Küresel yolsuzlukla mücadeleye Trump darbesi

Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni seçilen tartışmalı başkanı Donald Trump, seçilir seçilmez imzalamaya başladığı kararnamelere 10 Şubat 2025 tarihinde bir yenisini ekledi. Buna göre Amerika 1977 yılından beri uyguladığı Foreign Corrupt Practices Act (FCPA) (Yabancı Ülkelerde Yolsuzluk Kanunu) kapsamında yaptığı soruşturmaları durdurma kararı aldı.

Böylece Trump gelir gelmez aldığı epey tepki çeken bir dizi karara bir yenisini eklemekle kalmadı, aslında küresel anlamda yolsuzluk mücadelesine de büyük bir darbe vurmuş oldu.

Bu, tamamen deprem niteliğinde bir gelişme!

FCPA son 50 yıldır dünyadaki yolsuzluğu önlemek açısından uygulanan devrim niteliğinde diyebileceğimiz bir kanun.

1977 yılında efsane başkan Jimmy Carter yönetimi tarafından kabul edilen FCPA ile o güne kadarki içeride başka, dışarıda başka ikiyüzlü iş dünyası uygulamalarına son verilerek, Amerikan iş adamlarının ve uluslararası şirketlerin dünyada rüşvet dağıtarak iş yapmalarını önleme amacı hedeflenmişti.

Neredeyse 50 yıldır uygulanan FCPA, Batı’dan başlayarak dünyada birçok ülke tarafından örnek alınmış ve OECD Konvansiyonu gibi halen 46 ülkenin üye olduğu uluslararası antlaşmaların da yapılmasını sağlamıştı.

FCPA hükümlerine göre sadece Amerika’da değil dünyadaki herhangi bir ülkede rüşvet veren, ihaleye fesat karıştıran veya herhangi bir yolsuzluk suçuna karışan Amerikalı şirket ve işadamları ABD kanunlarına göre yargılanıp ağır hapis cezası ve çok yüksek para cezalarına çarptırılıyorlar.

Bu, sadece Amerikalı şirket ve iş adamları için değil ABD’deki sermaye piyasalarına kayıtlı herhangi bir yabancı şirket için de geçerli olduğundan dünyada yolsuzluğa karışan kişi ve şirketlerin korkulu rüyası haline gelmişti.

ABD’de sadece bu kanun kapsamında her sene birkaç yüz davanın sonuçlandığı, milyarlarca dolarlık cezaların verildiği bir uygulamadan bahsediyoruz.

Ve Trump ilk işlerden bir olarak bu kanun kapsamında 180 gün süreyle soruşturma açılmasını yasaklayan bir karara imza attı.

Trump’ın önceden kendisinin de yargılandığı bu kanundan nefret ettiği biliniyor.

Ayrıca Trump, FCPA’nın dünyada rüşvet vermesini yasaklaması dolayısıyla Amerikalılar ve Amerikan şirketlerinin rekabetçi özelliklerini kaybettiklerini düşünüyor.

İş dünyasından gelmesi dolayısıyla Trump, iş adamlarını engellediğine inandığı, tüm dünyada iş yaparken rüşvet verme yasağı gibi bariyerleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. Ve ekonomik olarak Amerika’ya avantaj sağlaması için kanunda değişiklikler yapılması, rüşvet kapsamının değişmesine, yani son tahlilde bu işi meşrulaştırmaya kadar giden bir yol açabilir, işler buraya kadar geldi yani!

Son derece ideolojik bir dille yazılmış başkanlık kararnamesine göre yeni atanan Adalet Bakanı Pam Bondi, bu süre içinde FCPA’yı gözden geçirecek. İstisnai hallerde ve bakanın onayı dışında başlanacak soruşturmalar haricinde herhangi bir yeni soruşturma yapılmayacak. Sadece organize suçlara dair yolsuzluk hadiseleri dikkate alınacak. Adalet Bakanı’nın 180 gün içindeki incelemesi sonucu kanunun kapsamının hafifletilmesi, rüşvet tanımının daraltılması bekleniyor.

Transparency International, tüm bu gelişmeleri ‘‘yolsuzlukla küresel mücadeleye ihanet’’ olarak yorumladı ve tüm dünyadan tepkiler yağdı.

Bir yandan kararnamedeki oryantalist dil de çok ilgi çekici.

Açık bir şekilde bazı ülkelerde geçerli olan usullere göre iş yapılmasının mümkün olduğundan bahsedilmiş.

Sanki bazı kültürlerde rüşvet verilmesi zaten yaygın, etik davranış kurallarına uygun hareket etmek ise bazı üstün ülkelere ait gibi. ‘Yani sizin ülkenize iş yapmaya geldiğimizde sizin pek yüksek sesle dile getiremeyeceğimiz ‘yerleşik’ kurallarınıza göre hareket etmeyi kabul ederiz’ gibi bir anlam çıkıyor.

İş dünyası dahil tüm uluslararası çevreleri şaşırtan bu gelişme karşısında hiç kimse nasıl davranacağını bilemez durumda.

Bir yandan FCPA kanun olarak hala yürürlükte, ayrıca mahkeme ya da Kongre bu başkanlık kararnamesini tersyüz edebilir, o yüzden kanunu gözardı etmek elbette düşünülemez.

10 Şubat kararnamesi popülist liderlerin dünyayı altüst ettiği, hukuk devleti kurallarını çiğneyerek demokrasiyi erozyona uğrattığı uygulamalardan bir yenisi.

Her gün yeni bir şoka uyandığımız günümüzde sıra Amerikalılara gelmiş gözüküyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oya Özarslan Arşivi