İddialarından tek tek vazgeçen sezonu erken kapatan Beşiktaş için yapılanma zamanı. Konya müsabakası öncesi “yoklar” geri geldi, sakatlar azaldı. Fernando Santos yönetiminde çıktığı altı Süper Lig maçının ikisini kazanabilen Beşiktaş, gol atmakta zorlanıyor.

Aboubakar döndü, Ghezzal, Salih Uçan döndü. Ama yedek kulübesinde Santos’un yanındaydılar. As kadrodan Hadziahmetovic, Chamberlain ve Tayfur Bingöl kaldı bir tek geride. Artık Beşiktaş da eksik kalmadı neredeyse.

Taraftar durumu kabullenmiş, yeni beste “Söyleyin Beşiktaş’tan bir büyük mü var? Olmaz olsun şampiyonluklar kupalar… Cigaram yanıyor Kartal kafam çok zehir… Bana şanlı Beşiktaş’tan bir haber getir!”

Stadın sesçileri de destek verdi bestenin orijinal müziğini çalarak. Ama gelin görün ki Beşiktaş sanki deplasmanda. Oyuna arzusuz, amaçsız başladılar. Konya takımı da şaşırdı. Koca ilk yarı iki Semih bir Muçi şutuyla kaybedildi, gitti. Oyun kuramadı bir türlü siyah beyazlılar.

Oyunu o kadar geniş bölgeye yaydılar ki hem çıkmakta hem geri dönmekte zorlandılar. İlk yarı topla oynama yüzdesi İnönü’de Konyaspor için yüzde 58 Beşiktaş içinse yüzde 42 idi bir düşünün. 

Herkes Beşiktaş’ın ne oynadığını soruyordu, topçular soyunma odasına girerken.

Yavaş oynayan, duygusuz oynayan, en doğrusu Beşiktaş gibi oynamayan bu takım nasıl bir yola girer? Sezon arası transferleri orta saha üzerine kuran Beşiktaş orta sahası yoktu maçın ilk yarısında. 

İkinci yarıya ise Semih ile başladı Beşiktaş. Önce 49’da Cenk’in topunu gol yapabilirdi, şansızdı. Ama aynı dakikada Rachica’nın ortasına uzattığı kafasıyla ligdeki 8. golünü kaydetti. Semih altın gibi parlıyor. Beşiktaş’ın attığı son 13 golün 10’unda Semih Kılıçsoy’un imzası var. 13 maç, 8 gol, 2 asist.

Golün ardından Beşiktaş biraz daha toparlandı. Özellikle ileriye oynayan Al-Musrati ve kaleyi gördüğü yerde bıkmadan uzanmadan şutlarıyla gol arayan Ernest Muçi öne çıktı. Muçi’nin bir topunun direkten döndüğünü de not etmek gerek. Yeni yılda ilk kez forma giyen Masuaku da özellikle hava toplarındaki etkisiyle dikkat çekiciydi. 

İleri oynayınca, alanı daraltınca Beşiktaş istatistikleri değiştirdi. Ve 71 dakika sahada adeta gezen, eski günlerini çok özleten Cenk Tosun Muçi’nin şutunu çelen kaleci Slowik’in altından topu ağlarla buluşturdu ve takımı rahatlattı. 

Ghezzal ve Aboubakar dakikalar 81’i gösterirken ıslıklar arasında Cenk ve Rashica’nın yerini aldı. 

Fernando Santos’un kariyerini, başarılarını tartışmam elbette ama Beşiktaş sınırlı maçların oynandığı bir turnuva takımı değil. Beşiktaş hele de sahasında ilk yarıda ortaya koyduğu topu oynayamaz. Santos futbol kurgusunu ne kadar değiştirir bilinmez ama bu oyun anlayışı onu İnönü’de çok zorlar.

Beşiktaş kanatlarıyla sürekli hücum eden bir takım. Durmadan hücum. İkinci yarı takım kendine biraz geldi skor da değişti. Beşiktaş İnönü’de gol yemiyor. Bu güzel ama Beşiktaş gol atmalı hem de daha çok gol atmalı.

Önce İstanbulspor deplasmanına gidecek Beşiktaş ardından Galatasaray’ı ağırlayacak. Bu da takımda giderilen eksikliklerle beraber Fernando Santos’un ilk ciddi sınavı olacak.

Belki de herkes o maça bakıp Santos’un Beşiktaş’taki geleceğini görecek.