Zor günlere devam

Galatasaray, ikisi Avrupa Ligi elemeleri olmak üzere, ilk dört maçında müthiş gövde gösterisiyle etkili futbol ve galibiyet, arkadan bir beraberlik, sonra da beklenmedik Kasımpaşa yenilgisiyle milli maç arasına girmişti. Yaklaşık iki haftalık aranın, Sarı Kırmızılı’lara nasıl etki edeceği merak konusuydu. Rakip, ilk dört haftanın lideri, herkesin beğeniyle izlediği Alanya olunca, üst sıraların bu iki takımından iyi bir futbol şöleni, genel beklentiydi.
Maç öncesi Alanya cephesi, açık oynayacaklarını, Galatasaray’ı kaleci Fatih’ten başlamak üzere baskı altında tutacaklarını ilan etmişlerdi. Galatasaray’da ise merak konusu uzun süren sakatlıktan dönen Emre Akbaba’nın neler yapacağıydı. Fatih Terim’in, Belhanda ve Feghouli’ye ilk 11’de yer vermemesi pek de sürpriz sayılmadı.
Akdeniz takımı maçtan önce Çağdaş Atan’ın söylediği gibi maça baskılı başlayarak, Galatasaray’ın kendi sahasından çıkmasını engellemeye çalıştı.
Penaltıdan Falcao ile öne geçen Galatasaray karşısında Alanyaspor, sağlam silahı Babacar’la 42. dakikada beraberliğini sağlayınca, Sarı Kırmızılı takım lehine bozulan denge tekrar sağlandı. Etebo oyundan atılınca, ikinci yarıda çanlar Galatasaray aleyhine çalmaya hazırlanıyordu.
İlk yarıda Galatasaray, oyun kontrolünü sağlayamadı, pas isabetlerinde de Alanya’nın gerisinde kaldı. Alanya, Luyindama tarafından Galatasaray’ı zorlarken, Galatasaray, kendi solundan Babel ile yüklenmeye çalıştı. Fakat, köşeye yakın yerlerde hep topu sıkıştırdılar. Babel, her gidişinde, birinin kendisini yakalamasını bekler gibiydi. Sağda oynayan Emre Kılıç, kanatta etkili olmayınca, içeri girmeye başladı ve nispeten daha etkili olduğunu gösterdi.
İlk yarıda etkisiz kalan Emre Akbaba’nın yerine Ömer Bayram, Falcao’nun yerine de Belhanda oyuna girdi ve Galatasaray golcüsü olmadan ikinci yarıya başladı. Alanyaspor düdükle beraber Galatasaray sahasına yerleşti. Yaklaşık 20 dakika Alanya baskısı sürdü. Bir an önce gol atma telaşı zaman zaman takımda karmaşaya neden oldu. Ardından da Çağdaş Hoca Babacar’ı oyundan alınca, 10 kişilik Galatasaray, oyunda dengeyi kurar gibi oldu. Bu dakikalarda Alanyalı oyuncular, birbirlerini “sakin olalım” diye uyarırken, telaşlarının farkında olduklarını gösteriyorlardı. Sarı Kırmızılı takımın oyuna ortak olması kısa sürdü. Sonra tekrar Alanya baskısı altında maç devam etti.
Maç öyle bir şekle geldi ki, herkes, Alanyaspor ne zaman gol atacak diye beklemeye başladı. Bir kez kale direği yardım etti Galatasaray’a, fakat uzatmanın sonlarında Alanyaspor’un geliyorum diyen golü geldi. Hem de şık bir gol oldu.
Galatasaray için gerçekten trajik bir maç oldu. Duraklama döneminden bu maçla çıkabilirdi. Moraller yerine gelip, sağlam bir toparlanma sürecine girilebilirdi, olmadı.
Oyuncu sayısı eşitken bile zorlanan Galatasaray’ın, ikinci yarıda bu maçı kaybetmesi şaşırtıcı olmadı. Alanyaspor taş gibi takım. Sadece ikinci yarının 15 dakikasında tuhaf bir şekilde duraksadılar. Maç 11-11 devam etseydi, Galatasaray üç puanı alabilirdi. Ama olmadı. Alanyaspor 22 şut atarken, Galatasaray sadece 7 şut çekebildi rakip takım kalesine.
İkili mücadelelerde de Alanyaspor maçı 10 puan önünde bitirdi Galatasaray’ın… Pas rekorları kıran Galatasaray’ın bu alanda da rakibinin gerisinde kaldığını düşünürsek, bu şartlarda Sarı Kırmızılıların maçı kazanması zordu. Takdir, sadece ikinci yarı gösterilen mücadeleye verilebilir.
Hakeme gelirsek, ilk yarıda Marcelo Saracchi’in eline çarpan topun etkisinde kaldığı belliydi. Babel’in kafasından seken topun eline çarpmasıyla, Galatasaray’ın golünü iptal etmesi bunun en belirgin örneğiydi. VAR’ı işaret edip, sonradan vazgeçmesi ve golü iptal etmesi ilginçti. Bir hatayı, başka bir hatayla örtmesi, bizim hakemlerin önemli sorunlarından biri, çözülmesi de zor gözüküyor.
Sonuçta, Galatasaray’da duraklama, gerilemeye dönüşmeden hızlı bir toparlanma süreci yaşaması gerekiyor. Yoksa sıkıntı kalıcı olur. Lig daha yeni başladı. Düşünmek, çözüm bulmak için yeterince zaman var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erdem Kırım Arşivi