Aşırı el ve koltuk altı terlemesi cerrahiyle kalıcı olarak giderilebilir mi?
Aşırı terleme sosyal hayatı sekteye uğratıyor
Terleme, vücudun ısı dengesini sağlamak için doğal bir işlev olsa da bazı bireylerde olağanüstü seviyelere ulaşıp yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebiliyor. Özellikle eller, koltuk altları ve yüzde görülen yoğun terleme, tıbbi adıyla "hiperhidrozis", bireyin günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan’a göre bu durum, özellikle genç yaş grubunda okul başarısından sosyal iletişime kadar birçok alanda sorunlara neden oluyor.
Ergenlikte başlayabilir, kalıcı etki bırakabilir
Prof. Dr. Demirhan, hiperhidrozisin yalnızca erişkinleri değil, ergenleri de etkileyebileceğini belirterek şu bilgileri verdi: “Ergenlik döneminde ortaya çıkan el ve koltuk altı terlemesi, kişinin sınav sırasında kâğıdı ıslatmasına, tokalaşmaktan kaçınmasına neden olabilir. Bu durum, özgüveni ciddi biçimde sarsar. El terlemesi genellikle doğumdan sonra başlarken, koltuk altı terlemesi daha çok ergenlik sonrası görülür. Bu nedenle belirtiler ciddiye alınmalı ve erken müdahale planlanmalıdır.”
Cerrahi yöntemle kalıcı çözüm mümkün
Aşırı terlemeye karşı cerrahi seçeneğin kalıcı bir çözüm sunduğunu belirten Prof. Dr. Demirhan, genellikle 14 yaş üstü bireylerde uygulandığını, ancak özel durumlarda daha erken yaşlarda da değerlendirmeye alındığını söyledi. “Bu işlemle el, koltuk altı ve yüzdeki terlemeyi büyük ölçüde azaltıyoruz,” dedi.
Ameliyat öncesi detaylı inceleme şart
Hiperhidrozisin bazen altta yatan farklı bir hastalığın belirtisi olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Demirhan, “Cerrahi müdahale öncesinde hastanın herhangi bir sistemik hastalığı olmamalı, vücut kitle indeksi normal seviyede olmalı. Özellikle obez bireylerde cerrahi yöntem önerilmez. Gerekirse tiroid fonksiyon testleri dahil endokrinolojik değerlendirmeler yapılmalı. Çünkü tiroid bezi kaynaklı sorunlar da terlemeyi tetikleyebilir,” diye konuştu.
ETS yöntemi nasıl uygulanıyor?
Cerrahi tedaviye dair ayrıntıları da paylaşan Prof. Dr. Demirhan, en etkili yöntemin ETS (Endoskopik Torasik Sempatektomi) olduğunu söyledi. “Bu işlemde genel anestezi altında göğüs kafesine küçük kesilerle girilerek, sempatik sinir zincirinin terlemeyi tetikleyen bölümü iptal edilir. İşlem sırasında ellerin ısınması, müdahalenin başarılı olduğunu gösterir. Genellikle tüp takılmasına gerek kalmaz ve hasta ertesi gün taburcu edilir,” dedi.
Riskleri de göz önünde bulundurulmalı
Her cerrahi işlemde olduğu gibi ETS’nin de bazı riskler taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Demirhan, “İşlem hayati bölgelere yakın yapıldığı için deneyimli ekiplerce uygulanmalı. Aksi takdirde göz kapağı düşüklüğü gibi komplikasyonlar gelişebilir. Ayrıca bazı hastalarda telafi edici terleme denilen bir durum oluşabilir. Bu durumda ellerdeki ve koltuk altındaki terleme sona ererken, göbek ya da sırt gibi farklı bölgelerde terleme artabilir,” diyerek sürecin dikkatle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak:Bülten