“İnsanlar benim hikayemi ilk önce beni merak ettiği için dinlemeli”

Şu zamana kadar kırkın üzerinde single, bir EP ve iki albüm yayınlayan Oğulçet, son şarkısı Esinti ile karşımızda. Şarkılarını, “kendime yazıp bıraktığım dünyevi günlükler” olarak niteleyen sanatçı, Türkiye’de örneğine pek rastlamadığımız ambient, future garage sound’una depresif vokaller ekleyerek dinleyici başka alemlere sürüklüyor.

“Kendi iç denizinde kaybolmuş, umutsuz bir geminin öyküsü bu şarkım. Pusulası yok, yelkenleri yırtık. Ufaktan su almaya başlamış. Dalgalar artık onu sürüklüyor ve çok uzaklara götürüyor. Bu uzaklar hiç kimselerin bilmediği, bilse de asla gelemeyeceği, gidenin de dönüşü bulamadığı diyarlar. Arkasına baktığında uzaklarda, çok uzaklarda heba olmuş hayallerini görüyor. O kadar çok ki bu hayaller birike birike büyük bir ada olmuş. Derken tam karşısında da parıldayan, yepyeni umutlardan yemyeşil bir ada, bir de yüzüne vuran ılık bir Esinti beliriyor… Coştukça coşan dalgalar hızla götürdüler gemiyi umudunun yaşadığı o adaya ama o yaklaştıkça umutları kaçtı, uzaklaştılar. Sonunda gemi anladı ki onlar umutları değil, kurmayı bile beceremediği hayalleriymiş.” Oğulcan Çetin, nam-ı diğer Oğulçet, On Air etiketiyle yayınlanan son şarkısı Esinti’yi böyle açıklıyor. Şu ana kadar kırkın üzerinde single, bir EP ve iki albüm yayınlayan Oğulçet, şarkılarının tamamını kendi hikayeleri üzerine kuruyor. Hem avantajlı hem de dezavantajlı bir durum ancak müzikteki “Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği” klişesine, dolayısıyla gerçeğine onun şarkılarında da rastlamak mümkün. Oğulçet’le hikayesini ve son şarkısı Esinti’yi konuştuk.

Çok üretkensin. İşi sadece single’a yıkmayıp albüm de çıkartmışsın. Klipler ona keza. Spotify’daki, dinlenme rakamlarına –çok umursamasam da- baktım, gayet iyi bence. Fakat internette seninle ilgili bir haber, yorum vs. bulamadım. Ne düşünüyorsun bu konuda?
Aslında milyonlarca dinleme rakamından çok bir şarkıyla tek bir kişinin bile gerçek hissine dokunabilmek gece uyurken dinlediği son şarkı olabilmek benim için çok daha değerli günümüzde ne yazık ki yüksek dinlenme rakamlarına sahip olabilmek için müzik bilgisi ve duygu yerine yüksek bütçeli PR çalışması yeterli.

İnternette benimle ilgili çok fazla haber vs. olmamasının sebebi müziği bir nevi hobi olarak kullanmam ve üstüne tam anlamıyla düşmemem, ayrıca bu üstüne düşmeyeceğim anlamına gelmez. İyi işler yaptım ve daha iyilerini de bu kış yapacağım. 

Kaseti başa alalım. Müziğe nasıl başladın?
Dediğim üzere müziğe hobi olarak başladım, bu benim için tamamen kendimi tartmak ve ben bu yolda ilerlersem neler olacağını görmek amacıyla girdim bu işe ve şu an memnunum.

Şarkılarını yayınlamaya başladığında epey bir tarz arasında gidip gelmişsin. Bunu yapan sanatçılara soruyorum genelde. Arayış mı, merak mı, yeni keşifler mi? Nedir bunun sebebi?
Evet, birkaç tarz arasında gidip geldim ancak ilk şarkılarımda da şu anki tarzımdan izler görebilirsiniz. Başlarda kararsız tavrım tam anlamıyla kendimi ve müziğimi tanımamaktan olabilir, yolculuğum süresinde mola verdiğim duraklardan ayrılıp sonunda evime ulaştım diyebilirim.

Şarkılarını kendi hikayelerinden yola çıkarak yaptığını söylüyorsun. Neden insanlar senin hikayeni dinlemeli sence? Özelliği ya da farklı ne olduğunu düşünüyorsun?
İnsanlar benim hikayemi ilk önce beni merak ettiği için dinlemeli ve bunun için de benim farklı olmam gerektiğine inanıyorum ve farklıyım diyebilirim. Çünkü kendi tarzımda ülkemizde çok fazla sanatçı olmadığını düşünüyorum bunu herkes görebilir ve az da olsa araştıran insanlar bulabilir. 

Yeni şarkın Esinti yayınlandı. Onlarca şarkının arasında senin için nerede duruyor Esinti?
Şarkılarımın hepsinin bir anısı ve hayatımda etkisi var, anlamsız ve sırf şarkı olsun diye yaptığım bir şarkım bile yoktur. Esintide kendimi kendime anlattığım şarkılardan sadece birisi.

Ben Esinti’yi son çalışmalarına daha yakın buldum. Sanki kafandaki şeyi daha oturaklı bir biçimde dışarıya çıkarmışsın gibi… Doğru mu düşünüyorum?
Aslında bu Esinti için değil, her şarkım için geçerli. Fakat şu var; sevdiğiniz bir sanatçının nasılsa her şarkısı size çekici gelmiyorsa benim şarkılarımın da hepsinin iyi olduğuna ve dinleyeni etkisi altına alacağı anlamına gelmez. Şarkılarımdan herkes kendine ne hissetmek istediğini anlayıp bilirse o ona daha anlamlı gelir ve onlarca farklı kafa, farklı hayaller ile dinleyen insanları tek bir şarkıda toplamak oldukça zordur. Bu tarz da bizim ülkemizde daha yeni yeni ilerleme kaydediliyor. İnsanların beni tam anlamıyla anlamaları için öncelikle ülkemizin bu tarzı bilmesi ve dinlemesi lazım. Buna da daha zaman var.

Sende rüzgar nereye eserse oraya gitme durumu yok galiba. Karanlık bir dünyan mı var?
Benim müzik dışında oldukça neşeli ve eğlenceli hayatim var ama müzikte farklı bir kişiliğe bürünüyorum. Bu da beni farklı yapıyor.

Son olarak sırada neler bekliyor bizi?
Son olarak iddialı projeler yapıyorum ve oldukça özeniyorum. Gizlilik içerisinde üretiyorum şu an. Kışa doğru EP veya albüm şeklinde şarkıları yayınlayacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi