Nazan Kesal ve Menderes Samancılar emek ve sinema üzerine buluştu
Maltepe Belediyesi tarafından düzenlenen “Emek Filmleri Günleri”, üç gün süren gösterimlerin ardından sona erdi. Etkinliğin finalinde, yönetmenliğini Kıvanç Sezer’in yaptığı 2016 yapımı Babamın Kanatları filmi izlendi. Kansere yakalanan bir inşaat işçisinin yaşam mücadelesini konu alan film, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde başrol oyuncusu Menderes Samancılar’ın katılımıyla gösterildi.
Etkinliğin ilk iki gününde ise Charlie Chaplin’in Modern Zamanlar, Yavuz Özkan’ın Demiryol ve Ahu Öztürk’ün Maltepe’de çektiği Toz Bezi filmleri izleyiciyle buluştu.
"Eskisi kadar çarpıcı emek filmi çekilmiyor"
Gösterimin ardından gerçekleşen söyleşide Menderes Samancılar ve Nazan Kesal, sinemaya ve emek temalı filmlere dair düşüncelerini paylaştı. Samancılar, “Eskiden Umut, Ekmek Kavgası, Susuz Yaz, Bereketli Topraklar Üzerinde gibi filmler vardı. Babamın Kanatları da bu çizgide bir film. Emek nedir, alın teri nedir, bunu anlatmaya çalıştık,” dedi. Televizyon dizilerini “kandırmaca” olarak nitelendiren Samancılar, yoksulların ve ötekileştirilenlerin hayatının televizyona yansımadığını vurguladı.
Yılmaz Güney ve Tuncel Kurtiz’le anılarını da paylaşan oyuncu, söyleşide kendi şiirlerinden “Kalleş” ve “Hırsız”ı da seslendirdi.
“Ben oyunculuğa ruh işçiliği diyorum”
Nazan Kesal ise Maltepe’de çekilen Toz Bezi filmi üzerinden emek sinemasına değinerek, “Oyunculuğa ruh işçiliği diyorum. Bir çorap işçisinden farkım yok, sadece mekânımız farklı. Karakterleri oya gibi işlemeyi severim,” dedi.
Sinema seyircisinin televizyon seyircisinden farklı olduğunu vurgulayan Kesal, “Hiçbir yoksul sabahtan akşama kadar ağlamıyor. Televizyon dizilerinde ajitasyon çok fazla,” diyerek eleştirilerini dile getirdi.
Yaralarım Aşktandır adlı tiyatro oyununda Füruğ Ferruhzad’ı canlandırdığını hatırlatan Kesal, ileride Behice Boran’ın hayatını oynamayı da çok istediğini söyledi.
Toz Bezi filmiyle ilgili deneyimlerini de paylaşan Kesal, “Ev işçilerinin bağlı olduğu bir dernekte filmi gösterdik. Çok beğendiler, hatta ‘az bile anlatmışsınız’ dediler. Film, görünmeyen emeği ve iki kadının dayanışmasını anlatıyor. Kadın kadının hem yurdu hem kurdu olabiliyor. Yönetmenimiz Ahu Öztürk, bu filmi teyzesine adamıştı,” dedi.
Kaynak:Bülten