Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Rekabetçiliğimizi hızla kaybediyoruz

Yeni otomotiv yatırımlarında masada artık Bulgaristan, Sırbistan, Çekya, Slovenya ve Slovakya var.

TAYSAD Başkanı Albert Saydam, Türk otomotiv sanayinin rekabetçiliğini kaybettiğini belirterek, “Çünkü bir kere dünya eski dünya değil. Türkiye’de hem rekabetçi fiyatlar kalmadı hem de iş gücü maliyetlerimiz artmış durumda. O yüzden artık ülkemizle ilgili bazı yatırım kararları tartışıldığında sadece Bulgaristan, Sırbistan değil Çekya, Slovenya, Slovakya masada konuşuluyor” dedi.

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, Türk otomotiv sanayinin rekabetçiliğini kaybetmeye başladığını belirterek, prangalardan kurtulmadan hedeflere ulaşmanın zor olduğunun altını çiziyor. Türkiye’de otomotiv üretiminde rekor senenin 2017 yılı olduğunu hatırlatan TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “O zaman 1,7 milyon adedi aşmıştık ve böylece dünya üretimindeki payımız yüzde 1,8’e yükselmişti. 2023’te 1 milyon 570 bin adetlik üretime ulaştık. Şu anda bir gerileme var. Üretimde rekabetçiliği veya pazarımızı kaybediyoruz. 2024 ve 2025 tahminleri ise hiç iyi değil. Bu tahminleri biz yapmıyoruz, uluslararası raporlardan derliyoruz. İlk 10 veya 10’unculuğu neden hep zikrediyoruz çünkü strateji ve vizyon-misyon çalışmalarında ülkemiz otomotiv sektörünü ilk 10’a çıkarma hedefi koyduk. Rekor senemizde 14’üncü sıradaydık. 2023’te 12’nciliğe çıktık. 11’inci Fransa 2023’te bizi 5 bin adetle geçmişti. 2024 tahminlerinde de 23 bin adetle önümüzde. Esasında 2,3 milyon adetlik kurulu kapasitemizle, 10’uncu sıradaki Tayland’ı geçmek de çok kolay. Eğer 9’uncu kim diye merak ediyorsanız cevabı, 2,3 milyon adetle İspanya. 10’dan 9’a atlamak daha zor olacak” dedi.

CENTİLMENLİK ARTIK GERİDE KALDI

Rakip ülkeler incelendiğinde ilk 15 içerisinde belli özelliklerde gruplaşma olduğunu ifade eden Albert Saydam şöyle konuştu: “Bizim grubumuza girenler son dönemde ciddi yatırım çeken ve yurt içi talebi de yerli markalarla karşılayan ülkeler. Burada bir sorun olduğunu söyleyebilirim. Ülkemizdeki geçen yılki 1 milyon 270 bin adedin üzerindeki pazarın büyük bir çoğunluğu ne yazık ki ithal araçlar. Rekabetçiliğimizi kaybediyoruz çünkü bir kere dünya eski dünya değil. Eskiden daha centilmence kurallar varken artık kurallar sürekli değiştiriliyor. Almanya’dan örnek verebilirim; Almanya’da enerji maliyetleri 10 Cent’in üzerindeyken sadece 5 sektörü destekleyip istihdamı korumak üzere, elektrik o sektörlerde 1 yıldır sübvanse edilerek 7 Euro/Cent’e sabitlenmiş durumda. Bazı sektörlerde elektrik girdi oranı yüzde 10’lar mertebesinde oluyor. Yüzde 12,13 rekabet kaybımız var ama bununla da sınırlı değil. Şu anda iş gücü maliyetlerimiz çeşitli nedenlerle artmış durumda ve o yüzden artık ülkemizle ilgili bazı yatırım kararları tartışıldığında sadece Bulgaristan, Sırbistan değil Çekya, Slovenya, Slovakya masada konuşuluyor. Şimdi hepimizin yapması gerekenler var. Pandemiden sonra düzensiz talep karşısında birinci önceliğimiz, yeter ki üretim durmasın oldu ve bu yüzden de verimliliği bir kenara bıraktık. Tabii ki öncelikle ev ödevlerimizi yapmamız gerektiğinin ve verimsizliğin tekrar mercek altına alınması gerektiğinin altını çizmek istiyorum ama bazı yapısal problemlerimiz de var.”

YA SEYİRCİ OLACAĞIZ YA YÖNETMEN

Elektriklileşmenin bir gerçek olduğunu, bunun önünde durulamayacağını da söyleyen Albert Saydam, “Ama elektriklileşme ile 2050’deki sıfır emisyon hedefine ulaşılamaz çünkü elektriğin kaynağı yine büyük oranda fosil yakıtlardan oluşuyor. Yine Çin’i merkeze alarak bir bilgi paylaşmak istiyorum. Elektrikli araçlar bu hızla giderse, Uluslararası Enerji Geçiş Komisyonu’nun açıklamasına göre 2030’da bugünkünün 6 misli lityum iyon pile ihtiyaç duyulacak. Peki bunu karşılayacak kaynaklarımız var mı? Şu anda kobaltta yüzde 40, lityumda yüzde 30 eksiklik var. Bunlar bilinenler. Yani mevcut teknolojide bir değişiklik olması şart veya aynı 2-3 sene evvel yaşadığımız gibi çip krizi üretimle aşağı inecek ki ana sanayiciler de bunu görüyor. Pozisyon almak çok zor. Elektrikli araç, peki hangi malzemelerle, hangi madenlerle? İhracat yapalım, hangi kurla? Yurt içine satış yapalım, hangi vade ve maaliyetlerle? İşimiz zor, buna rağmen otomotiv sektöründe yazılan senaryolarda, çekilen filmlerde bize düşen seyirci olmak değil; yönetmen koltuğunda oturmak ya da başrolde oynamaktır” dedi.

D-Max de elektriklendi

Türkiye’de Anadolu Grubu’nun bünyesindeki Japon Isuzu, ilk elektrikli D-MAX pick-up modelini tanıtmaya hazırlanıyor. Markanın ilk elektrikli D-MAX BEV pick-up modeli, 27 Mart-7 Nisan tarihleri arasında Tayland’da gerçekleştirilecek 45. Bangkok Uluslararası Otomobil Fuarı’nda ilk kez pick-up severlerle buluşacak. Lityum iyon 66.9 kWh kapasiteye sahip batarya ile donatılan D-MAX BEV, önde 40 kW ve arkada 90 kW iki elektrik motoruna sahip ve toplamda 130 kW güç üretiyor. Daha fazla güç üreten elektrik motorları ise yüksek çekme kapasitesi sağlıyor. Maksimum 1000 kg taşıma kapasitesi sunan elektrikli D-MAX, 3.5 tonluk çekme kapasitesiyle öne çıkıyor.

440 km menzilli elektrikli Sprinter

Bugüne kadarki en çok yönlü ve verimli tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter modelleri Avrupa’da satışa sunulurken. yılın ikinci yarısından itibaren Türkiye’ye de gelecek. Çok sayıda yeni dijital ekstraya sahip eSprinter ve Sprinter, en güncel nesil MBUX dışında ek ve bazı durumlarda yeni ve daha da gelişmiş işlevlere sahip güvenlik ve destek sistemleriyle donatılıyor. eSprinter 440 kilometreye (WLTP verisi) kadar menzil sağlıyor.

7 koltuklu yeni e-5008

660 km menzil sunuyor

Peugeot, yenilenen 7 koltuklu D-SUV modeli 5008'i vitrine çıkardı. Yenilenen model 3 elektrikli (210 bg standart, 230 bg uzun menzil ve 320 bg çift motorlu 4 çeker) ve 2 hibrit  (48V hibrit 136 bg ve diğeri 195 bg şarj edilebilir hibrit (PHEV)) motor seçeneğine sahip. İlk etapta piyasaya sunulacak 660 km'ye varan menzile sahip elektrikli yeni e-5008, Türkiye'ye yılın son çeyreğinde gelecek.

Sadece 2023 stoklarla sınırlı

Ford’un ilk elektrikli SUV’u olan Mustang Mach-E’nin en güçlü versiyonu olan Mustang Mach-E GT, 2023 model olarak bir süredir Türkiye’de 6.072.600 TL fiyatla satılıyor. 0-100 km hıza 3,7 saniyede çıkan aracın 487 bg gücündeki çift motorlu dört çeker (AWD) seçeneği 860 Nm ile Türkiye’de satılan elektrikli SUV’lar içerisinde en yüksek torka sahip modellerden biri. 490 km menzile sahip aracın 2024 modelleri ise Meksika'da üretildiği için 29 Aralık'ta yayınlanan "Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ"e takılıyor. Stoktaki tüm 2023 model Mach-E'ler bittikten sonra tebliğin akıbetine bağlı gelip gelmeyeceği belli olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi