DÜNYA DÖNE DÖNE BATIYOR!

Geçen ay ABD’nin örgütlediği İklim Zirvesi yapıldı. Gelişmişinden, daha az gelişmişine ülke liderleri, Mavi Gezegen’in karbondan arınması için birbirlerine bakarak konuştular.

Aslında, “enerji şirketleri arasındaki rekabetin zirvesi” denilebilir bu toplantıya. Fosilden yakıt üretenler, yenilebilir (rüzgar, güneş, dalga) enerji yatırımcıları karşısında sadece bu raundu kaybettiler. Dünya onların petrol, kömür kaynakları tükenene kadar durmayacaklarını biliyor. Çünkü arkalarında uluslararası bankalar, fonlar falan var.
Zaten bilim insanları, “Fosil yakıtlar yerin altında bırakılmalı” diyerek yıllardır adeta yalvarıyor. Geniş katılımlı zırvaya(!) katılan liderlerin aklı fikri enerjideydi. Okyanuslar, denizler, ormanlar kısa kısa özetler bölümünde bile yer almadı.
Okyanus ve denizlerin plastik cehennemine dönmesi,
Maden şirketlerinin doğayı delik deşik etmesi,
Tehlikeli atık ticareti, az gelişmiş ülkelerin atık deposu olarak görülmesi,
İçme suyu kaynaklarının giderek azalması,
Göllerin, nehirlerin kuruması,
Tarım alanlarının yok olması,
Nüfus artışı,

Bilimsel araştırmaların insanlık yararına paylaşımı…
Bu konular sorun olarak bile kayıt altına alınmadı. Bizim medyamızda da bu zirvenin fazla yer bulduğu söylenemez. Oysa önceki yıllarda özel haber dosyaları hazırlanır, oturumlar falan yapılırdı. ABD ve Avrupa basını yine üzerinde durdu ve olayı farklı alanlara taşıdı. Asıl zirvenin kasım ayında İskoçya’da yapılacağını, bu kez bilim insanları ve çevre örgütlerinin de katılacağını burada belirteyim.
İklim zirvesinden ‘Bizim açımızdan sonucu nedir?’ derseniz, ülkemizin hiçbir sorununa dışarda yapılan zirvelerle sonuç alamazsınız. Sorunları biz çözeceğiz.

Bİ DURUN ARTIK… YETER!
İklim Zirvesi yapılırken, iktidardan bir milletvekili, “19 yılda beş milyar ağaç diktik” diye bir paylaşımda bulunmuş. Biz göremedik, dünyanın uzaydaki büyük abisi, gözetleme uzmanı NASA’da görememiş. Ülkemizin Van Gölünü, Göller Bölgesini, Azmak Çayını gözetleyen NASA, Türkiye’yi çölleşen ülkeler arasında sayıyor.
Toprakla bulaşan her fidanı ormanlaştırma sayanlara şaşırmamak mümkün değil. Orman, canlılarıyla bir doğa varlığıdır. Bunu ilkokulda öğretiyorlar. Türkiye’de üzerinden yol geçen, taş ocaklarına ve siyanürlü maden aramalarına kurban edilen orman varlığı binlerce hektar alanı buluyor.
Bizim tayfanın popçu gözüyle baktığı şarkıcı Tarkan’ın çevre konusunda önemli işler başardığına inanıyorum. Kaz Dağları’ndaki yağmaya karşı direnişi, son olarak da memleketi Rize’nin İkizdere ilçesindeki ağaç katliamına sergilediği tavrı önemsemek lazım. Elbette Athena Gökhan ve Haluk Levent’i de unutmamamız gerekiyor.
İkizdere’nin eşsiz güzellikte vadilerinden İşkencederesi Vadisi’ndeki taş ocağı için kesilen ağaçların kesilmesini kınayan Tarkan, 19 yılda yapılan doğa katliamına karşı “ Bİ DURUN ARTIK…YETER!” diyerek tepki gösteriyor. Bu sözler tam yerini buluyor.

Sanatçıların doğadan yana tavır alması bu alanda mücadele edenlere güç veriyor, toplumsal dayanışma ve bilinci arttırıyor.
Bir konserde edilen bir sözün, kapalı kapılar ardındaki iklim zirvelerinden, bizim yazdıklarımızdan daha etkili olduğuna inanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi