Depremde panik hayatı tehlikeye atıyor: Ruh sağlığı da korunmalı
İstanbul'da 23 Nisan'da meydana gelen deprem, binalarda hasara yol açmasa da insanların ruh sağlığını ciddi şekilde etkiledi. Sarsıntı sonrası kent genelinde çok sayıda kişi panik atak, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi ve düşme gibi şikayetlerle hastanelere başvurdu. Uzm. Psikolog Tuğçe R. Tuncel Dursun, depremin hem fiziksel hem de psikolojik etkilerine karşı hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
Panik kontrolü hayat kurtarıyor
Dursun'a göre, deprem gibi beklenmeyen olaylar karşısında insanların “savaş ya da kaç” tepkisi devreye giriyor. Bu refleks kalp atışını hızlandırıyor, nefesi zorlaştırıyor ve bilinçsiz hareketlere yol açabiliyor. Korkunun doğal bir tepki olduğunu belirten Dursun, bu duygunun paniğe dönüşmesinin ise hem kişinin hem de çevresindekilerin hayatını riske attığını söylüyor. 23 Nisan günü yaşanan yaralanmaların çoğu, panikle balkondan atlamaya ya da merdivenlere yönelmeye çalışan kişilerde görüldü.
Dursun, "Sarsıntı sırasında en güvenli yer, yapı içindeki korunaklı alanlardır," uyarısında bulundu.
Panik ataklar tetiklenebiliyor
Deprem gibi ani durumlar, panik bozukluğu olan bireylerde atakları tetikleyebiliyor. Ani terleme, göğüs sıkışması, baş dönmesi, bayılacak gibi hissetme, kontrolü kaybetme korkusu veya ölüm düşüncesi gibi belirtiler panik atağın işareti olabiliyor. Dursun, bu belirtilerin kalp krizi gibi ciddi rahatsızlıklarla karıştırılmaması gerektiğini, doğru bilgiyle hareket etmenin paniği azaltabileceğini belirtiyor.
Psikolojik dayanıklılık en büyük koruma
Afetlere karşı psikolojik hazırlığın fiziksel önlemler kadar önemli olduğuna işaret eden Dursun, stres yönetimi, nefes egzersizi ve gevşeme tekniklerinin öğrenilmesini öneriyor. Ayrıca bireylerin kendi sınırlarını tanıması ve gerektiğinde profesyonel destek aramaktan çekinmemesi gerektiğini söylüyor.
Deprem anında panikle başa çıkmanın yolları
Dursun, deprem sırasında panik kontrolü için şu önerilerde bulunuyor:
Burnunuzdan derin nefes alıp ağzınızdan yavaşça verin.
"Şu an güvendeyim" gibi olumlu iç konuşmalar yapın.
Etrafınızdaki nesnelere odaklanarak dikkatinizi dış dünyaya yönlendirin.
Merdivenlere koşmak yerine, bulunduğunuz yerde güvenli bir alana geçmeye çalışın.
Çocukların travmayla baş etmesine destek olunmalı
Çocukların da depremlerden en az yetişkinler kadar etkilendiğini vurgulayan Dursun, ebeveynlere şu önerilerde bulunuyor: Depremi sade bir dille açıklayın, duygularını doğrulayıcı ifadeler kullanın, oyun yoluyla korkularını ifade etmelerine imkan tanıyın ve günlük rutinlerine hızla dönmelerine destek olun.
Deprem sonrası psikolojik belirtilere dikkat edilmeli
Deprem sonrası bazı bireylerde uykusuzluk, kabuslar, aşırı irkilme ve sosyal hayattan çekilme gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Dursun, bu durumların travma sonrası stres bozukluğuna işaret edebileceğini ve vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulması gerektiğini söylüyor.
Doğru bilgi hayat kurtarır
Deprem anında yayılan yanlış bilgilerin kaygıyı artırdığına dikkat çeken Dursun, özellikle sosyal medyadan gelen teyitsiz haberlere karşı dikkatli olunmasını, yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi alınmasını tavsiye ediyor.
Duygusal destek iyileşmeyi hızlandırıyor
Uzm. Psikolog Dursun, yaşanan travmalar sonrasında konuşmanın ve paylaşmanın iyileşme sürecini büyük ölçüde hızlandırdığını belirtiyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bireyler için profesyonel destek almanın kritik önemde olduğunu ifade ediyor.