DEVA Partili Elif Esen: Mülakat kaldırılmamış, gizli mülakat olmuş

DEVA Partili Elif Esen: Mülakat kaldırılmamış, gizli mülakat olmuş
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen öğretmenlerin yaşadıkları sorunları göreve geldiğinden bu yana takip ettiklerini ve meslek örgütleriyle istişare ettiklerini belirterek, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu değerlendirdi.

YURDAGÜL ŞİMŞEK

İstanbul Vekili Esen, meslek itibarı, geçim sorunları, meslek içi barış ve mülakat konularının çözülmediğini belirttiği açıklamasında şu başlıklarda değerlendirmelerini aktardı.

“Kanunda yer alması beklenen başlıklar önümüze gelmedi”

“Öncelikle, Öğretmenlik Meslek Kanunu diyorsak, bu kanun teklifi tüm öğretmenleri kapsamalı, kadro ve statü ayrışmasını kaldırmalı, ancak buna dair bir ibare yok.

Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin taban maaş hakkı ve özlük haklarının güvence altına alınması, bunca özel eğitim kurumu varken ve bu özel kurumlarda sömürülen bunca öğretmen varken elzemdi, ancak yine gerekli düzenlemeyi göremiyoruz.

Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlik arasındaki hak farklılıklarının ortadan kaldırılmasını da beklerdik teklifte.

Ücretli öğretmenlik uygulamasının hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin iyi olma hâli için sonlandırılması da beklentiler arasındaydı, ancak kanun teklifinde yer almamış.”

“Mülakat kaldırılmamış, gizli mülakat olmuş”

“Sözleşmelı̇ Öğretmen İstı̇hdamına İlı̇şkı̇n Yönetmelı̇k’e göre atamalar sözlü sınav başarı üstünlüğüne istinaden, “KPSS puanının %50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si” referans alınarak belirleniyordu. Kanun teklifi doğrudan mülakattan bahsetmiyor, AMA teklife göre sözleşmeli öğretmenler için bir sınav şartı konmazken, yönetici adayları görevlendirilirken “yazılı ve/veya sözlü sınavlardan” geçirilecekler deniyor. Yani bir belirsizlik söz konusu”

“Kira desteği, maaşlarda iyileştirme, tazminatların çözümü yok”

Öğretmenlere kira desteği verilmesi, maaşlarda iyileştirme, ek ders ücretlerinde artış, şube ve millî eğitim müdürleri ile müdür yardımcıları ve müfettişlerin tazminatlardan faydalanması gibi düzenlemeler de kanun taslağında olması beklenen ama yer verilmeyen konu başlıkları olarak yerlerini aldı.

Esen ayrıca, kanunda önlerine gelen başlıkları da değerlendirdi;

“Milli Eğitim Akademisi uyumsuzluğu derinleştirecek”

“Mevcut düzende, öğretmen yetiştirme Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) bağlı öğretmen yetiştiren kurumların yani üniversitelerin yetkisindedir. Bunu çok önemli buluyorum; Millî Eğitim Akademisi’nin kuruluşunda eğitim fakültelerinden resmi görüş alınmaması, eğitim fakültelerinin işlevsizleşmesini beraberinde getirebilir. Mevcut öğretmen yetiştirme deneyiminin, kültürünün ve akademik birikiminin ortadan kaybolmasına sebep olabilir. Yükseköğretim ile ilk ve ortaöğretim arasındaki tartışılan uyumsuzluğu daha da derinleştirebilir.”

“Meslek Kanunu yaparken bir mesleğin, hem de kutsal bir mesleğin itibarını daha diplere sürüklemek kabul edilemez!”

Öğretmen adaylarının mezuniyet sonrasında akademilerde çok düşük maaşlar alacak olması, akademi sonrasında ise atandıkları takdirde yine sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecek olmaları, öğretmen yoksulluğunu derinleştirme ve mesleğin çekiciliği ile itibarını azaltma riskini taşıyor. Bunun meslek itibarını daha da düşüreceğini açıkça görmek mümkün. Meslek Kanunu yaparken bir mesleğin, hem de kutsal bir mesleğin itibarını daha diplere sürüklemek kabul edilemez! Akademi dönemine ve ilk atamaya ilişkin düzenlemeler, halihazırda yeni atanan öğretmenler özelinde tartışılan mesleki motivasyon, aidiyet ve iyi olma hâli tartışmalarını da ayrıca büyütüyor.

“Özel okullarda öğretmen sömürüsüne çözüm getirilmemiş”

“Özel okullar nezdinde çokça tartışılan "taban maaş hakkı" gibi haklara da erişimleri düzenlenmemiş olacak. Bu, özel okullarda çalışan öğretmenlerin sıkça dile getirdiği mali sorunların ve özel ve kamu kurumlarında çalışan öğretmenler arası eşitsizliklerin devam edeceği anlamına geliyor.”

“Aile Birliği hakkında ilerleme yok”

Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlik arasındaki hak farklılıkları ortadan kaldırılmadı. Sözleşmeli öğretmenlerin en çok altını çizdikleri ihtiyaçlarından biri aile birliği hakkıdır. Yeni kanunda yer alan “(2) Sözleşmeli öğretmenler, can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere, üç yıl süreyle başka bir yere atanamaz.” ifadesi bu hakkın sözleşmeli öğretmenlere tanınmayacağı anlamına geliyor.

“Ücretli öğretmenlik uygulaması bitmeliydi”

Ücretli öğretmenlik uygulaması sonlandırılmadı. Ücretli öğretmenler saat başına ücret alıyor, tatil dönemlerinde ücret alamıyor ve asgari ücretin altında, çok sınırlı özlük haklarla çalışıyorlar. Ayrıca, ücretli öğretmenlerin eğitim fakültesi mezunu olma zorunluluğu bulunmuyor, önlisans ve açıköğretim mezunları belirli branşlarda ücretli öğretmen olabiliyor. Bunu da meslek itibarı ve liyakat açısından ne kadar sorunlu bulduğumuzu belirtmek isterim.

“Cezaların keyfi ve adaletsizce verilmesinin yolunu açılıyor”

Disiplin cezaları kanun teklifinin getirdiği en kapsamlı düzenlemelerdendir; 18 sayfayı biraz aşan teklifin dört sayfasından fazlasının disiplin hükümlerine ayrıldığı görülüyor. Teklifte disiplinin bu denli geniş yer bulması, kanunun öğretmeni cezalandırma aracı olarak yorumlanmasına sebep olabilir. Ayrıca, suç teşkil eden durumların muğlak ve objektif olarak değerlendirilemeyecek “hayâsızca hareketler” gibi ifadelerle tanımlanmış olması, cezaların keyfi ve adaletsizce verilmesinin yolunu açabilir.

“Kabul edilmemeliydi, düzeltilmesi için tüm imkanları zorlayacağız”

Esen, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Genel Kurul’dan geçmesinin ardından güncellediği açıklamasında, kanunun kabul edilmesinin tam bir hayal kırıklığı olduğunu belirtti. Kabul edilen kanun teklifinin bu haliyle yeterli olmadığını yeniden söyleyen Esen, öğretmenlik mesleğinin hak ettiği sisteme kavuşması için tüm imkanları zorlamaya devam edeceğinin altını çizdi.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar