EMEKÇİLER, DEĞİŞİM VE SALGIN

Teknolojideki değişimin en çok hissedildiği bir sektörde 40 yılım geçti. Haber için PTT şubelerinde sıraya girer, basın öncelikli yıldırım ödemeli aramalardan yararlandığımız için kendimizi şanslı sayardık. TV görüntülerini geçmek için dağlara tırmanır, link hattıyla ulaştırdığımız haberimizi ekranda gördüğümüz zaman mutlu olurduk. Şimdi cep telefonuyla dünyanın her yerine bağlanıyorsun, dizüstü bilgisayarıyla izin verirse Japon İmparatoruyla bile canlı bağlantı yapabilirsin (her tekno taşın altından çıktıkları için Japon dedim!)…Baş döndürücü bir değişim…

Nereden nereye… Kurumsal kavramlar da değişti. Mesela TRT’de parasal işlerin sorumlusu Muhasebe ve İdari İşler Müdürlüğüydü. Babıali gazeteciliğinde de öyle… Sonra devran döndü, yükselmenin ve alçalmanın tarihini yazan varlıkta karar kılındı, genelin geneli bir isim eklendi… İnsan Kaynakları…
İnsan kaynakları denen bu bölüme patronların özel bir önem verdiğini söylememe gerek yok. Başlarındaki yetkili şahıs, patronların ve genel müdürlerin gölgesi sayılır. “İnsan Kaynaklarından çağırdılar” sözü emekçiler için korku tüneline giriş bileti gibidir.
Bir keresinde çalıştığım özel televizyonda yeni atanan İnsan Kaynakları yöneticisinin karşısına çıkmıştım. Bana, “Bize ne gibi katma değer üretiyorsunuz?” diye sormuştu. Bendeniz de, “Bizler haber üretiriz, ortaya çıkan şeye artık katma değer mi, yoksa artı değer mi dersiniz, siz bilirsiniz” demiştim. İşte artı değer… Sihirli kavram bu…

KAFA KOL EMEKÇİLERİNİN KARDEŞLİĞİ

Dünya emekçilerin ortaya çıkardığı artı değer üzerinde dönüyor. Dünyayı değiştiren insan emeği tarihin de taşı toprağıdır. Tarih sadece hükümdarların taht mücadeleleri değildir. Artı değer üretenlerin üzerinden yapılan sosyal mücadeleler tarihi olarak karşımızdadır. “Tarihte onlar yendi, onlar yenildi” denir ya; öyle bir hayatta kalma savaşı.
Gelişen teknoloji kafa kol emekçileri arasında sınırları giderek ortadan kaldırıyor. Tarlalarda, fabrikalarda, yeraltında çalışan emekçilerin yanı sıra büro ve ofislerde ter döken, otel ve lokantalarda oradan oraya koşturan çalışanları hep birlikte düşüneceğiz.
Bugün, tüm emekçilerin bayramı. 1 Mayıs sadece işçilerin değil tüm çalışanların birlik mücadele günü. Bu yüzden 1 Mayıs’a halkın bayramı diyoruz.
Kafa kola gelmeyip(!) kafa kol emekçilerinin birliği için çaba harcamak günümüzde emekten yana olan herkesin sorumluğunda.

Ülkemizde hep yasaklarla karşılaşan 1 Mayıs’ın tüm dünyada korona ile yan yana geçirdiği ikinci yılı yaşıyoruz. Ne yazık ki, dünyadaki tüm emekçiler, bu 1 Mayıs’ta lebalep (!) bir araya gelemeyecek. İstatistiği tutulmuş mu bilmiyorum ama dünyada salgından ölen beş milyona yakın insanın çoğunun artı değer üretenlerden olduğu bir gerçek.
Dünya tarihinde tüm salgınlar nasıl emekçileri vurduysa modern zamanın salgınından da saklanamadı insanlar. Tam kapanma olmayan ülkelerin fabrikalarında, yeraltında, bürolarda çalıştılar, otobüsleri, trenleri doldurdular ve öldüler.
Sizin anlayacağınız teknoloji her şeyi değiştiriyor, mavi yakalıların çocukları beyaz yakalı oluyor. Veba, koleradan, gripten buyana salgınlarda ilk ölecekler listesindeki bir numara ise hiç değişmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi