

Spartak Trnava maçına gelirsek, İsmail Kartal’ın maç öncesi dediği gibi Fenerbahçe’nin bir özür borcu vardı, onu ödemeye çıktılar. Çoktan garantilemiş olmaları gereken gruptan çıkabilmek için galibiyet gerekiyordu. İsmail Hoca da bunun için rotasyondan vazgeçmiş kaleci hariç ideal kadroyu kullanmıştı.

Kadıköy’de futbol ziyafeti vardı. Başta Ferdi ve Dzeko olmak üzere tüm oyuncular yeteneklerini pırıl pırıl sergilerken, takım oyununun da nefis bir örneğini izledik.
İlk yarı yaratılan 10’dan fazla pozisyonda sadece tek bir gol bulabilmek enteresandı. Şu an Türkiye’de forma giyen futbolcuların en iyisi kabul edilen Ferdi, klasına yakışır bir gol attı da ilk 45 dakika boşa gitmedi.

Fenerbahçe ikinci yarının hemen başında peş peşe üç gol daha bulurken Ferdi olağanüstü işler yaptı. İki gol atıp bir de penaltı alan Dzeko da yine sahanın her yerindeydi. Bir başka başarılı isim ise 4 gol yemesine rağmen 8 net pozisyonu kurtaran Slovak kaleci Takaç oldu.

Fenerbahçe, her oyuncusunun görevini eksiksiz yaptığı bu farklı galibiyetle gruptan lider olarak çıktı. Sarı Lacivertliler özür borçlarını ödediler biz de kabul ettik. Teşekkürü hak ettiler.