Emre Özpeynirci
Elektrikli otomobil üretmeden otomotiv sanayi büyüyemez!
2025 yılının ilk yarısında otomotiv sanayimizde üretim ve ihracattaki ‘yüz güldüren’ rakamlar, aslında ticari araçların taşıdığı illüzyondan ibaret. Gerçek tabloya baktığımızda, sektör 2017'deki altın çağının hâlâ çok uzağında. 2017 yılının ilk 6 ayında 869 bin araç üretimi yapılırken bu yıl aynı dönemde üretim ancak 706 bin adede ulaştı. İhracatta da benzer bir gerileme yaşanıyor. 2017’da 714 bin araç ihraç edilirken, bu yıl bu rakam 530 bin. Yani, yedi yıl sonra daha az üretiyor, daha az ihraç ediyoruz. Bu, bir başarı hikayesi değil; aksine, ülkemizin otomotivdeki potansiyelini ne kadar kaybettiğinin acı bir göstergesi. Daha da endişe verici olan, Türk otomotiv sanayinde kapasite kullanımının da düşüş göstermesi. Kapasite geçen seneye göre artsa da yılın ilk yarısında kapasite kullanım oranı %73’ten %67’e gerilemiş durumda. Bu gerileme, sektörün atıl kapasitesinin arttığını ve mevcut üretim gücünü tam anlamıyla kullanamadığını açıkça ortaya koyuyor.

SANAYİYİ TİCARİLER TAŞIYOR
Otomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) verilerine göre Haziran ayında otomobil üretimi %7,11 azalırken, ticari araç üretimi %40,38 gibi çarpıcı bir oranla arttı. Bu da toplam üretimin %7,8 büyümesini sağladı. İlk 6 ayda ise otomobil üretimi %4,7 gerilerken, ticari araçlardaki %8,52’lik artış sayesinde toplam üretim geçen yıla göre neredeyse aynı kaldı (%-0,09). İhracatta da tablo benzer. Haziranda otomobil ihracatı %3,55 düşerken, ticari araç ihracatı %69,96 arttı. 6 aylık veride otomobil ihracatı %5,50 gerilerken, ticari araçlar %31,65 büyüdü.
Ticari araçlardaki başarıda başlıca iki aktör var:
- Ford Otosan, Gölcük’te yeni nesil Transit Custom üretimine başladı ve aynı platformda Volkswagen için yeni Transporter üretimiyle kapasitesini artırdı.
- Tofaş, dört marka için başlattığı K0 Projesi ile Bursa’daki üretimini hareketlendirdi.
Ancak bu ticari başarı, otomobildeki gerilemeyi gizleyemiyor. Çünkü otomobil üretimini artırmadan, sürdürülebilir büyüme yakalanamaz.

YERLİ PAYI HIZLA DÜŞÜYOR
İç pazarda tablo daha da düşündürücü: Yerli üretim satışları, ithalatın gölgesinde kalıyor.
- Haziran ayında iç pazarda ticari araçlarda yerli üretimin payı sadece %17,5
- İlk 6 ayda bu oran %20. (Üretimdeki artış sadece ihracata yaramış)
Alt segmentlerdeki yerli üretim payları ise şöyle:
- Otomobil: %29 (Haziran %24)
- Hafif ticari: %20 (Haziran %17)
- Kamyon: %59 (Haziran %60)
Sonuç olarak toplamda geçen sene aynı dönemde %33 olan yerli payı bu yıl %29’a kadar gerilemiş durumda. Yani sanayi ticari araç üretip ihraç ediyor ancak iç pazarda ithal ürünler hakimiyetini sürdürüyor.

Bursalı Boreal geliyor!
Aralık 2023’te OYAK ve Renault tarafından açıklanan 400 milyon Euro’luk yatırım kararının ikinci büyük hamlesi duyuruldu. Renault Duster’ın ardından, yeni SUV modeli Renault Boreal’in de Bursa’daki Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretileceği açıklandı. 2026 itibarıyla üretime başlanacak Boreal, aynı Renault Duster gibi Türkiye’den Batı Avrupa dışında 54 ülkeye ihraç edilecek. Bu adımla Oyak Renault, 2027’ye kadar Bursa’da 4 yeni model üretme hedefine biraz daha yaklaştı. Aslında nasıl Dacia Duster, Batı Avrupa dışında Renault Duster olarak satılıyorsa Dacia Bigster de biraz makyajla Renault Boreal olarak satılacak. Bu model sadece içten yanmalı motorla (1.3 lt) üretilip, satılacak
Neden potansiyele ulaşılamıyor?
Bu sorunun cevabı aslında otomobil üretimi ve ihracatında gizli. Türk otomotiv sanayii, Avrupa pazarına hitap edecek uygun ve yeni nesil modelleri yeterince üretmiyor.
- Tofaş, uzun süredir yeni otomobil üretimi konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Egea üretimi bu yıl sonunda bitiyor ve yerine ne gelecek bilinmiyor.
- Renault ise Bursa’da üretmeye başladığı (Duster) ve başlayacağını duyurduğu içten yanma motorlu yeni modellerini (Boreal) ağırlıklı olarak Avrupa dışı pazarlara yönlendiriyor. Elektrikli otomobil gündeminde yok.
Bu tablo, sanayinin neden potansiyelinin altında kaldığını gözler önüne seriyor. Avrupa'nın katılaşan emisyon normları ve hızlanan elektrikli araç dönüşümü karşısında, yeni nesil elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçlar üretmeden sanayimiz yol alamaz. Bu artık sadece çevreci bir tercih değil, rekabetin ve ayakta kalmanın tek anahtarı.
Hyundai ve Toyota doğru yolda
Bu alanda Türk otomotiv sanayi adına umut veren örnekler de var:
- Hyundai, 2026’dan itibaren İzmit’te ilk elektrikli modelini üretmeye hazırlanıyor. Bu modelin konsepti Eylül ayında Münih fuarında sergilenecek.
- Toyota, Sakarya’daki fabrikasında ürettiği şarj edilebilir hibrit modelin (C-HR) tamamını Avrupa’ya ihraç ediyor.
- Togg, Gemlik’te ürettiği T10X ve Münih fuarında tanıtacağı yeni T10F modelini 2026’da ihraç etmeye başlayacak.
Bu stratejiler doğru yolda olunduğunu gösteriyor. Ancak kalıcı büyüme için bu yolda yalnız kalmamak gerek. Tofaş ve Renault'un da benzer adımları atması, Türkiye otomotiv sanayinin yeniden ivme kazanması için şart.
