“İdeolojik savaşla toplum susturulmaya çalışılıyor”

Dersu Doğan’ın yakın zamanda yayınladığı ilk solo projesi Loopland’ten sonra gelen tekli Uyanırsam, kadın cinayetleri gibi hayli zor bir konuya bir erkeğin gözünden bakarak parmak basıyor. Loopland’teki elektronik altyapıya piyanoyu da ekleyen Doğan’ın şarkısı son zamanların en dikkat çekici çalışmalarından.

Dersu Doğan’ı Ankaralı topluluk Bildiğin Gibi Değil’in gitaristi olarak tanıyoruz. Genç müzisyen özellikle Ankara’da hayli sağlam bir dinleyici kitlesi olan Bildiğin Gibi Değil’den ayrı olarak yakın zamanda ilk solo projesi Loopland’i yayınlayarak çok farklı bir işe imza atmıştı. Şimdi de Uyanırsam teklisi ile Loopland’in yolundan gitmeye devam ediyor.

Uyanırsam özel bir şarkı. Hem sound hem de içerik olarak Dersu Doğan’ın kendi deyimiyle ‘müzik arayışı’nın meyvelerinden biri. Sound’u etnik-elektronik ve piyano destekli bir altyapıdan besleniyor ve bir hayli melankolik. Ama asıl vurucu noktası sözleri. Türkiye’de mevcut hukuk sisteminde bitmeye hiç niyeti olmayan kadın cinayetlerine parmak basıyor Uyanırsam.

Şu zamana kadar çoğunlukla kadın sanatçıların değindiği kadın cinayetlerine bir erkek gözüyle bakan Dersu Doğan, şarkıda hayli zor bir konuya bir erkek olarak yine hayli zor bir şekilde, empati kurarak yaklaşıyor. Uyanırsam’ın bir kısa film niteliğindeki video klibi de sanatçının yaptığı işi bir bütün olarak görüp verdiği değeri gösteriyor. Müzikte bu bütünlüğü genelde göremiyoruz. Hasılı; Uyanırsam son zamanların en dikkat çekici şarkılarından biri. Biz sorduk, Dersu Doğan anlattı…

Geçtiğimiz aylarda Loopland’i yayınlanmıştın. Şimdi de Uyanırsam ile karşımızdasın. Bildiğin Gibi Değil’den ayrı olarak solo çalışmaya nasıl karar verdin?

Keskin bir karar aşaması vardı diyemiyorum. Grup çalışmaları haricinde sesle ve elektronik enstrümanlarla da ilgileniyordum. Bu sürece prodüksiyon ve kayıt teknolojilerinin de eklenmesiyle, bilgisayarda şarkı aranjelerine ve ses tasarımına başladım. Tabii ki bunlar için eğitimler aldım ama en büyük yol bireysel kurcalama ve zaman geçirmeyle kat ediliyor. Deneyerek ilerlediğimden net bir çizgiye sahip olduğumu da söyleyemem, ama BGD’den (Bildiğin Gibi Değil) ayrı bir proje olarak ilerlemesinin temel sebebi tür farkı. Farklı müzik türleri ve enstrümanları sentezleme fikri BGD için geçerli olsa da elektronik ve solo piyano projelerime Dersu olarak devam edeceğim.

Solo işlerin Bildiğin Gibi Değil’den çok farklı bir yerde duruyor. Hangisine karşı kendini daha yakın hissediyorsun?

Bunu bu şekilde kıyaslamayı pek istemiyorum. BGD’yle 6 seneyi aşkın süredir çalıyoruz. Müzikle hayal kurmaya, geleceği düşünmeye BGD ile başladım. Sayısız kazanımlarının etkilerini hissediyorum ve daha yolun başında olduğumuza inanıyorum. Şimdi neredeyse bitmiş bir albüm hazırlığındayız, o konuda da çok heyecanlıyım. İki farklı tarzda dertlerimi paylaşıyorum diyebilirim. Ancak Dersu için özellikle Loopland ve öncesinde yayınlanan tekliler Rusya, Polonya ve Çekya’da Türkiye’den daha çok dinleniyordu, Uyanırsam bu gidişi biraz tersine çevirdi. İzlenimlerim zaten burada sayılı örneğini görebileceğimiz bu müzik türünün dinleyicisine Avrupa’da kavuşacağı yönünde. Hedefim de bu. Solo işlerle BGD’yi şimdilik ayıran bu sanırım, dinleyici profili. Duygusal olarak bir ayrım yapamıyorum. Umarım adı fark etmeksizin müziğimi evrensel bir boyuta taşıyabilirim.

Uyanırsam çok ciddi, kanayan yaramıza dokunan bir şarkı. Nasıl çıktı ortaya?

Dersu projesine başlarken enstrümantal, elektronik temeller ve piyano üzerine bir müzik planlıyordum. Yani Türkçe vokal içeren bir şarkıyla devam edeceğimi, özellikle Loopland’e yakın bir dönemde bu tarzda bir şarkı üreteceğimi tahmin etmiyordum. O dönem, özellikle evde kaldığımız süreçten bahsediyorum, gündemle çok içli dışlı oldum. Normalde gündemi takip eden ve gerçekten etkilenen birisiyim. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma süreci, bitmeyen şiddet haberleri ve her gün yeni bir soruna uyanmak zaten psikolojik olarak yoğun ve yorgun geçen dönemi çekilemez yapmaya başlamıştı. Uyanırsam’ın hikayesi de böylece ortaya çıkmış oldu. Sesimi çıkarabileceğim alan müzik ve yaşadığım zamandan da ortamdan da etkilenmeden üretmek mümkün değil.

“Duruyor hayat aynı yerde/Eğer uyarsam kurala” diyorsun şarkıda. Nedir o kural? Erkeğin sözü mü? Sonrasında da ekliyorsun “Dünya susar/Ben ölene kadar” diye. Ama pek susmuyor sanırım…

Şarkıyı birkaç yönden ele alabilirim. Toplumdaki her bireyden uymasının beklenildiği çeşitli toplumsal kodlar var. Bu toplumsal kodlara uyduğumuz kadar var olabiliyoruz. Bu zaten yaşantımızı kısıtladığı gibi fikirlerimizi de engelliyor. Buradaki kurallar da aslında onlar. Yaşam hakkımıza ve tarzımıza müdahale eden her şey. İstenildiği gibi olursak, ‘yaşamamıza’ izin veriliyor. Bu nitekim erkek egemen toplumlarda erkeğin sözü sayılabilir. Bu konuda birçok kişiyle hem fikir olacağıma inanıyorum. İnsan, doğa, hayat yaşarken değerli olmalı. Bilmiyorum başka zamanlarda da böyle miydi ama artık bir şeylerin göz önüne gelmesi için ölmesi ya da son zamanlarına gelmesi gerekiyor. Görmezden gelinen kadın cinayetleri tamamen politik bir konu. Her gün bir kadın cinayeti, şiddet, cinsel taciz vs. haberiyle güne başlıyoruz. Zaten alınmayan koruyucu önlemler, alınacak önlemlerin yapıldığı sözleşmelerin feshi ile birlikte yaşanacak şiddetin, tacizin, cinayetin de önü açılmış oluyor. Caydırıcı olmayan yargılama süreçleri, bir başkası için neredeyse teşvik boyutuna ulaşıyor. İdeolojik bir savaş verildiğini ve bu yöntemlerle toplumun susturulmaya, hissizleştirilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Böyle bir hayata alışmamalıyız.

Şarkının klibi de çok ilgi çekici. Film gibi olmuş. Öldürülmüş bir kadın var ve bir türlü uyanamıyor. Son sahne kadının durumla yüzleşmesi mi?

Multi-medya artık anlatım için çok değerli. Klip de hissedileni, anlatılmak isteneni aktarmak için müzikle iç içe olmalı bence. Bu yüzden kliplerin performans veya sanatçı odaklı değil, kendi başına da bir hikayesi olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu Darker ve Nephes’in klibinde de denedik. Oradaki görüntüler de bu fikrin ürünüydü. Uyanırsam’a gelirsek kurgularken birkaç fikir üzerinde çalıştık. Açık olmam gerekirse durumda bazı seçenekleri izleyene bırakmak istedik. O yüzden benim aklımdan geçeni paylaşıp izleyenleri etkilemek istemiyorum. İzleyici için de bir yüzleşme olmalı.

Genelde kadın cinayetlerine dokunan şarkılar kadın müzisyenler tarafından dokunuldu. Böyle bir konuya bir erkek gözüyle yaklaşmak nasıl bir duygu? Özellikle hassasiyet gösterdiğin bir nokta oldu mu?

Kadın cinayetleri toplumumuzun güncel ve büyük bir sorunu. Herkesin ses çıkarması gerekiyor. Cinsiyet ayırt etmeksizin müzisyenler bir şekilde bundan etkileniyor tabii ki, en azından ben öyle düşünüyorum. Ama bu sorunun öznesinin kadın olduğunu ve olabildiğince kadınların bu konuda söz sahibi olması gerektiği tarafındayım. Bu nedenle klibin hikayesini düşünürken de erkek perspektifiyle bakmamak konusunda ayrıca hassas davrandık. Klip hikayesinin gelişim sürecine kadın ekip arkadaşlarımla uzunca düşündüğümüz noktalar oldu. Konunun hassasiyetini bildiğimizden kırıcı veya yanlış anlaşılır olmak istemedik hiç.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi