İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Samsun’da korona ile fotoğraflı mücadele

“Harita”daki rengi kıpkırmızı Karadeniz kentlerinden biri olan Samsun’da Vali Zülküf Dağlı, korona ile mücadelede Türkiye’nin en ilginç yöntemini izliyor.
Nasıl mı?
8 adet gizli fotoğrafçı, cadde ve sokakları dolaşıyor. İnsan yoğunluğu olan bölgelerin çaktırmadan fotoğraflarını çekiyor. Emniyet’e gönderiyor. Emniyet de bu fotoğraflara bakarak gerekli tedbirleri alıyor.
• • •
Söz konusu korona ile mücadele ise gerisi teferruat. Tamam, “Helal olsun!” diyelim ama kafama takıldı!
Misal, cadde ve sokakları dolaşan Valilik ya da emniyet görevlileri, gördükleri sıkıntılı durumu, Emniyet’teki koordinasyon görevlisine:
“Kartal’dan Şahin’e!.. Amirim, şu anda Çiftlik Caddesi ana baba günü! Acil önlem gerekiyor!” diye telefon ederek söylese, görevli: “Ay inanmıyorum, fotoğrafını çek gönder, bir bakalım!” mı diyecek?
Tam da “Sayın Valim, ‘gizli fotoğrafçı’ detayı niye ki?” diye düşünürken, İçişleri Bakanı’nın açıkladığı “DDM” talimatlarını gördüm.
• • •
İçişleri Bakanlığı, Zülküf Dağlı’dan kopya çekmiş olacak ki, bu yeni önlem paketinde, denetimin; her köşe başında bulunan kameralar aracılığı ile daha yaygın ve ‘bireysel hedefli’ olanını gündeme alıyor ve tüm valilere:
“Bu denetimlerde teknolojiyi yoğun olarak kullanmaya gayret gösterelim. Kent Güvenlik Yönetim Sistemi kameralarından da bu anlamda istifade ederek, kural ihlallerini tespitte bu teknolojiyi kullanmaya gayret edelim.” talimatını iletiyor ve “Açığımızı kollayanlar ‘aport’ta bekliyor!” uyarısını ekliyor!
• • •
Yönetimlerin açıklarını kollayıp yazmakla görevli kişilere “gazeteci” denildiğini hatırlatarak bu “aportta beklemek” tanımını başka bir celseye bırakalım!
DDM’ye gelelim.
• • •
DDM’nin açılımı ne:
Dinamik Denetim Modeli.
Yani Sayın Soylu’nun açıklamalarından, -Türkçe’miz yetersiz değil ise- anlamamız gereken şu:
260 bin personel ile; kent kameralarıyla; valilik, kaymakamlık personeliyle; jandarmasından bekçisine güvenlik kadrosuyla; belediye kadrosuyla öyle bir denetim yapacaklar, ihlal edenleri, maskesizleri, mesafesizleri öyle bir teknolojiyle, elektronik denetleme sistemleriyle, fotoğrafla filan tespit edip cezalandıracaklar ki pandemi gözünü açamayacak.
Her yer masmavi olacak!
• • •
Sayın Bakanım, bir hafta önce “LKM” Lebaleb Kongre Modeli’ndeyken, bu gün, “DDM” Dinamik Denetleme Modeli’ne geçmiş bir bölgeden size göre “aportta bekleyen biri” olarak yazıyorum:
260 bin personelle denetim yapıp biz vatandaşlarınızı ceza ile yola getirmeye çalışacağınıza, aynı hızla aşı yaparak hizaya getirmeniz daha uygun olmaz mıydı?
Koskoca Türkiye 10 milyon aşıda takıldık kaldık!
Sizce de en iyi çözüm ceza yerine aşı değil midir?

HDP ile ilgili
bir fikir:
Yasalarımıza göre zaten değil idi ama; hani şimdi yeni reform hatta “yıldızlara gidecek devrim” açılımımıza göre artık düşünmek ve düşündüğünü ifade etmek suç olmayacak ya!..
Biz de yönetenlere, bir düşüncemizi buradan açık açık ifade edelim.
HDP’yi kapatmayla uğraşacağınıza, direk yönetimine eş başkan olarak kayyum atasanız daha pratik olmaz mı? Hem istediğiniz gibi yönetirsiniz hem de 6.5 milyon oy sağa sola savrulup ziyan olmaz!
Şimdi: “Ohooo! Abi, saçmalama!” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
• • •
Ben de o zaman sürkontur çekiyor ve soruyorum!
HDP’nin yakasını bırakmak dışındaki seçenekler içerisinde bundan daha mantıklı tek bir seçenek olduğunu kanıtlayacak bir yiğit var mı?

Hani olmaz ya:

İki hafta oldu. Hala malum cenazeye katılan ve bu hatasından ötürü açıkça özür dileyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın istifa edip etmeyeceği tartışılıyor.
• • •
Öyle bir şeyin olmayacağı çok net değil mi?
• • •
Burası Peru mu kardeşim?
Peru’da sırası gelmeden aşı yaptıran Dışişleri Bakanı Elizabeth Astete istifa etmişti.
• • •
Yahut burası Ekvador mu?
Sağlık Bakanı Johan Carlos Zevallos yakınlarına aşı yaptırdığı için istifa etmişti.
• • •
Yahut burası Arjantin mi?
Sağlık Bakanı G. Gonzales Garcia, sırası gelmeyen bir iki kişiye aşı yaptırdığı için istifa etmişti.
• • •
Yahut burası İspanya mı?
Genelkurmay Başkanı sırası gelmeden aşı yaptırdığı için istifa etmişti.
• • •
Kalabalık cenazeye katıldığı için özür dileyen Fahrettin Koca olmaz ya, ola ki istifa ed.. pardon görevden affedilirse, bu affedilmenin nedeni; bir sağlık bakanı olarak kalabalık bir cenazeye katıldığı için değil; Cumhurbaşkanının da mevcudiyetiyle şereflendirdiği bir cenazeye katılmış olduğu için “özür dilemesi” nedeniyle olacaktır.
• • •
Öyle ya, koskoca bakansın! Bir laf ederken lafın nereye gittiğini bileceksin!

Yazarkasa
neden fırlatılmıyor?
“İyi Parti Başkan Yardımcısı Erhan Usta, “Yazar kasa fırlatacak en az 1 milyon esnaf var!” demiş.
Peki, var ise neden yazar kasa fırlatan kimse yok?
• • •
Söyleyelim efenim:
Esnaf 2012 yılından beri kademe kademe yeni nesil yazar kasaya geçti.
Zincir marketlerde, müşteri ekranı görüntüsünü kurtarmak için koca koca kasaların bulunduğuna bakmayın. Esnafın kullandığı yeni nesil yazar kasalar neredeyse cep telefonu cesametinde. Üstelik de, kuryelerin cebinde, motosikletlerde de dolaştırıldığı için hemen hepsi darbeye, düşmeye dayanıklı, hatta çoğunlukla kırılmaz olarak üretiliyorlar..
Nerede öyle eski, attın mı ses getirecek kallavi yazar kasalar?
Rahmetli Ecevit’in kısmetsizliği işte!
• • •
Esnaf, yazar kasasını alıp misal Cumhurbaşkanlığı’nın önüne giremez de, Maliye Bakanlığı’nın önünde fırlatmaya kalksa; kimse yazar kasanın nereye düştüğünü bile göremez!
Hatta “Birader, bir şey düşürdünüz!” diye el kadar cihazı yerden alıp geri vermeye çalışanlar çıkar…
Nerede o eski yazar kasalar?

Yüz yüze bir bağıntı sorusu:
Milli eğitimin geçen yılın mart ayında vaka sayısı 3 bin’e ulaşınca kapattığı okulları, bugün vaka sayısı 10 bin ‘e ulaşınca açmasını aşağıdaki hangi matematiksel bağıntı ile izah edebiliriz?
Çakma denklik bağıntısı
Şaşkın ördek bağıntısı
Boş bağıntı
Hepsi

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi