Aralıklı oruçla sağlıklı yaşama adım at: Zayıflatıyor, gençleştiriyor, direnç kazandırıyor
Modern yaşamın getirdiği yoğun iş temposu, hareketsizlik ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları; obezite, diyabet ve kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor. Bu tabloya karşı son yıllarda dikkat çeken bir yöntem öne çıkıyor: Aralıklı oruç.
Sosyal medyada fenomenlerin, diyetisyenlerin ve sağlık uzmanlarının önerdiği bu yöntem, sadece kilo kaybı sağlamıyor; metabolizmayı dengeliyor, vücut direncini artırıyor ve yaşlanmayı yavaşlatıyor.
Aralıklı oruç nedir, nasıl uygulanır?
Uzman Diyetisyen Fatma Nur Coşkun’un aktardığına göre, aralıklı oruç; belirli sürelerle açlık ve tokluk dönemleri oluşturarak enerji alımını sınırlayan bir beslenme modeli. En yaygın kullanılan modeli olan 16:8 sisteminde, bireyler günün 16 saatinde kalorili hiçbir gıda tüketmeden sadece su, sade maden suyu veya şekersiz bitki çayı içer. Kalan 8 saatlik sürede ise dengeli öğünlerle beslenilir.
Örneğin akşam 20.00’de yemek yiyen biri, ertesi gün öğlen 12.00’ye kadar aç kalır. Ardından gelen 8 saatlik dilimde sebze, tam tahıl, protein, meyve ve sağlıklı yağlarla dengeli bir şekilde beslenmesi gerekir.
Beslenme kalitesi yöntemin başarısını belirliyor
Coşkun, “Sadece aç kalmak yeterli değil. Tokluk dönemindeki gıda tercihleri yöntemin etkisini belirler,” diyerek işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler ve alkol gibi besinlerden uzak durulması gerektiğini vurguluyor. Haftada en az üç gün yapılan 30 dakikalık yürüyüş ise yöntemin etkisini katlıyor.
Sadece kilo değil, kalp sağlığı da kazanılıyor
Bilimsel çalışmalar aralıklı orucun sadece zayıflama değil, sağlık açısından da birçok fayda sağladığını ortaya koyuyor. Bu yöntem kan şekerini ve insülin direncini düşürüyor, kolesterolü dengeleyerek kalp hastalıklarına karşı koruma sunuyor. Ayrıca oksidatif stresi azaltarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve yağ kaybı sağlarken kas kütlesini korumaya yardımcı oluyor.
Sirkadiyen ritme saygı vücutla uyum sağlıyor
Aralıklı oruç uygulamalarında sirkadiyen ritme uyum büyük önem taşıyor. Vücut, gün ışığına göre hormon ve metabolizma düzeni oluşturuyor. Bu ritme uygun beslenme; özellikle sabah ve gündüz saatlerinde yemek yemeyi, akşam saatlerinde ise sindirime ara vermeyi öneriyor. Bu sayede hem kilo kontrolü hem de hormon dengesi destekleniyor.
Bağırsak sağlığı da unutulmamalı
Açlık dönemlerinde sindirim sistemi dinlenme fırsatı bulduğundan, bağırsak mikrobiyotası da olumlu etkileniyor. Bu da gaz, şişkinlik gibi sindirim şikâyetlerini azaltırken bağışıklık ve ruh hali üzerinde de iyileştirici etki yapıyor.
Her bünyeye uygun olmayabilir
Uzm. Dyt. Fatma Nur Coşkun, her bireyin sağlık durumunun farklı olduğunu hatırlatarak özellikle şu grupların dikkatli olması gerektiğini belirtiyor:
Hamileler ve emziren anneler
Çocuklar ve ergenler
Tip 1 diyabet hastaları
Yeme bozukluğu geçmişi olanlar
Kronik hastalığı olanlar ve ilaç kullananlar
Bu grupların mutlaka uzman kontrolünde ilerlemesi gerekiyor.
Mucize değil, sürdürülebilir yaşam tarzı
Aralıklı oruç, kişiye özel şekilde ve uzun vadeli bir yaşam biçimine dönüştürüldüğünde etkili oluyor. Ancak Coşkun, bu yöntemin bir mucize diyet olarak görülmemesi gerektiğinin altını çiziyor: “Sağlıklı yaşam sadece kilo vermek değil; hareketli bir hayat, kaliteli beslenme ve düzenli uyku gibi alışkanlıkların bir bütünüdür. Kısa sürede mucize beklemek yerine uzun vadeli sağlıklı yaşam alışkanlıklarını hedefleyin.”