Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

AVRO Icardi!     

Lig bitti, üç büyüklerin yeni sezon kombine fiyatları hayli ses getirdi! İyi de Edin Džeko'nun maaşı hangi para birimiyle ödenecekti?! 1400 liraya forma, kokoreç 950 lira Bozcaada'da!.. Pahalı ile ucuz birbirine girdi. TL kazanıp dolar harcamak... Elbette biz "tuzu kuru"ların işiydi!

Futbolda dün yoktur. Hele Türkiye'deyseniz!.. İşte ligi Galatasaray'ın, kupayı Fenerbahçe'nin kazandığı hafta her şey unutuldu, gelecek sezon gündem oldu. Mevzu elbette ekonomi... Sahi, bir forma nasıl 1399 liraya satılıyordu?

Galatasaray örneğin... Beyaz formasını gururla tanıtıyordu. Fenerbahçe... Hayali "beşinci yıldız"ını armasına işliyordu. Beşiktaş mı?!.. O daha iddialı... Henüz fotoğrafı bile olmayan bir ürünü satışa sunmuştu! "Görmeden de severiz"... Schiller ve Rilke'ydi Kara Kartal'ın yolu!..

İyi de kim ödeyecek bu paraları? Esas soru buydu ve sosyal medyada taraftarın kafası karışıyordu.

Aynı günlerde Liverpool... Tek bir formayı 75 paunt, yani 2250 liraya satıyordu! Altyapı devi Ajax... Pembe-mavi zeminli deplasman formasına 100 € (2590 lira) istiyordu. Ve tabii Inter... Yaz koleksiyonunda deniz yatağı 21, plaj topu 20 avroydu. Siyah mavi çubuklu mu? KDV dahil 99 €, yani 2520 lira... Edin Džeko'yu istemek kolay... Ama futbolcu maaşı hangi para birimiyle ödeniyordu?

Masraf eşittir başarı mı?

Benzer bir tartışma kombine fiyatlarında da çıkacaktı. Galatasaray'da en ucuz bilet sezonluk 6000 liraydı. Maçı en önde mi izlemek istersiniz? O halde 44 bin lütfen... Fiyatlar neredeyse üçe katlanmıştı! Beşiktaş'ta ücret görece düşüktü ama kombineye "Avrupa maçları dahil değil"di! Değişik bir ticari deha!.. E hani "halkın takımı"?!.. Bu rakamları ancak "sosyetik taraftarlar" ödeyebilirdi. Onlar da tezahürat nedir bilmezdi!

Peki bir AC Milan fanatiği... San Siro'da aynı koltuklara ne ödüyordu? En ucuz kale arkası 269, "kırmızı şeref tribünü" sezonluk 3700 avroydu. Bizde 230-1700 avroya uzanan skala... Avrupa'nın yanında hayli "ucuz" kalmıştı!

Nitekim Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan da ekonomiden yakınıyor, "Takım bütçesini katmadan bile gelirlerimiz giderlerimizi karşılamıyor" diyordu. Kur farkının kulüpleri çöküşe götürdüğünden söz eden Doğan, TL bazında bütçe arttığı halde Türkiye futbolunda başarının azaldığını söylüyordu. Çare?.. Acaba herkesin unuttuğu altyapı mıydı?

Borç 308 milyon, aşk bedava!..

Asla... İşte Ali Koç... 79. transferini (!) Ryan Kent'i alarak yapmıştı! İngiliz futbolcunun bir yıllık ücreti sadece (!) 2 milyon dolardı! Amaaan, kime ne?! Toplam borcu 8 milyar liraya (308 milyon avro!) yaklaşan kulüp için devede kulaktı! Hem daha "üst düzey" teknik direktör ve süperstar santrfor alınacaktı!

Nitekim "mali gerginlik" dünkü kongreye de yansıyacak, Ali Koç'un konuşması protestolarla kesilecekti. Bir kısım kulüp üyesine göre ise kötü gidişin sorumlusu tribünlerdi! "Taraftar istifa"!.. Sefalet kapıdan girince aşk pencereden kaçmıştı!

Aşk demişken... Mauro Icardi'nin kontratı ne olacaktı? Yaklaşık 30 milyon avroluk bir yatırım... Galatasaray buna hazır mıydı?

Gelirler günden güne erirken döviz üzerinden borçlanmak... Bugünlerde Türkiye'nin en büyük hastalığıydı!

"Almancılar" vs. "Tuzu kuru"lar!..

Şu sıralar sadece kulüpler değil, hepimiz benzer bir sendrom yaşıyoruz. Restoranda, markette, kafelerde... Hangi fiyatı görsek şaşıp kalıyoruz. TL kazanıp avro harcamak... Kur korumalı şahlanıyoruz!

Kimileri bunun sorumlusu olarak AKP'ye yüzde 52 oy veren kitleyi görüyor. "Oh olsun, beton kemirsinler"... Twitter'da "tuzu kuru"lar akımı başlıyor. "Ben her şekilde içkimi içerim, fakirlerden bana ne?!".. E hani devletten ihale alan "milli irade" herkesten daha zengindi? Ekonomi alev alınca sosyoloji ikinci plana düşüyor.

Kimilerine göre ise asıl mesele Almanya'da Erdoğan'a yüzde 70'lik oy veren "gurbetçiler"... Baksanıza, yine tatilde "oyro" bozdurup tomar tomar Türk lirası alıyorlar! Ah bu "Almancılar"... Üç kuruş uğruna "vatanı satıyorlar"!

Kredi kartıyla "kokoreç keyfi"

Bu sırada halkın bankalara borcunun bir yılda yüzde 82 arttığı ortaya çıkıyor. Bireysel kredi kartı harcamaları... Yüzde 172 artışla 721 milyar liraya ulaşıyor. Hepimiz birer Fenerbahçe'yiz... Sofraya yemek koyabilmek için daha da batmamız gerekiyor. Kara Kartal'ız hepimiz... Kısa yoldan kalkınmanın yolunu bulmamız icap ediyor. Ve Galatasaray'ız tabii... Mazinin gururunu yaşatmaksa mevzubahis... Masraftan kaçılamıyor.

Ama baksanıza... Sahiller de dolu, tribünler de!.. Bozcaada'da kokoreç "tavan fiyatı" 950 lira olarak belirleniyor! Pul biber de dahil mi?! Muhalefet CHP magazini peşinde... Bu sırada tatil hakkı giderek ütopyaya dönüşüyor.

Hayaller Icardi, gerçekler 15 liraya kır pidesi... Bir damacana su 2 euro ediyor! Bu durumda neye "ucuz", neye "pahalı" demek gerekiyor?

TL kazanıp avro harcayan bir ülke... "Türkiye yüzyılı"na kararlı adımlarla ilerliyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi