Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Kanto" ile kuşaklar arası bağlantılar çarpıcı bir şekilde sergilendi
Haber: Hilal SOLMAZ
(ANTALYA) - 62. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ulusal yarışma bölümünde yer alan "Kanto", izleyicilerden büyük bir ilgi gördü. "Kanto", üç kuşak kadının hayatları üzerinden aile ilişkilerini, görünmez sınırları ve yalnızlığı yeniden ele alıyor. Yönetmen Ensar Altay, insan ilişkilerinin derin yaralarına ışık tutuyor.
Gösterim sonrası yönetmen Ensar Altay ve başrol oyuncuları Didem İnsel ile Yıldız Kültür, ANKA Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı.
Kariyerinin ilk uzun metrajını Japonya'da "Kodouşe" belgeseli ile gerçekleştiren Ensar Altay, "Kanto"nun çıkış noktası hakkında "Kodokuşe, yalnız ölümleri anlatıyordu ve beni çok etkiledi. Dünyada insanlar köşelerde unutuluyor, ölüme terk ediliyor. Bizim de tercih ettiğimiz yaşam biçimleriyle oraya gittiğimizi düşünüyorum. Kanto'da bu yalnızlığın kaynağını ve çözümünü sorgulamak istedim" şeklinde konuştu.
Altay, filmin ana temasının üç kuşak kadının yaşamı etrafında döndüğünü belirterek, "Kanto, Osmanlı döneminde kadının sahneye çıkışı anlamına geliyor. Filmde üç kuşak kadın arasında tekrar eden bir kaderi izliyoruz. Feminist bir söylem üzerinden değil ama yükün hep kadına bırakıldığı bir dünyayı tartışmaya açıyoruz" dedi.
"Senaryoyu okuduğumda bunda benim olmam gerektiğini hissettim"
Filmde demans başlangıcı yaşayan kayınvalidenin rolünü üstlenen deneyimli oyuncu Yıldız Kültür, karakterler aracılığıyla gündelik hayattaki çatışmalara değinerek, "İnsanların artık hiç kimseye tahammülleri kalmadı, sevgisiz olduk. Etrafına ve evlatlarına karşı daha egoist oluyorlar. Ama kadın mutluysa, herkes mutlu oluyor. Bunu annemden öğrendim; annem evde mutluysa, biz de mutlu oluyorduk" ifadelerini kullandı.
Kültür, sinemaya seçici bir bakış açısıyla yaklaştığını vurgulayarak, "Senaryoyu okuduğumda bunda benim olmam gerektiğini hissettim. Sevgiyle ve isteyerek çalıştım. Kadromuz çok iyiydi; hem oyuncular hem de kamera arkası ekibiyle çok keyifli bir çalışma ortamı yakaladık" şeklinde sözlerine ekledi. Karakteri hakkında görüşlerini paylaşan Kültür, "Saliha Sultan azıcık egoist bir kadın. Yaşlılar daha çok yaş aldıkça kendilerini düşünüyor ve evlatlarını düşünmeyebiliyor. Ama Alzheimer başlangıcıyla kadın ne yaptığını tam olarak bilmiyor, kırıcı değil, aslında savunulacak bir tarafı da var. Biz evlatlarımızı bize baksın diye doğurmuyoruz; onların da kendine göre bir yaşamı var" dedi.
Kültür, modern hayatta kadınların üstündeki görünmeyen yükler konusunda da düşüncelerini aktarıp, "Eskiden insanlar beraber yaşar, birbirlerine tahammül ederdi. Ama artık kimsenin kimseye tahammülü kalmadı. Kadınlar, anne, eş, çalışan, ev kadını olarak her şeyi üstleniyor. En ağır yükü taşıyan insan kadın" dedi. Usta oyuncu, Türk sinemasındaki kadın hikâyelerinin daha görünür olmasının önemini de vurgulayarak, "Hep erkek egemen hikayeler vardı, artık kadınları tanımaya başladık. Bu, ülkemiz için çok önemli. Kadınların yükünü görmek ve hikayelerini izlemek, toplumsal farkındalığı artırıyor" ifadelerini kullandı.
"Her seyrettiğimde farklı şeyler düşünüyorum"
Kanto'nun diğer başrol oyuncusu Didem İnsel, filmde canlandırdığı karakterle birlikte modern evliliklerdeki kültürel ve toplumsal çatışmaları gözler önüne serdi. İnsel, senaryonun derinliği ve katmanlı yapısına vurgu yaparak, "Bir oyuncu için bu kadar katmanlı ve duygusal yoğunluğu koruyarak oynayabileceği bir senaryo çok büyük bir şans. Her seyrettiğimde farklı şeyler düşünüyorum ve önemli olan da bu; herkes kendi deneyiminden bir şey bulabiliyor" dedi.
Filmdeki gelin-kayınvalide ilişkisini değerlendirirken İnsel, kadınların evliliklerde taşıdığı görünmez yükler üzerinde durarak, "Senaryo dışarıdan basit görünebilir ama içinde neredeyse hayatta olabilecek tüm duygular var. En önemli problem kültür farkı. Eğer biri çok geleneksel, biri çok modern aile yapısına sahipse, uzun vadede bu iş genellikle kadının fedakârlığıyla yürütülüyor. Bu, sosyal veya ekonomik sınıftan bağımsız bir durum" ifadeleriyle, evlilikte eşlerin haklılıklarının birbirine zarar vermemesi gerektiğini dile getirdi. Herkesin kendi perspektifinden haklı olabileceğini, ancak evliliklerde en kritik noktanın kültürel çatışma oluşturmadan ilerlemek olduğunu vurguladı.
Ödüller bu akşam sahiplerini bulacak
Türkiye'nin en köklü film festivali olan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, akşam yapılacak ödül töreni ile sona eriyor. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda 12 film gösterime girdi. Bu sene jüri başkanlığını Ömer Vargı üstlenirken, jüri üyeleri arasında Aydın Sarıoğlu, Beren Saat, Engin Alkan, Mircan Kaya, Sevin Okyay ve Zeynep Koloğlu yer aldı.
Festivalin kapanış töreninde Ulusal Uzun Metraj Kategorisi'nde En İyi Film Ödülü, Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü, Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü, En İyi Yönetmen Ödülü, Cahide Sonku Ödülü, En İyi Senaryo Ödülü, En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü, En İyi Müzik Ödülü, En İyi Kurgu Ödülü, En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazanacak isimler belirlenecek.
Kaynak:ANKA