KRT emekçileri direnişin 13. gününde: "Fırat Bozfırat masadan kaçtı"

KRT emekçileri direnişin 13. gününde: "Fırat Bozfırat masadan kaçtı"
KRT TV emekçileri 13 gündür direniyor. Bugün işveren Fırat Bozfırat ile ilk kez görüşme yapılması planlanıyordu ancak Bozfırat görüşmeye gelmedi

KRT TV çalışanları, 28 Mart’tan bu yana ödenmeyen maaşları, kötü çalışma koşulları, artan iş yükü ve yemek ücretlerinin verilmemesi nedeniyle iş bırakma eylemine devam ediyor. Basın emekçileri, kurum içinde başlattıkları iş görmekten kaçınma hakkı eylemini 13. gününde sürdürüyor.

KRT TV’de direnişlerini sürdüren çalışanları, DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ziyaret etti.

Beştaş, direnişçi emekçilerle dayanışma göstererek, taleplerinin takipçisi olacaklarını vurguladı.

Direnişin 13. gününde İşveren Fırat Bozfırat ile ilk kez görüşme yapılacaktı ancak saat 14.00’da yapılması planlanan görüşmeye Bozfırat gelmedi.

“Masadan kaçtı”

Direnişin 13. Gününde KRT TV çalışanı Fatih Yapıcı şunları söyledi:

“Şu an gelen haber Fırat Bey gelmiyor. Gelmeme sebebi ‘İyi niyetiyle çalışıyormuş, ama iyi niyetine bizden karşılık alamıyormuş. Başka kurumlar açıklama yapıyormuş’ vesaire… Avukatımızla birlikte görüşmeye gidecektik, bunu da bir bahane gerekçesi olarak sundu. Uzatmaya gerek yok, yani sözünü tutmadı, bir kez daha tutmadı. Ben sayamadım kaç defadır tutmuyor. Ödeme günleriyle ilgili tutmamıştı. En son bayram öncesi demişti tutmamıştı. O gece verdiği sözleri tutmamıştı. Görüşme günüyle ilgili olarak da verdiği sözleri tutmadı. Masadan kaçtı. İyi niyetimizle bekledik.

“Bundan sonra olacaklardan biz sorumlu değiliz”

28 Mart’tan bu yana hesabımıza para girişi yok. Yaşamaya çalışıyoruz. Bu süreç zarfında evinden atılan insanlar oldu, sağlığından olan insanlar oldu ama bunların hiçbirinin kendisinin ilgi alanında olmadığı belli. Tehdit midir değil midir, siz karar verin, ‘Bundan sonrasıyla avukatım ilgilenecek’ diye de Recep Eser’le, haber koordinatörümüzle bir haber gönderdi. Biz hukuken bizimle ilgilenecek bir avukatı isteriz, bizim de bir avukatımız var, bundan korkmuyoruz, çekinmiyoruz ama artık size söyleyeceğim bir şey yok. Söz tutulmadı, başka bir safhaya geçeceğiz artık.

Muhatap alınmaya alınmaya bu noktaya geldik, muhatap alınmadığımız için gidip evde oturacak değiliz. Hukuki tehditlerden, üstü kapalı tehditlerden yılacak değiliz. Bu da bir tehdit değildir, bundan sonra olacaklardan da biz sorumlu değiliz.

“Soruyoruz: İki ay önce Beykoz’da ultra lüks villa aldı mı?”

İki tane soru soracağım kendisine: Bunlar sorudur. İddia değildir. Karşısında gazetecilerin olduğunu unutuyor, biz soru sorarak gazeteciliğin temel nosyonunu kendisine hatırlatalım. Yaklaşık iki ay önce ödemeler kesildi. Kendisi iki ay önce Beykoz ilçesi sınırlarında ultra lüks, çok üst düzey gelir grubunda insanların oturduğu bir villa aldı mı?

Bizim maliyetimiz aylık, bir televizyon kanalı için 5 milyon lira gibi komik bir rakam. Kendisinin yaklaşık 15 milyon lira değerinde bir arabaya sahip olduğu, bindiği doğru mu? Ve biz bütün bunların neresindeyiz?

Ve en önemli soru, mağdur ettiği insanların yani bizlerin küçük bir bölümünü görüyorsunuz mağduriyetin. Burada olmayanlar var, yol parasını toplayamadığı için gelemeyenler var. Bu süreçte sağlığını kaybettiği için hastanede olanlar var. Kendi kusuru olmadan çıkartılıp tek kuruş alacağını alamayanlar var. Ciddi bir mağdur kitlesi var. Bu mağduriyetle ilgili ne yapacaklar? Bizim çekip gitmemiz mi bekleniyor? Bütün bunlara cevap bekliyoruz.

Yapacağımız bir şey yok, bu noktaya zaten kendi kendimize gelmedik, başka çare kalmadığı için gelmiştik. Hakkımız olan alacaklarımızı alıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama artık yalanlara, kuru sözlere, vaatlere karnımız tok arkadaşlar. Durum bu, bundan ibaret. Karşı karşıya olduğumuz şey bu, yalın gerçek.

“Yastığa nasıl başınızı rahat koyuyorsunuz?”

Ardından söz alan KRT TV çalışanı Hande Koltuk şunları söyledi:

“Şunu sormak istiyorum, burada 150 kişinin hakkı üzerinizde, 150 kişinin ekmeğiyle ilgili, eviyle ilgili, birçok sorunuyla ilgili, sağlığıyla ilgili hakkı üzerinizde. Çok manevi bir şey soracağım: Bu dünyaya kazık çakmıyor kimse. Bu dünyada kimse kalmıyor. Helallik almadan nasıl gideceksiniz? Ve ölüm diye bir şey var dünya üzerinde. Siz bunca insanın hakkına giriyorsunuz, bunca insanın hakkını gasp ediyorsunuz. Yastığa nasıl başınızı rahat koyuyorsunuz? Bu da size manevi sorumuz olsun. Çünkü burada bir insan demek bir aile demek. Burada ailesi olan kişiler var, evinde dört aylık bebeği olan var, annesine babasına bakan var. Ve aldığı maaşından başka hiçbir gelir kaynağı olmayan var. Siz bütün bunları arkanızda bırakıp, bir açıklama dahi yapma gereği duymadan bu insanların emeği üzerine amiyane bir tabirle nasıl yatıp, ardından lüks villanızda, ya da lüks arabanızda, kaf dağındaki kibrinizle nasıl yaşıyorsunuz? Nasıl yaşayacaksınız? Ve tabii soruyorum, ölüm diye bir şey var bu dünya üzerinde, ecel diye bir şey var… Nasıl hesap vereceksiniz, eğer ki inancınız varsa?”

Fatih Yapıcı, sürece dair şu bilgilendirmeyi yaptı:

“Son olarak Çalışma Bakanlığı geçen hafta itibarıyla devreye girdi. Yarın büyük bir teftişe başlıyor. Geçen hafta evrak istendi. Çalışma Bakanlığı müfettişi de bir aksilik olmadığı takdirde yarın burada olacak. Devam ediyoruz mücadeleye, direnmeye. Başka seçenek bırakılmadı bize. Mücadele ederek alacaklarımızı alacağız arkadaşlar.”

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar