Kartalkaya faciası davası.... Otel genel müdürü: Benim genel müdürlük yetkim yoktur

Kartalkaya faciası davası.... Otel genel müdürü: Benim genel müdürlük yetkim yoktur
Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın faciasına ilişkin davanın ikinci gününde duygusal anlar yaşanırken, sanıkların savunmaları dikkat çekti.

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin ise yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın ikinci günü devam ediyor. Duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda oluşturulan özel mahkeme salonunda görülüyor.

Duruşma salonunda gözyaşları: Polisler bile ağladı

Davanın takipçileri arasında yer alan Habertürk muhabiri Alihan Tok, duruşma sırasında yaşanan duygusal anlara dikkat çekerek, “Dün bazı polis memurları da artık gözyaşlarını tutamadı. Taze bir acı var” dedi.

Sanıklar bir bir savunma yaptı, sorumluluk birbirine atıldı

Duruşmanın ikinci gününde ifade veren teknik personellerden Bayram Ütkü, otelin kurucusu Mazhar Murtezaoğlu döneminden beri çalıştığını, ama yalnızca telesiyej ve teleferik sistemlerinden sorumlu olduğunu söyledi. Yangın sırasında mutfağa girmeye çalıştığını, dumandan etkilenip yere düştüğünü ve ardından dışarı çıkarak jeneratör ile gaz vanalarını kapattığını anlattı.

Tutuklu sanık Tahsin Pekcan ise otelde olmadığını, yangın sonrası olay yerine geldiğini ve kamera kayıt cihazlarının şifrelerini savcılığa verdiğini söyledi. Pekcan, hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.

Teknik personel Hüseyin Özer ise kendisinin Grand Kartal Otel’de çalışmadığını, başka bir otelin personeli olduğunu iddia ederek, “Ben sadece basit işler yapıyordum. Yangının çıktığı sistem bana bağlı değildi” dedi.

Yangında kardeşini kaybeden avukat isyan etti: “Damadı duruşma boyunca uyuyor”

Yangında kardeşi Alp Mercan’ı kaybeden ve davaya avukatı olarak katılan Nihan Ece Mercan Hasarpa, duruşma boyunca otel sahibi Halit Ergül’ün damadı ve Genel Müdür Emir Aras’ın uyuduğunu söyleyerek tepki gösterdi:

“Kardeşim ve arkadaşı, kurtulmalarına rağmen insanları kurtarmak için geri döndüler. Biz onlara 10’uncu katta ulaştık. Bugün yanan otele dair en ağır acılardan biri de duruşma boyunca uyuyan bir sanığı izlemek. Bu adalet değil!”

Sanıklar hakkında yüksek cezalar talep ediliyor

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, otel sahipleri ve yöneticileri hakkında 78’er kez 'olası kastla öldürme' ve 'olası kastla yaralama' suçlamalarıyla toplam 1998'er yıl hapis cezası istendi. Otelin teknik ve idari personellerinden bazıları için ise 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Grand Kartal Otel Genel Müdürü Emir Aras: Benim genel müdürlük yetkim yoktur

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin davada savunma yapan tutuklu sanıklardan otel sahibi Halit Ergül’ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal Otel Genel Müdürü Emir Aras, otelin bilgi işlemi ve tanıtımı ile ilgilendiğini iddia ederken, “Benim genel müdürlük yetkim silah ruhsatı almak için kağıt üzerinde verildi. Benim genel müdürlük yetkim yoktur. Otelde satış yapılan ürünlerin, kampanyaların, konaklama fiyatlarına bakıyordum. Bunlarda da en son onayı kayınpederim verir. Bunun dışındaki şeylerde kayınpederim ilgilenir” dedi.

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda görülmeye devam ediyor.

Emir Aras’ın avukatı, müvekkiline ilişkin “duruşmada uyuduğu” şeklindeki haberlere “Duruşmaların geceye kadar sürmesini istemiyoruz. Müvekkilim günlerdir uyumuyor. Arada bir başı düşüyor. Bir de fotoğrafı çekilmiş ve paylaşılmış salondan” şeklinde tepki gösterdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, duruşma salonu içerisinden fotoğraf çekilmesinin yasak olduğunu ve çekilenler hakkında soruşturma başlatılacağını bildirerek uyarıda bulundu.

İş sağlığı ve güvenliği uzmanları dinlendi

Bu uyarının ardından duruşmaya tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan’ın savunmasına geçildi. Kayacan, Gazelle Otel’de çalıştığını ve hiçbir zaman turistik amaçla bile olsa Grand Kartal Otel’e gitmediğini söyleyerek şu savunmada bulundu:

“Grand Kartal A.Ş. bir çatı ünvan. Bu çatının altında birden fazla otel var. Ben Grand Kartal Otel’de hiç bir zaman çalışmadım. Gazelle Otel’de çalıştım ben. Kişi başı 10 dakika ilgileniriz biz iş yeri ile. Ben gözaltından çıktıktan sonra buradaki işten de istifa ettim. Eğer ben Grand Otel’de çalışsaydım işlemleri tam yapardım çünkü Gazelle Otel’de bu işlemleri tam yapmışım. Çalışmadığım halde çalışmışım gibi gösterilmişim. Bunu ben yangından sonra 26 Mart’ta öğrendim. FQC’in söylediği acil eylem planını ben hazırlamadım zaten ben işe başlamadan hazırlanmış bu evrak. Ben hiçbir zaman gitmediği otele ilişkin evrak hazırlamam ve tanımadığım personellerden görev ataması yapmam mümkün değil. Aleyna Beşinci’yi ben ilk kez gördüm burada, onunla birlikte de bir denetime gitmedim. Ben Grand Kartal’a turistik amaçlı bile gitmedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, hayatımda gitmediğim bir otel bu.”

Emir Aras'a müştekiler tepkili: "Sadece savunma yap"

2014-2021 yılları arasında Gazelle Otel’de iş güvenliği uzmanı olarak çalışan tutuksuz sanıklardan Kübra Demir, “Ben Grand Kartal Otel’de hiç bir zaman çalışmadım. Ben Gazelle Otel’de çalışanlara eğitim verdim. Eğitiminin geçerliliği 3 yıl. Benim eğitimim zaman aşımına uğramış oldu. Neye uğradığımı şaşırdım bu süreçte. Grand Kartal Otel’de eğitim vermedim ben hiçbir zaman” dedi.

Müşteki avukatlarından sekiz yakınını kaybeden Yüksel Gültekin, “Savcılıktaki ifadenizle buradaki ifadeniz çelişiyor. Savcılıkta verdiğiniz beyanda Grand Kartal Otel’de de çalıştığınızı söylemişsiniz. Huzurdaki sanık olası kastla yargılanmalı. Tespit edilen eksiklikleri bildirseydi belki de ben 8 canımdan olmazdım” dedi. Bunun üzerine Sanık Demir, “O an ben panikle otellerin adını karıştırmışımdır. Üzerinden 10 yıl geçmiş. Karıştırmış olabilirim. Benim bu süreçle hiçbir alakam yok” dedi.

Sanık Demir’in ardından tutuklu sanıklardan otel sahibi Halit Ergül’ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal Otel Genel Müdürü Emir Aras’ın savunmasına geçildi. “Yaşanan facia nedeniyle çok üzgünüm” diyerek sözlerine başlayan sanık Aras’a müştekiler “Bizi siz anlayamazsınız. Sadece savunma yap” diyerek tepki gösterdiler.

“Otelde bulunduğum zamanlarda damat olmamdan dolayı herkes bana danışır”

Olanları düşünmediğim tek bir an bile yoktur. 2012’de evlendikten sonra şirkette çalışmaya başladım. Otelin bilgi işlemi ve tanıtımını yapıyordum. İstanbul’da ikamet ettiğim için yarı zamanlı İstanbul’da yarı zamanlı Bolu’da uzaktan yapabildiğim işlerde çalıştım. Benim genel müdürlük yetkim silah ruhsatı almak için kağıt üzerinde verildi. Benim genel müdürlük yetkim yoktur. Otelde satış yapılan ürünlerin, kampanyaların, konaklama fiyatlarına bakıyordum. Bunlarda da en son onayı kayınpederim verir. Bunun dışındaki şeylerde kayınpederim ilgilenir. Otelde bulunduğum zamanlarda damat olmamdan dolayı herkes bana danışır. Kendi alanım ile ilgiliyse cevap veririm, bilmediğim bir şey ise kayınpederime danışırım. Bir gün bana kayınpederim Turizm Bakanlığı’ndan denetlemeye gelecekler, sen de gelsen iyi olur’ dedi. Bunun üzerine denetçiler geldiğinde önce Zeki Bey ve Mehmet Salun ile hep birlikte oturduk. Sonrasında denetime geçtiler. Duman dedektörüne kadar baktılar, kapalı hiçbir kapı bırakmadılar. Boş odaların ve personel odalarının hepsine baktılar. Yangın tüplerine de baktılar. Yedinci kattan sonra ben yanlarından ayrıldım. Mehmet arkadaş sonrasında dahil oldu. O evrakları tamamlamak için gitmişti. Sabah saat 10.00’dan öğlen 15.00’e kadar dolandılar sonra yemeğe geçtiler. Yemekte bazı eksikliklerden bahsettiler. Bu sırada gezerken kayınpederime de anlık mesaj attım ‘çok detaylı bakıyorlar’ dedim. Yemek sırasında basit eksiklikleri söylediler ben de kayınpederime ilettim.

Sonrasında otelin resepsiyonuna geçtim. O sırada İdris Erol ve Mehmet Salun bana itfaiyenin bir denetlemesinin olduğunu ve eksiklikler bulduklarını söylediler. Hayatımda ilk defa yangın raporu gördüm. Ben de yanlarına hızlıca yapalım yazdım. Diğer konuların da nasıl yapılacağını bilmediğim için Kadir Bey’e attım. Ben sadece ‘bunları 15 gün içerisinde nasıl tamamlayacağız’ dedim bilgim olmadığı için. Bunun üzerine Kadir Özdemir bana denetimin yanlış yapıldığını, bizim yanlış başvuruda bulunduğumuzu ve başvurumuzu çekeceğimizi söyledi. Bundan sonra Kadir Bey’in kimlerle nasıl bir işlem yaptığını bilmiyorum.

“Eşim o sırada bir çocuğu gördü ve onu kaptı. Onu da alarak dışarı çıktık”

Olay günü oteldeydim. İdris Erol, ‘Otelde yangın var galiba dördüncü katta’ dedi. Eşimle birlikte ‘yangın var’ diye bağırarak, ağzımızı, yüzümüzü kapatarak koşarak merdivenlerden indik. 7’nci kattan 6’ncı kata indik, eşim o sırada bir çocuğu gördü ve onu kaptı. Onu da alarak dışarı çıktık. Sonra otele geri girmeye çalıştım ama giremedim dumandan. O sırada Zeki Bey’e bağırdım ‘Alarm neden çalmıyor’ diye o da bana ağlamaklı ‘bilmiyorum’ dedi. Otelin her yerinde kameralar var. İnşallah bu anlattıklarımın hepsi çıkacak görüntülerde. Ben galiba 03.37 gibi dışardaydım çünkü 03.38 gibi jandarmayı aramışım, telefon kayıtlarımdan gördüğüme göre. Zeki Bey’in yanında zannedersem Şenol Bey vardı, onları görünce ‘ortak şirketin adamlarından koşun uzun merdivenleri alın’ dedim.

“Sinir krizi geçirdim”

Sonra bir merdivenden hemen çatıya çıktım. O sırada kayınvalidemi gördüm ve o ‘ben iyiyim’ dedi. Bunun üzerine ona gitmedim, başkalarını kurtarmaya yardım ettim. Çatıdan yukarılara bağırdık ‘itfaiye geliyormuş, atlamaya çalışmayın’ diye. O sırada bir kişi atladı. Ben sinir krizi geçirdim, aşağı indim o sırada. Sonra baldızımın odasına girdim 7’nci kata, başkalarını kurtarmak için. Ama diğer odalara geçemedim yoğun dumandan. Hatta camı kırdım elim kanadı, bu da hastane kayıtlarında var.”

Yangında oğlunu ve iki torununu kaybeden Gülizar Sarıtaş, Emir Aras’ın savunması sırasında fenalaştı. Sarıtaş, yakınları tarafından sakinleştirilmeye çalışılırken Aras’ın savunmasına devam edildi.

Aras, şu iddiaları dile getirdi:

“Böyle bir şeyi öngörebilsem ne ben orada kalırım ne de çocuklarımı orada konaklatırım”

“Otelden ayrılmadım. Elimden ne gelirse diye bekledim. Sabah saatlerine doğru jandarmaya ‘kameraların nerede olduğunu biliyorum, orası yanmadı. Oradan alalım. Yangının nereden çıktığını anlamamız için’ dedim. Bunun üzerine kayıtları aldık. Güvenlik görevlisinin odasında da eski teknoloji olan kamera kayıtlarını aldık.

Son olarak olası kastla suçlamayı kabul etmiyorum. Böyle bir şeyi öngörebilsem, aklımın ucundan geçirebilsem ne ben orada kalırım ne de çocuklarımı orada konaklatırım. Kimse böyle bir olay olsun istemezdi eminim. Fakat tüm herkes olayın vehameti nedeniyle bir üstünü suçluyor. Ben fiyatları ayarlamaktayım, otelin menüsünde neler çıkacağına ben bakmaktayım.

Ben yetkili yetkisizdim demiyorum ama bunca şeye ben nasıl yetişebilirim. Aşçı bile neredeyse yemeği yaparken ‘Emir Bey’e soruyordum’ diyecek. Arkadaşlara ‘şunu alın, bunu alın’ demişimdir ama büyük alımlar olduğunda kesinlikle onay almadan almam. Ancak arkadaşlara bunu açıkça söylemem ama hepsi içten içe bilir. Ben onlara ‘sizi arayacağım’ dediğimde kayınpederime sorduğumu bilirler. Teknik arkadaşlar bile ‘Biz sadece Emir Bey’den talimat alırdık’ diyorlar.

"Yönetim kurulu işlevsiz bir kurul"

Bolu’da hiçbir kurumda hiçbir evrak işine dair ne bir talimatım ne de bir bilgim oldu. Ahmet Bey de Kadir Bey de ‘Emir Bey’den talimat alırdık’ dedi. Kimseyi töhmet altında bırakmak istemiyorum ama bunu kayınpederime sormadan kimse yapamazdı. İşe alımlarla ilgili ‘Emir Bey’e sormadan kimse işe alınmadan’ denildi. Burada sormak istiyorum böyle bir durum var mı gerçekten? Her eleman alınmadan bana sormazlar. Yeni bir birim mi açılacak, kaç kişi alınacak bana söylerler ben de kayınpederime sorarım. Ardından kadroyu kendileri kurarlar. ‘Bütün mülakatları Emir Aras yapardır’ kısmına ilişkin, çağıralım bakalım ben kimlerle yapmışım mülakat. Ben sadece önemli kişilerle yaparım mülakatı. Ayrıca yönetim kurulu işlevsiz bir kurul. Orada bir karar alınıp işleme koyulması gibi bir durum çok yok. Ben hayatım boyunca belki bir kere İSG uzmanı gördüm.”

"Bu hileli hurdalı sistemi siz mi yoksa kayınpederiniz mi kurdu?"

Tutuklu sanık Aras’ın avukatı Zeynep Körpe’nin baş sağlığı dilemesi üzerine aileler tepki gösterdi ve avukatın sadece savunma yapmasını istedi. Körpe savunmasında, müvekkili tutuklu sanık Aras’ın bildiği her şeyi anlattığını beyan ederek şunları söyledi:

“Burası bir patron şirketi. Müvekkil her ne kadar sicilde genel müdür olarak görünse de fiili olarak durum böyle değildir. Fiyat belirlemek gibi normal bir personelin yaptığı işleri yapmaktadır tek farkı ise Halit Ergül’ün damadı olmasıdır. Müvekkilim Halit Ergül’ün talimatıyla hareket etmiştir. Bir yere yangın merdiveni yapılması gibi şeyler inşaat işleridir. Müvekkilimin bilgisi yoktur bu konularda. Müvekkilimin otelden dışarı çıktığı ve araçlarını da dışarı çıkardığı iddia ediliyor. Müvekkilimin aracı yanan yerden 3 gün sonra çıkarıldı. Dolayısıyla müvekkilimin malını kurtarmak, öncelikle misafirlerinin tahliyesi için girişimde bulunduğuna dair iddialar doğru değildir. Müvekkilimin bir ifadesi müdafii olmaksızın alındığı ve yangından dolayı kötü bir halde olduğu için verdiği ifadenin değil huzurdaki beyanlarının dikkate alınmasını talep ediyoruz.”

"Hiçbir otel çalışanının burnunun kanamaması, hiçbir aile ferdinizin burnunun kanamaması tesadüf mü?"

Hem müşteki hem de avukat olan Yüksel Gültekin'in "Hukuki anlamda bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu hileli hurdalı sistemi siz mi yoksa kayınpederiniz mi kurdu?" sorusu üzerine tutuklu sanık Aras, "Ben bir şey duymadım" dedi.

Avukat Yüksel Gültekin, sanık Aras'a "Hiçbir otel çalışanının burnunun kanamaması, hiçbir aile ferdinizin burnunun kanamaması tesadüf müdür?" diye sordu. Sanık Aras ise "Yangının çıkış sebebi ile nerenin yandığı, nerenin yanmadığı bellidir. Personel ikinci kattadır. Biz 6 ve 7'nci kattayız. Yangın başka bir katta çıksa biz de çıkamayabilirdik" cevabını verdi.

"7-8 yıl önce Gazelle Otel'de çıkan yangın örtbas edildi" iddiası

Müşteki avukatlarından birinin "Kimse bir şey bilmiyor, kimse sorumlu değil. Peki otelin hasılatından sanık ne kadar alıyor?" sorusuna Aras, "Hasılatı ben bilmiyorum. Ben maaş alıyorum" yanıtını verdi. Salondan bu yanıta alkışlarla tepki gösterildi. Bir müşteki avukatının "Araştırmalarıma göre Gazelle Otel'de 2017 ve 2019 yılları arasında bir yangın çıktığı, buna dair bir ihbar yapıldığı ve siren sesleri kapatılarak yangına müdahaleye gidildiği ve yangının bu şekilde örtbas edildiğine dair bir bilgimiz var. Mahkemeden müzekkere yazılarak konunun araştırılmasını talep ediyoruz" dedi.

Yaklaşık 12 saat süren duruşmaya çarşamba sabah devam edilecek.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar