“Eğer üretken bir müzisyenseniz tek çıkmakla, albüm çıkarmak farksız”

Geçtiğim yıl peş peşe yayınladığı Bir Hayal Seç, Bir Yanım, Gel şarkılarıyla adından söz ettiren Gökçe Kuran, son olarak B Planı Yok adlı albümünü piyasaya sürdü. Sound, söz, aranje olarak taşların daha yerli yerinde olduğu  B Planı Yok için Kuran, “Tam da istediğim kıvam buydu,” diyor ve ekliyor: “Elimde 10 tane şarkı varken neden tek bir parça sunayım ki?”

Gökçe Kuran müziğe erken yaşta başlamış. Sahneye ilk adımını attığında 15 yaşındaymış ve grubuyla beraber 1997-2000 yılları arasında 50’nin üzerinde konsere çıkmış. Zaman ilerledikçe Kuran kayıt ve vokal üzerine yoğunlaşmış, albüm, reklam, film ve belgesellerde çalışmış. 2010 yılındaki Kurnaz grubuyla yaşadığı ufak tecrübeyi saymazsak müzik hayatında Gökçe Kuran’ın hep solo ilerlediğini söyleyebiliriz.

Geçtiğimiz yıl ardı ardına yayınladığı Bir Hayal Seç, Bir Yanım, Gel şarkılarıyla adını duyuran sanatçı şimdi de B Planı Yok albümüyle dinleyici karşısında. Kuran’ın albümü, teklilerinden keskin bir biçimde ayrılmıyor fakat can suyunu rock’tan alan, yer yer sertlikten taviz vermeyen ama ‘orta yollu’ bir sound’u koruyan 10 parçadan oluşan albümü ve kendi hikayesini Gökçe Kuran anlattı.

Sen de müzikle erken yaşta tanışmışsın. Neler var aklında o günlerden? Neler dinliyordun, ne çalıyordun?

Müzikle tanışmam aktif olarak 1995 yılına dayanır. Daha 15 yaşlarımızdayken grubumla beraber dönemin iyi festivallerinde Erol Büyükburç, Huysuz Virjin (Seyfi Dursunoğlu) Baloncu İbo, Bulutsuzluk Özlemi gibi sanatçılarla sahneler almayı deneyimledik. Bunlar genç bir müzisyenin gelişimi için çok önemli deneyimler ve dersler. Dinlediğim şeyler arasında da o zamana damga vurmuş rock kategorisindeki isimler yer alırdı: Barış Manço, Cem Karaca, Haluk Levent, MFÖ, Bulutsuzluk Özlemi, çeşitli yabancı rock grupları hem dinlediğimiz hem de çaldığımız grup ve sanatçılardı.

Oyunculuğa nasıl başladın? Neler yaptın? Devam ediyor musun?

Oyunculuğa ortaokul döneminde başladım. Ortaokul boyunca üst üste 3 sene Liselerarası Tiyatro yarışmaları ile çok deneyimli tiyatro sanatçılarından dersler alarak hazırlandım. Hepsinde başrol oynadım ve birincilikler aldım. Hatta Devlet Tiyatrolarından “Çalıkuşu” oyunu için teklif geldi fakat öğrenim hayatım etkilenmesin diye göndermediler beni maalesef. Çalışmalar ara sıra da olsa ufak tefek reklam filmleri ile devam ediyor ama tabi ki bu sadece zaman zaman ve keyif için.

2010 yılında Kurnaz grubuyla bir çalışman var. O iş niye yürümedi?

2010 yılında Kurnaz olarak albüm çıkardık. Bu albümde Muhtaç Etme belli bir dönem listelere girmeyi başardı. TV ve radyolarda bir süre döndü, parça belli bir kitle edindi fakat albümü bir yapım şirketine bağımlı olmadan çıkarttığımız için maddi olarak tanıtım yapamadık. Tanıtım ve menajer olmadan konser de çok ayarlayamadık. Ayarlayabildiğimiz konserleri kendi imkanlarımızla yaptık. Ama bu bildiğiniz üzere sürekli olması gerekir. Ne kadar göz önündeyseniz o kadar ivme artar. Bu noktayı sağlayamadık, elimizden o kadar geldi.

Solo çalışmalarını ilk kez geçen yıl peş peşe yayınladığın teklilerle dinlemeye başladık. Neden bu kadar uzun sürdü geçiş?

Aslında pandemi bu durumu tetikledi. Pandemi öncesi grup mantığında ilerlemekti hedefimiz hatta bu albümdeki şarkıları Taner Tınaz’la (Kurnaz’ın kurucu ortağı benimle birlikte) beraber hazırladık. Pandemiden hemen önce de tam bizim lansman konserimizin olacağı hafta ilk kapanma yaşandı. Konsere 1-2 gün kala böyle bir durum psikolojik olarak grupta sıkıntı yarattı ve mental olarak kopmalar başladı. Sonrasında Taner’in İstanbul’dan taşınması benim tek birşeyler yapma durumuma dönüştü istemeden de olsa. Pandemi sürecinde de böyle bir psikolojiden çıkmak için kendimi tekrar beste ve aranje yapmaya odakladım. İlk albümden sonra geçen seneler ise bizim sinema, tv işlerine müzik yaptığımız dönemlerdir ki, halen alttan o işleri de yapıyoruz.

B Planı Yok albümün yayınlandı. Teklilerine kıyasla yine soft şarkılar olsa da daha sert bir sound’u var B Planı Yok’un. Şarkı sözlerin de daha oturmuş. Albüm hazırlığına giriştiğin zamanla sonuç arasında fark var mı? Kafandaki albüm bu muydu?

Sound olarak da, beste olarak da, aranje olarak da, kayıt olarak da tam istediğim kıvam buydu. Çok keyifli ve itina ile çalıştık bu albüme. Taner’le beraber oluşturduğumuz bir albüm bu. Hatta daha şarkılar beste aşamasındayken bile bu hale gelebileceklerini düşünmedik. Sonuç dinlediğimizde çok mutlu etti bizi. Bu albümdeki şarkılar dinlerken doyursun ama çalarken de sahilde tek gitarla bile çalınabilecek tarzda olsun istedik. Bu yüzden tınısı sert olsa bile yapıları soft şarkılar dediğiniz gibi.

Albümde rock temelinde farklı sesler duyuyoruz. ‘Dolaşmayı’ seviyor musun bu ‘duraklarda’?

Temelim rock müzikten geldiği için oradan kopmak zaman zaman zor oluyor fakat yeni şeyler denemeyi çok çok seviyorum. Teklilerdeki sound’la albümdeki sound farkı zaten bunu gösteriyor. Bence ara ara dolaşmak hem ruhunuzu dinlendiriyor hem de üretkenliğinizi bir noktada arttırıyor. Bir tarza sahip olmak diğer şeylere açık olmamak anlamına gelmemeli bence. Bir müzisyenin her tarzdan keyif alabilecek şeyler bulabilmesi gerekir.

Bir Yanım’ın remix’ini de sayarsak dört teklin var albüm öncesinde. Henüz tam oturmamış bir dinleyicin varken ve herkesin tek şarkıyla ‘doyduğu’ bir dönemde albüm yayınlamak riskli değil miydi senin için? Neden biraz daha beklemedin?

Eğer üretken bir müzisyenseniz ve yapabiliyorsanız tek çıkmakla, albüm çıkartmak farksız. Ben, işin ne olursa olsun “Tutsun diğerlerine bakarız” veya “Önce bunu gazlayalım bu tarz tutarsa devam” tarafında hiçbir zaman olmadım. Beni dinleyenlere elimde 10 tane şarkı varken neden tek bir parça sunayım ki? Bu bence onlara haksızlık. Zaten eski zamanlardan kalma albüm janrasından geliyorum. Bana bir yazarın kitabından sayfaları tek tek vermesi gibi geliyor bu durum. Tabi ki tanıtımsal olarak 10 şarkıya verdiğiniz destek 1 şarkı gibi olamaz fakat şarkılar eskimezler bugün eğer onları insanlara sunacak gücüm yoksa yarın sunarım olmadı öbür gün. Benim için hiçbiri, hiçbir zaman eskimiyor. Elbet duyulurlar, ama henüz duymamış olanların günahını takip edenlerden çıkartamam.

Bundan sonra neler var bizi bekleyen? Şarkı, konser vs…

Bundan sonra yine şarkılar gelecek. Hatta bazıları hazır bile fakat konser için henüz erken. Ben biraz daha şarkıların bilinmesinden yanayım. Sahneden gelen bir müzisyenim evet ama bazı şeyleri de doğru zamanda yapmak gerek. Şu an için olabildiğince insanlara şarkılarımı tanıtmak istiyorum. Sonrası zaten konser, festival. Ama devamlı beni bir şekilde görüp, duyacaksınız. Başta size ve gazetenize, benimle bu söyleşiyi yaptığınız için sonra da okuyuculara teşekkürlerimi sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi