Yenidoğan Çetesi davasında 2'nci duruşma
İstanbul'da yeni doğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak bazı bebeklerin ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı dava, bugün saat 11.00'de İstanbul Bakırköy Adliyesi'nde ikinci duruşmayla devam ediyor.
18 Kasım'da başlayan davanın 6 gün süren ilk duruşmasında 22 tutuklu sanık savunmasını yapmıştı. Sanıklar, usulsüzlükle ilgili bazı iddiaları kabul ederken, kasten öldürme gibi suçlamaları reddetmişti. Ara kararını açıklayan mahkeme, bütün tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vermiş ve duruşmayı bugüne (26 Kasım) ertelemişti. Mağdur ailelerin çoğunun müdahillikleri, "iddianamede yer almamaları" nedeniyle kabul edilmemişti.
Duruşma başladı
Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanıklı davada tutuksuz sanıkların savunmaları başladı. Bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları salonda hazır edilirken, bazı tutuksuz sanıklar da bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşma, tutuksuz sanık Ecem Koç’un savunmasının alınmasıyla başladı.
"İlk defa doktorsuz kaldık"
Ecem Koç: Halime bebek, anne karnında oksijensiz kalmış bir bebekti. Tekirdağ Şehir Hastanesi’nden kendi ambulanslarıyla sevk edildi. 55 gün boyunca tüm çabalarımızla ona baktık. Tüm yaşam hizmetlerini eksiksiz gerçekleştirdik. Tapelerde yalnızca bir görüşmem var; o da Fırat Sarı ile. Görüşmede yaptığım işlemleri anlatıyorum. Halime bebek zaten birkaç gündür eks durumundaydı. Öleceğini biliyorduk. Müdahale, bir kişiyle yapılmaz; birkaç kişinin koordinasyon içinde çalışması gerekir. Birileri müdahale ederken, birilerinin doktorla iletişim kurması gerekiyordu; ben o kısmı üstlenmiştim. İlk defa doktorsuz kaldık. Yoğun bakımda mavi kod verilmez; çünkü biz zaten mavi kod ekibiyiz.
"Silivri Kolan Hastanesi’nin nerede olduğunu bile bilmem"
Resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlamasıyla yargılanan asistan hekim Mehmet Salih Kara daha önce yaptığı savunmayı tekrarladığını söyledi.
Kara'nın ifadesini tekrarlamasının ardından hakim soru sormaya başladı.
Hakim: Fırat Sarı diyor ki, benim adıma bakacaksın sana yer buldum. Silivri Kolan hastanesinde benim adıma bakacaksın diyor? Ne diyorsun?
Mehmet Salih Kara: Konuşmuş olabilirim ama eylem olarak gerçekleştirmedim.
Hakim: Fırat Sarı’ymı orada, İstanbul’da da Salih Kara’yım diyorsun, hatırlıyor musun?
Mehmet Salih Kara: Hayır.
Hakim: Mehmet Gürül diyor ki bizim kaşemizi kullanırsın?
Mehmet Salih Kara: Hayır hatırlamıyorum. İmkansız bir şey.
Hakim: Hts kayıtlarında Silivri’de baz vermiş telefonun ne diyeceksin?
Mehmet Salih Kara: Ablam ve kız arkadaşım orada otururdu. Silivri Kolan Hastanesi’nin nerede olduğunu bile bilmem. Muayene yapmadım. Ama hatırlamıyorum.
Hakim: Fırat Sarı’dan menfaatin oldu mu?
Mehmet Salih Kara: Hayır olmadı. Para almadım.
"AKP'ye yakın hastanelere denetim yapılmıyor"
Birçok özel hastanenin denetlendiğini ama AKP’ye yakınlığıyla bilinen hastanelere denetim yapılmadığını söyleyen hemşire Serenay Şenkalaycı konuşuyor
Mahkeme Başkanı, İlker Gönen ile Serenay Şenkalaycı’nın tapelerini okudu. İlker 'Tamam olsun, boş ver eks olacak' demiş, ne diyeceksin?
Sorumlu hemşire Serenay Şenkalaycı: Efendim, izin verirseniz toplum vicdanını rahatlatmak adına bir açıklama yapmak isterim. Bu bebek, Kerem bebek... Biz hazır bir ekip olarak, (hemşireleri sayıyor) bizzat bebeğin doğumuna katıldık. Yaklaşık 15 dakika kadar doğumhanede bebeğe müdahale ettiğimizi hatırlıyorum. Ardından, uygun koşullarda yenidoğan ünitesine sevkini gerçekleştirdik.
Mahkeme Başkanı: Mehmet Gürül ile Fırat Sarı arasında geçen bir görüşmede adınız ilaç düşmek konusunda geçmiş.
Serenay Şenkalaycı: Burada birçok meslektaşım ifade verdi, ancak hiçbiri bu durumu açıklayamadı. 'Düşüyorum' kelimesi, doktorun 'reçete ediyorum' demesi anlamına gelir. Ben CUROSURF kullanmıyorum. Bu konuyla ilgili Hasan Basri Gök ile görüşmelerim oldu. Hasan Basri, beni bu konuda manipüle etmeye çalışıyordu. Hastane olarak CUROSURF’a geçmemiz konusunda ısrar ediyordu. Bu kadar ısrar edince şüphelendim ve durumu İlker Gönen’e ilettim. İlker Gönen de bana, 'Ben de şüpheleniyorum' dedi. Ayrıca, sağda solda satış yaptıkları söylentilerini duyduğunu da belirtti. Daha sonra İlker Gönen beni bu konuda uyardı.
Mahkeme Başkanı, denetimle ilgili diyaloglarını sordu:
Hemşire Serenay Şenkalaycı: Bunu bizim kuruma yapılmış bir saldırı olarak düşündüm. Normalden çok farklı bir durumdu.
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök’ü nereden tanıyorsun?
Serenay Şenkalaycı: Fırat Sarı’nın asistanıydı.
Mahkeme Başkanı: Peki, Fırat Sarı’yı nereden tanıyorsun?
Serenay Şenkalaycı: Avcılar Hospital’de yarı zamanlı olarak 6 ay kadar poliklinik hizmeti verdi.
Mahkeme Başkanı: Denetim zamanlarında hastanede bulunur muydu?
Serenay Şenkalaycı: Hastanemize ara sıra gelir giderdi. Ancak kendisiyle iletişim kurmaktan kaçınırdım.
Mahkeme Başkanı: Kiminle muhatap olurdun?
Serenay Şenkalaycı: Dr. Zeki Ötünç ile.
Hemşire Serenay Şenkalaycı: Hasan Basri Gök’ün hareketlerinden çok şüphelendim. Hasan Basri Gök gelip Fırat Sarı bana, "İlaçlar biriksin, genel merkezde toplanacak" dedi diye aktardı. Ancak ben kendisine hiçbir şekilde ilaç vermedim.
Mahkeme başkanı, hemşire Serenay Şenkalaycı’ya soruyor:
Mahkeme Başkanı: İlker Gönen ile denetim hakkında bir konuşmanız olmuş. Denetimi haber veriyorsunuz ve İlker Gönen, "Tamam, gelsinler" diyor. Bu konuşmayı hatırlıyor musunuz?
Serenay Şenkalaycı: Evet, hatırlıyorum. Bu konuşmada herhangi bir usulsüz durum yok. (Tıbbi terimler kullanıyor)
Mahkeme Başkanı: Ancak İlker Gönen’e, "Odada 10 hastanın dışında hasta tutmak yasak" demişsiniz. Bu neden yasak?
Serenay Şenkalaycı: Normalde 11 hasta olmaz ama o sırada ek bir hasta gelmişti. Hastaya izolasyon kararı uygulanmıştı, bu yüzden böyle bir durum ortaya çıktı. Ancak usulsüz bir durum yok.
"Ben işletmenin değil, hastanenin hemşiresiyim"
Savcı: İşletme derken hastaneyi kastettiğini söyledin, ama tüm sanıklar Fırat Sarı’nın işlettiği hastaneleri kastettiğini belirtti. Peki, neden kendi hastanene hastane değil de işletme dedin?
Serenay Şenkalaycı: Ben işletmenin değil, hastanenin hemşiresiyim.
Savcı: Şu an bile işletme diyorsun. Tapede de aynı ifadeyi kullanmışsın.
Serenay Şenkalaycı: O an öyle demişim.
Savcı: Daha önce "Fırat Sarı, ben ayrılmayayım diye para gönderiyordu" demiştin. Neden böyle bir şey yapıyordu?
Serenay Şenkalaycı: Ben kıdemli bir hemşireyim, bebeklere iyi bakan biriyim. Neden ayrılmamı istesin ki?
Savcı: Sen bana soru sorma, ben sana soru soracağım.
Serenay Şenkalaycı: Tamam, özür dilerim.
Savcı: Yani, kendini çok iyi bir hemşire olarak görüyorsun, doğru mu?
Serenay Şenkalaycı: Evet.
Savcı: Senin hakkında iddia, SGK’yı dolandırmak için epikrizleri en üst seviyede doldurduğun yönünde. Bu doğru mu?
Serenay Şenkalaycı: Ben kesinlikle epikriz yazmadım, yalnızca gözlem notlarımı paylaştım.
Savcı: Bekle!
(Sanık devam etti)
Savcı: Bekle diyorsam bekle. Sorunun dışına çıkma. Hasan Basri’ye neden "Ay sonunda epikrizleri değiştireceğim" dedin?
Serenay Şenkalaycı: Hasan Basri’ye soru sordum ben.
Savcı: Hayır, "Değiştiririz" diyorsun.
Serenay Şenkalaycı: Sürç-i lisan etmişimdir.
Savcı: Tamam, bunu soruyorum.
Avukatı araya girdi.
Savcı: Bu şekilde bir soru yok. Araya giremezsiniz.
Avukat: Bu bir mükerrer soru.
Eski Bakan Müezzinoğlu'nun hastanesinin başhekimi savunma yapıyor
Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun sahibi olduğu Avcılar Hospital'in Başhekim'i ve AKP Milletvekili aday adayı Fetin Rüştü Yıldız'ın savunmasına geçildi.
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız:
"Işıklar Askeri Lisesi ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi mezunuyum. Bir süre askeri hekimlik yaptıktan sonra istifa ederek serbest hekimlik yapmaya başladım. Diyarbakır Askeri Devlet Hastanesi’nde 5 yıl görev yaptım. Ardından Kocaeli Seka Devlet Hastanesi, İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekimlik yaptım. Ayrıca İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcılığı ve Kamu Hastaneleri Kurumu Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Gerçekleşen ölüm ile ilgili herhangi bir kusurum bulunmamaktadır.
Ölüm oranlarının artmasıyla ilgili bazı şeyler söylemek istiyorum. Hastanemizde son 5 yıldaki ölüm oranı ortalaması yüzde 2.2’dir.
Benim başhekim olarak herkesin tek tek ne yaptığını kontrol etmeye imkanım olmadığını belirtmek isterim. Savcılık makamınca sanki söz konusu eylemlerden haberim varmış gibi anlaşılmış"
'Fırat Sarı işe danışmanlık anlaşması imzaladık'
Mahkeme Başkanı: Danışmanlık anlaşmasını kimle imzaladınız?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Fırat Sarı ile.
Mahkeme Başkanı: Anlaşma neyi kapsıyordu?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Maaşlar veya personel ile ilgili bir içerik yoktu. Anlaşma, sadece yenidoğan yoğun bakımın daha kaliteli şekilde sürdürülmesi amacıyla yapılmıştı.
Mahkeme Başkanı: Maaşları kim ödüyordu?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Hastane olarak biz ödüyorduk.
Mahkeme Başkanı: Tamamını mı?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Evet.
Mahkeme Başkanı: Mahkeme Başkanı: Hastanenizin hemşiresi Serenay Şenkalaycı, "Başka hastanelerde de denetim var ama sanki bizim grubu denetliyorlar" demiş. Burada "bizim grup" derken neyi kastediyor sizce?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Ben bilmiyorum, Serenay Hanım bu ifadeyle neyi kastettiği konusunda bir cevap verdi.
Savcı: Fırat Sarı’nın parayla hasta getirdiğinden bilginiz var mıydı?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Hayır, bilgim yoktu.
"Hastanemiz bölgede 25 yıldır çok güvenilir bir hastanedir"
Savcı: Sen diyorsun ki, biz danışmanlık sözleşmesi yaptık, ciro üzerinden kar yapıyoruz. Peki, ciro yapamadınız diyelim. Adamlar size bir hizmet verdi, ciro olmazsa para alamayacaklar mı? Senin anlattığına göre bebekle senin doktorun ilgileniyor, Fırat’ın şirketi ise senin hastanedeki doktora hizmet veriyor.
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Hastanemiz bölgede 25 yıldır çok güvenilir bir hastanedir. 24 saat çocuk doktoru bulunmaktadır…
Savcı: Bunları söylediniz. Peki, sözleşmeye göre siz ciro yapamazsanız Medisense’ye para ödeyecek miydiniz?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Belki bu 1-2 ay devam ederdi ama sürdürülebilir bir durum değildi.
Savcı: Yani, sözleşmede böyle bir hüküm yoktu, öyle mi?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Evet, böyle bir hüküm yoktu.
Üye Hakim: Siz bu danışmanlığın karşılığını aldınız mı?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Bence aldık.
Üye Hakim: 15 Ocak’ta "364 bin TL hakkıdır" diyorsunuz, doğru mu?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Evet.
Üye Hakim: Yenidoğan üniteniz kaç kişilik?
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: 22.
Üye Hakim: Yenidoğan üzerinden yüzde 35 ile anlaşma yaptığınızı söylediniz. Bu ciddi bir rakam.
Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız: Daha önce de söyledim, fiili olarak yüzde 20.
Üye Hakim: Yüzde 20 de ciddi bir rakam.
"Savcı Yavuz Engin’in kasten adam öldürme suçundan sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz"
Müezzinoğlu'nun hastanesinin başhekimi Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız’ın Avukatı, Savcı Yavuz Engin’in kasten adam öldürme suçundan yargılanması gerektiğini ileri sürdü. Yıldız'ın avukatı şunları söyledi:
"Bu Cumhuriyet Savcısı, işlenmekte olan suçu izlememeliydi. Öncelikle insan hayatını kurtarmak için harekete geçmeliydi. Ancak söz konusu savcı, 10 bebeğin ölümünü izlemiştir. Bu nedenle, Savcı Yavuz Engin’in kasten adam öldürme suçundan sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz."
Kaynak:Haber Merkezi