CHP'den İsrail'e verilen F-35 garantisine tepki: Bağımsızlığımıza müdahaledir!

CHP Sözcüsü Zeynel Emre, ABD Başkanı Trump’ın İsrail Başbakanı Netanyahu’ya verdiği iddia edilen “Türkiye F-35’lerle İsrail’e saldırmayacak” garantisine yönelik çok sert bir açıklama yaptı. Emre, bu durumun Türkiye’nin egemenlik haklarına ve bağımsızlığına doğrudan bir müdahale olduğunu savundu.

Zeynel Emre, bir devletin kendi parasını ödeyerek aldığı silahların kullanım alanına başka bir devletin sınır çizemeyeceğini vurguladı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump'a karşı net bir duruş sergilemesi gerektiğini belirterek, "Sen bunu bana nasıl söylersin? Ben bağımsız bir devletin cumhurbaşkanıyım. Envanterime bir silah aldıysam, kendimi savunmak için gerekli her yerde kullanırım" demesi gerektiğini ifade etti.

"Biz parasını verirken sözleşmede böyle bir şart var mıydı?" diye soran Emre, konunun hamasetle kapatılamayacak kadar ciddi bir milli güvenlik sorunu olduğunu söyledi.

CHP Sözcüsü, hükümetin geçmişteki söylemleri ile bugünkü sessizliği arasındaki çelişkiye dikkat çekti:

Erdoğan’ın daha önce "İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye" dediğini hatırlatan Emre, eğer bu tespit doğruysa İsrail’e karşı kullanılmayacağına dair verilen garantinin Türkiye’yi savunmasız bırakmak anlamına geleceğini savundu.

Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail’in Türkiye karşıtı bir blok oluşturduğunu belirten Emre, "Onlar 'Türkiye'ye karşı F-35 kullanmayacağız' garantisi veriyor mu?" sorusunu yöneltti.

F-35 tartışması

Emre, dış politikanın ABD ve Trump çizgisine fazla bağımlı hale geldiğini ileri sürdü:

Trump’ın, Erdoğan’ın iç politikadaki "hukuksuzluklarına" dünya kamuoyunda meşruiyet sağladığını, bunun karşılığında ise Türkiye'nin dış politikada ABD çıkarlarıyla eşdeğer hareket ettiğini iddia etti.

F-35 projesinde Türkiye’nin hem parasal hem de stratejik olarak ciddi bir hak kaybına uğradığını, yapılan son ABD ziyaretinden de Türkiye lehine hiçbir somut kazanım çıkmadığını savundu.

Bölgesel krizlere, özellikle Gazze konusuna değinen Emre, Türkiye’nin rolünü şu sözlerle eleştirdi:

"Gazze konusunda mikrofonu bize veriyorlar, konuşuyoruz; ama çözümün konuşulduğu asıl masada biz yokuz." Bu durumun Türkiye'nin bölgesel etkisini zayıflattığını belirtti.