GAZOZU KAÇMIŞ MAÇ…

Aslında gazozu kaçan sadece bu maç değildi. Fenerbahçe, izin isteyip alamayan, zoraki mesaiye gelen devlet memuru havasında. Lig sonuncusu Malatya karşısında iki farklı galibiyeti buldu ama tatsız, tuzsuz oyundan futbolcular bile sıkıldı. Tribünler ise usandıkça “yönetim istifa” sloganları attı.

Lafı sözü, dedikodusu çok olur böyle dönemlerin. Maç öncesi sosyal medya, yönetimin bir grup taraftarın kombine kartlarını iptal ettiği iddialarıyla doluydu. Mesajlara bakılırsa geçen hafta “yönetim istifa” sloganı atanlar” bu hafta stat dışında kalmıştı. Doğruysa önümüzdeki maç çok daha fazla taraftarın kombinesinin iptal edilmesi gerekecek. Maç boyu “yönetim istifa” sloganları susmadı.

Kulübün maç öncesinde taraftara yaptığı çağrı da ilginçti, “Her türlü slogan atan olabilir, lütfen birbirinize düşmeyin, aranızda gerginlik olmasın” diyordu kulüp yönetimi.

Lafın, dedikodunun bol olduğu bir konu da takımı kimin kurduğu. Aslında geçen yıldan kalan bir dedikodu tekrar tekrar ısıtılıyor; “Efendim takım içinde yerli oyunculardan oluşan bir grup pek çok şeyin sorumlusu”. Geçen haftaki, ilk 11’in de, oyun içinde değişiklik yapılmamasının da faturası bu gruba kesilmişti. İsim vermeye lüzum yok şimdilik ama bu hafta sanki biraz geri planda kalmış gibiydiler.

Böyle dönemlerde, böyle gazozu kaçmış maçlarda hangi 11 ile çıktığının, takımın nasıl dizildiğinin falan bir önemi yoktur. Azıcık aklı olan futbolcu çıkar oynar, elinden gelenden fazlasını yapmaya çalışır.

Fenerbahçe, hırslı başladı ama onuncu dakikada atılan golden sonra tempo düştü. Pek çok lüzumsuz pasın yapıldığı, orta sahanın kolay geçildiği ama yine fazla pozisyonun üretilemediği bir 90 dakika oldu. Pereira’nın yapmadığını Zeki Murat Göle de yapmadı, bir türlü iki forvete dönmedi, rakip ceza sahası içinde çoğalamadı. Yine dünya kadar lüzumsuz pas, sonuçsuz orta.

Fenerbahçeli oyuncular muhtemelen biraz da tribünlerden sık sık yükselen “yönetim istifa” sloganlarının etkisindeydi.
Crespo ve Osayi Samuel sahanın en istekli, en etkili isimleriydi. Mert Hakan da bu ikili kadar hevesliydi, çalışkandı ama yine bir türlü beyin-ayak bileği koordinasyonunu sağlayamadı, düşündüklerini yapamadı. Ama yine de dün sahaya koyduğu mücadeleyle tribünlerden gelen protesto ıslıklarını hak etmediğini söylemek lazım. Protestoların başka sebebi olsa gerek.

İrfan Can ve Mesut Özil beklenenin çok gerisinde kaldı. Mesut Özil çalım atmama yeminini sürdürüyor, ısrarla birebirde adam geçmekten kaçınıyor. Forvet arkasında oynarken çok sorun değil de, böyle sol açık oynarken büyük eksiklik.

İrfan Can, takımın genel havasına uygun biçimde tatsız, tuzsuz ve mutsuz. Maçta öyle sıkıldı ki, muhtemelen 58. dakikada kenara alındığı için hiç üzülmemiştir.

Valencia ve Tisserand’ın dönüşü ligin ikinci devresi için iyi haber. Pelkas’ın bir süredir ihtiyaç duyduğunu söylediği gole kavuşması da umut verici.

Şimdi ligin devre arasının iyi değerlendirilebilmesi için bir an önce doğru teknik direktörün, hocanın bulunması gerekiyor. Aksi halde tribünlerdeki bu yangın ligin ikinci yarısında çok daha büyüyecek. Keşke Ali Koç, kısa süre içinde güven tazelese.

Tribünün muhalefet şerhi; BU İŞ KONGRESİZ BİTMEZ… / İbrahim CAN

Ali Koç Başkan kendine verilen müthiş krediyi tamamen bitirdi. Artık, üst üste galibiyetler gelse bile, taraftar son yıllardaki başarısızlığın sorumluluğunu üstlenmesini istiyor Başkan’ın… Tribünleri bir takım isimlere kapamak, yasaklamak eski dönemde kaldı biliyorduk ama yanılmışız galiba. Umarız yapılanlar hatadır, yoksa geçmiştekilerden ne farkınız kalır?..

Fenerbahçe ilk yarı bitiminde lige havlu attı, ikinci yarının bir önemi/heyecanı kalmadı. Dün akşam kim, nasıl oynamış, goller nasıl atılmış bir önemi yok. Biz sıfır heyecanla seyrettik maçı, oyuncuları nasıl eleştireyim? Takımın teknik direktörü yok, yöneticileri bir haftadır tek kelime etmemiş, hem de bu kadar sıkıntılı bir süreçte. Ali Koç her geçen gün zaman kaybediyor. Seçime gidersin, tekrar seçilirsen taraftar senden hâlâ umutlu ama yönetim kadronu değiştirmeni istedi, eğer seçilemezsen de taraftarın sabrı kalmadı ve artık değişim istiyor demektir. Dört senedir her daim maddi, manevi bu takımın yanında olan taraftar, artık bu görüntüyü hak etmiyor. Tek gereken seçim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi