TALEBİMİZ METRO OLMALI…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarından eskinin Çevre Bakanı Murat Kurum’un seçim vaatlerinden biri de kentin iki yakasında otomobiller için bilmem kaç kilometre uzunluğundaki tünellerdi. Seçim reklamı hazırlamışlar hala otomobille ulaşımı başköşeye koymuşlar. Tünellere karşı değiliz; zaten arazi fakiri ve toprağın altın değerinde olduğu kentte, yerüstü ulaşım modelleri ateş gibi el yakar; çok pahalıya çıkar anlayacağız. Tüneller elbette önemli ama her yere yapılması da şart değil.

Madem tünel yapıyorsun, biraz daha harca metro yap…

Burada İstanbul ile ilgili bir bilgiyi paylaşayım… Tarihi kent alan olarak ülkemizin yaklaşık yüzde birini kaplarken, toplam nüfusun yüzde 20’sini barındırıyor.

Ayrıca ülkemizde her dört motorlu araçtan biri İstanbul’un cadde ve sokaklarında dolanıp duruyor. Kente günlük giren binlerce aracı da varın siz düşünün…

Bugün İstanbul bir Avrupa kenti midir? Koskoca bir hayır… Plansız, kuralsız büyümenin acısını çekiyor bu kent.

Artık siyasilerin şunu kafalarına kazıması lazım. İstanbul’u metro ve yerüstü raylı sistemler kurtarır.

Alın işte ünlü metropollerde durum: Londra’da raylı sistemlerle yapılan taşımanın payı yüzde 72, Paris’te yüzde 87, Moskova ve New York’ta yüzde 77 imiş… Bu kentlere göre iki misli nüfusa sahip İstanbul’da, trenlere düşün pay ise yüzde 25’e bile varamamış.

KENTİN METRO TARİHİ

İstanbul dünyada ilk metroyu yapıp da sonunu getiremeyen bir kent. Karaköy’den Beyoğlu’na çıkan mini minnacık tünel, 1875 yılından beri hizmet veriyor. Yıllar içinde dünya kentleri metro yarışına girerken, İstanbul için yerinde sayma yıllarıydı.

Özallı yıllarda demir yollarına, “Komünist icadı” diye bile bakıldı, köprü ve yollar yapılırken metronun adı bile geçmedi.

Kentin can damarında İlk uzun ve derin metroya kazma vuran bir Sosyal Demokrat olan Nurettin Sözen idi. Sonra Recep Tayyip Erdoğan ve Kadir Topbaş metro projelerine devam ettiler. Ancak iki önemli metro hattının ilki Sarıyer’e, Anadolu yakasındaki ise işçi yoğunluğunun olduğu tersane bölgesine neden uzatılmadı? Sorular çok…

Şimdi gözlerinizi kapayın ve hayal edin, Marmaray ve metrolar olmasaydı İstanbul’un halini…

İstanbul’un taşı toprağı altın (rant) olunca akan sular köprüleri de yıktı. Gel zaman git zaman İmamın oğlu (dini bir kimlik olduğu için adını bile anmaz bazıları!) başkan oluverdi. Artık metroları sidik yarışı haline getiren bir merkezi anlayış hakimdi. Merkezi yönetim İmamoğlu’nun projelerine engel olmak için elinden geleni yapıyor. Ucuz ve uzun vadeli kredisi bile hazır projelere son imza atılmıyor. Çok zengin ülkeyiz ya, hem ‘M’ si, hem ‘U’su olan iki tür metromuz var yedi tepeli kentte.

İmamoğlu zorluklara rağmen metro projelerinde devam ediyor, çevreci olduğunu sonradan öğrendiğimiz AKP’nin adayı Kurum ise tünellerden falan bahsediyor.

İstanbullu seçmen tercih yapacaksa adayların projelerine bakmalı. Bana göre ölçü, metro yapımı ve biyolojik arıtma tesisleri yani denizlerin temizliği… Araya da yeşil alan serpiştirilirse tadından yenmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi