“Bir şey anlatmaya başladığınız an, anlattığınız şey bir yerlerde yaşanabiliyor”

2020 yılında yayınladıkları Son Şarkım ile kadın cinayetlerine dikkat çeken Pusula grubu bu kez de göç, göçmenlik, mültecilik konusunu ele alan Yaşanmamış Hayatlar ile karşımızda. Bodrum’da yaşayan grup üyelerinin bire bir tanık oldukları olaylardan esinlenerek yazdıkları şarkı, sade sözleri ve film tadındaki klibiyle dikkat çekiyor.

Kelime kelime hatırlamıyorum ama (okurlar kusura bakmasın lütfen), Frédéric Beigbeder’in yazdığı bir kitaptan uyarlanan 2008 yapımı 99 Francs (bizde 9,90 YTL olarak gösterime girmişti) filminde şu minvalde bir replik vardı: “Sizin için şu an moda olan benim için demodedir.” Tüketim açlığımızı giderenlerin kurallarından biri olan devamlı yeni şeyler önümüze koyarak bizi birer ‘bağımlı’ yapması üzerine söylenmiş bu cümle, bulunduğumuz zaman diliminde birçok olgu için tekrarlanabilir ve çok da uygun düşer. Artık uyandığımızda yeni başladığımız ‘şey’, ‘gün’ olmaktan çıktı. Anlar, çağlara dönüştü. Zaman kavramı ortadan kalktı ve nereye gittiği belli değil. Ancak bu yolculukta tek başına olmadığını biliyoruz. Bu yazı dahilinde örneklendirmek durumunda olduğu için göç, mültecilik, sığınmacılık, misal, Türkiye’de tedavülden kalkmıştı. Haberlerde dandik bir on beş kişilik bota kırk kişi binenlerin boğulmasını görmüyoruz artık. Aylan Bebek kaç yaşına girdi acaba bilenimiz var mı? Sadece rakamlar konuşuyor. O da malum, seçim yaklaştığı için. Birer ‘kafa’dan ibaret insanlar şu sıra. Ancak herkes de üç maymunu oynamıyor elbette. Hiçbir şeyin bitmediğini, hala insanların ölüp gittiğini anlatmayı sürdürüyor. Pusula grubu da bunlardan biri. Grubun bir göç hikayesini ele alan yeni şarkısı Yaşanmamış Hayatlar dinleyiciyle buluştu. Giderken geride kalanları, rota sırasında beklenen umutları sade sözlerle, film tadındaki kliple anlatan Pusula’yla şarkının hikayesini, onların konuya nasıl baktıklarını konuştuk. Biraz da ‘hesap dökümü’ yaptık…

2017’deki ‘Gel’ EP’nizle yola çıktınız. Beş yıl olmuş. Neler geliyor gözünüzün önüne bu beş yılda?

Beş yıl hakikaten çok uzun bir zaman. Bu zaman dilimine kendimiz adına çok şey sığdırdık Çok şarkı yazdık. Yeni şehirlerde çaldık. Her biriktirdiğimiz şarkı yenilerini yapmak için motivasyon sağladı. Her yeni yaptığımız şarkı bize biraz daha cesaret verdi ve bir şekilde karşılık buldu. İstanbul'dan oldukça uzak olan bir müzik grubu için çok güzel bir şans. 2017’de yola çıktığımızda uzun bir yolun bizi beklediğinin farkındaydık. Yolun zorluğu yolculuğun keyfini de beraberinde getirdi. Nereye gideceğini bilmesek bile kendi hikayemizi yazmanın gerçekten keyfi başka.

2020’de yayınladığınız Son Şarkım için bir röportaj yapmıştık. Aradan 2 yıl geçti. Türkiye de dünya da yine yerinde durmadı. Nur topu gibi virüsümüz oldu vs… Siz neler yaptınız bu ‘malum’ iki yıl içinde?

Malum iki yıl salgınla geçti. Salgında yaşamımızın kıymetini bir nebze daha iyi anladık. Hep aklımızın bir köşesinde geriye dönüp baktığımızda müzik adına ne yaptınız denediğinde verecek bir cevabımızın olmasını istedik. Ölüm denen gerçekle burun buruna gelince anlatacak hikayelerinizin, yazacak şarkılarınızın olması ve bir şekilde bunların yarıda kalacak olması oldukça korkutucu. Bizleri yapmak istediklerimiz konusuzunda biraz daha cesur olmaya itti diyebiliriz. Aklımızdaki bazı başka projeleri denedik, hayata geçirmeye çakıştık. Üstüne aslında çok anı biriktirdiğimiz halde pek dokümante etmediğimizi fark ettik. Bir süredir ilgilenmediğimiz YouTube kanalımızı canlandırdık. Akustik canlı performanslar, vlog ve kamera arkası içerikleri ile birlikte müzikal yolculuğumuzu da bir nevi dökümante etmeye başladık.  Yapacak hala çok iş olması fikri korkutsa da devamı keyifle gelecek.

Son Şarkım parçanız kadın cinayetlerini konu ediniyordu. Yeni şarkınız Yaşanmamış Hayatlar’da da mülteciler, göçü, göçmenliği işliyorsunuz. ‘Yaraya tuz eken’ bu şarkılar nasıl bir motivasyonun sonucunda ortaya çıkıyor?

Yaraya tuz ekme durumu aslında hala yaranın kapanmadığının da bir göstergesi. Bazı şeylerin görmüyor oluşumuz onların yaşanmadığı manasına gelmiyor maalesef. Yaptığımız her işte sözel müzikal ve görsel bir hikaye olması önemsediğimiz bir konu. Üstelik bu hikayeler kişisel olmasının yanında aynı zamanda çok genel konular da olabiliyor. Aslında biraz hangi açıdan ele aldığınızla alakalı bir durum. İlk şarkılarımızda hikayeler biraz daha kişiseldi. Ancak etrafta olan bitenden etkilenmemek mümkün değil maalesef. Son Şarkım da aslında kişisel bir hikaye ile başlamasına rağmen klipte anlatılan ekranlardan ya da üçüncü sayfa haberlerinden duymaya alışık olduğunuz hikaye burnunuzun dibinde gerçekleşince buna karşı kayıtsız kalmak pek mümkün olmuyor. Nitekim Yaşanmamış Hayatlarda da böyle bir durum oldu.

Yaşanmamış Hayatlar’ı yazarken ‘bam teliniz’ ne oldu? Çünkü hepimizin tecrübe ettiği üzere şarkının ele aldığı konu her şey gibi ‘eskidi’. Eğer şarkıyı önceden yazmadıysanız grupça takılırken “Hadi, mültecilerle ilgili bir şey yapalım” diye mevzuya girmemişsinizdir diye düşünüyorum…

Bodrum ve Milas bölgeleri göç güzergahında kilit noktalar. Uzun bir süre de maalesef bu drama orada bulunmamız sebebiyle kendi gözlerimizle şahit olduk. Bir şekilde basına yansımıyor olması bu durumun sona erdiği izlenimi veriyor ister istemez. Gerçekten olanı biteni bir şekilde anlatıp aslında durumun bir nevi fotoğrafını çektik ve bunu belki en başta kendimizin hatırlaması için başucumuzda bıraktık. Şu dönemde bu konunun birtakım riskler barındırdığının farkındaydık. Şarkı yayına girmesi itibariyle Rusya-Ukrayna savaşı ve başka bir göç konusu gündeme geldi. Yani aslında dünya öyle bir noktaya geldi ki bir şey anlatmaya başladığınız an anlattığınız şey bir yerlerde yaşanabiliyor. Adeta kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi.

Şarkı çok sade sözlerle derdini anlatıyor. Ve bir ‘araf’ta kalma durumunu yansıtmışsınız. Bir tarafta “Unut beni/(kötü günler)/” diğer tarafta “Bekle beni/(Güzel günler)/”… Ama anlattığınız meselede ne “kötü günler” geride kalıyor ne de “güzel günler” bekliyor. Bu çıkışsızlık hali şarkının ortaya çıkış sürecinde sizde nasıl bir etki yarattı ve şarkıya yansıdı?

Bizler göç konusunu sadece bir yerden bir yere düzensiz olarak gitmeye çalışan insanlar ile sınırlıyoruz. Halbuki bu çok daha geniş kapsamlı bir konu. Kendi yakın arkadaşlarımızdan da arkalarında çok şey bırakarak başka bir ülkeye göç edenler var. Göç eden herkes arkasında bir şeyler bırakır ve bıraktığı aslında “kötü dünler”idir. Yeni bir başlangıç yapmak isteyen herkesin ise beklentisi “güzel günler”dir.  Ancak daha iyi şartlarda yaşamak için gelinen yeni yerler de yeni sorunları beraberinde getirdiğinde aslında nereye gidersek gidelim sorunlar arafından maalesef kurtulamıyoruz. Bu gerçeği bilip bununla yaşamaya belki alışmak gerekecek.

Yaşanmamış Hayatlar’ın klibi de çok gerçekçi ve sade. Daha önce belki yüzlerce kez izledik bu videoyu ama yine izlediğimizde kafada “Evet, yaşananlar tam olarak böyle” fikri oluşuyor. Olmasına imkan yok dediğimiz şeyleri bile kanıksar, ona alışır hale geldik. Şarkıya bütünüyle baktığımızda, Yaşanmamış Hayatlar’ın bu kadar sade, bir trajediyi bu kadar ‘normal’ biçimde yansıtması da bu kanıksamanın tezahürü mü?

Aslında konu trajedi tam olarak da öyle. Yaşanmamış Hayatlar klibimizin esin kaynağı aslında Mehmet Ali'nin 2018 yılında emlak ofisine gelen bir mülteci ile muhabbeti ve diyalogları oldu. Burnumuzun dibinde olan bitenden habersiz kendi hayatlarımızı yaşamaya çalışırken, hemen sınırımızda ve dünyanın her yerinde olan soykırımlar, savaşlar, işgaller insanları ne yazık ki hayatları boyunca unutamayacağı çok ağır trajediler yaşamasına neden oluyor. Bu hayatlara sanatçı gözüyle bir insanlık dramı olarak baktığımızda da böyle bir klip ile bu insanların derdini daha doğrusu insanlığın derdini sade bir şekilde anlatmaya çalıştık.

Konudan çıkıp sona gelecek olursak… Var mı yeni projeler, şarkılar, konserler?

Tematik ve eğlenceli yeni projeler aralıksız devam ediyor. Birçok sanatçının riskli görüp el atamadığı konulara önümüzdeki dönemde el atmaya, diğer taraftan da bu işlerin finansmanı için insanları konserlerimiz ve bar performanslarıyla eğlendirmeye devam edeceğiz. Arada eğlenceli projelerde gelecek, takip etmeye devam edin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi