Barışcan İğrek

Barışcan İğrek

Türk futbolunun ayağa kalkma şansı var mı?

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetim kurulu, peş peşe alınan başarısız sonuçların ardından Şenol Güneş ile yolları ayırarak, A milli futbol takımı teknik direktörlük koltuğuna Alman teknik adam Stefan Kuntz'u getirdi.
2019 yılında başlayan ikinci Şenol Güneş dönemi 2,5 yıl sürdü. Aslında, 2,5 yıl süren bu ikinci Şenol Güneş döneminin ilk yarısı gayet başarılı geçti dersek yalan olmaz.
2016 yılında Milli takım çatısı altında patlak veren rezillikler zincirinin ardından, o utanç verici olayların aktörlerinin bir kısmı milli takımdan uzaklaştırılarak, gelecek vaadeden genç bir jenerasyon oluşturuldu. Bu potansiyelli takımın başına da Şenol Güneş getirildi. Şenol Güneş ile katıldığımız ilk turnuva 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemeleri oldu.
Fransa ve İzlanda gibi güçlü takımların olduğu grubu ikinci olarak bitirerek finallere katılım hakkı elde ettiğimiz grup maçlarında, Fransa gibi güçlü bir takımdan 4 puan almamız da dikkat çekici bir başarı idi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi nedeniyle, oynanması gereken tarihten bir yıl sonra oynanan finallerde, Milli takımımız deyim yerindeyse "tel tel döküldü!" İtalya, Galler ve İsviçre ile oynadığımız maçlardan galibiyet elde edemeden, turnuvaya grup aşamasında veda ettik.
Turnuvanın ardından bazı TV kanallarında yayınlanan spor programlarında, elde ettiğimiz başarısızlık kadar, takımımızın kamp yaptığı otelde bazı futbolcuların Şenol Güneş'e, Şenol hocanın da bu futbolculara sarf ettiği yakışıksız ifadeler yer aldı.
Bu iddiaların doğruluk derecesini bilmiyoruz ama, gerek Şenol hoca gerekse adı geçen futbolculardan konuya dair tatmin edici bir yalanlama/açıklama gelmemesi bu iddiaları bir nevi doğruladı!
Neticede, 2022 Dünya Kupası grup elemelerinde, 2-0 öndeyken 2-2'ye getirip 2 puan kaybettiğimiz Karadağ maçı ve 6-1 gibi utanç verici bir sonuçla mağlup olduğumuz Hollanda maçı sonrası, teknik direktör Şenol Güneş ile karşılıklı anlaşılarak yollar ayrıldı ve vakit kaybedilmeden teknik direktörlük koltuğuna Stefan Kuntz getirildi.
Peki Stefan Kuntz kimdir? Kariyer geçmişinde teknik direktör olarak hiçbir başarısı olmayan, futbolculuğundan sonra pinpon topu gibi yöneticilik ile teknik adamlık arasında gitmiş gelmiş, en son Almanya U21 milli futbol takımının teknik direktörlüğünü yapan, 1995-96 sezonunda da Beşiktaş takımının santraforu olan 58 yaşında eski bir Alman futbolcu.
Açık söylemek gerekirse, Nihat Özdemir ve yönetim kurulunun Stefan Kuntz tercihini hiç mi hiç anlamadım. Saygı da duymuyorum! Bu ülkede, teknik direktör olarak Kuntz'tan fersah fersah tecrübeli ve bilgili isimler varken Kuntz tercihi neyin nesidir?
İlla ki bir Ümit Milli takım hocasına şans verecekseniz, kendi Ümit Milli takımımızın başında Tolunay Kafkas gibi bir isim var. Hırs ve oynattığı futbol yönünden Kuntz'a 10 basar! Olmadı mı? Başka, Türk evlatları da var.
Stefan Kuntz ile hangi rakam üzerinden anlaşılmıştır. Takımdan gönderilirse ödenecek tazminat vs. sözleşme detayları kamuoyu ile derhal paylaşılmalıdır.
Altay teknik direktörü Mustafa Denizli, Altay-Göztepe maçının ardından katıldığı basın toplantısında, bu konu ile ilgili sorulan bir soruya "TFF, koskoca Türkiye'de Milli takımın başına geçecek bir teknik direktör bulamadı. Açık konuşmak lazım." şeklinde sitem dolu bir cevap verdi. Aynen katılıyorum.
Milli takım, hoca yetiştirme amaçlı deneme yeri değildir. Bir ülkenin millî formasını terletecek futbolcuları en iyi şekilde çalıştıracak ve en iyi taktiği verebilecek kişilerin getirilebileceği değerli bir makamdır teknik direktörlük.
Kaldı ki, Türk futbolunun sorunu Şenol Güneş, Nihat Özdemir, Hamit Altıntop vs. gibi isimler değildir. Genel resme bakmak gerekiyor. Türk futbol sisteminin, bütün kademeleriyle köklü bir değişime ihtiyacı vardır.
Türk futbolunda, oldukça iç içe geçmiş (girift) bir yapı var. Acınacak haldeyiz desek kesinlikle abartmış olmayız!
2-3 istisna hariç, bütün kulüplerimiz borç batağına saplanmış vaziyette. Devlet desteği olmasa, Türk futbolunun durumu ne olur acaba! Bazı kulüp yöneticileri ile bazı menajerler "ahbap-çavuş" ilişkisi içerisinde! Saha zeminleri perişan halde. Alttan yeni oyuncular yetişmiyor.
Soruyorum size: Böylesine bozuk bir yapının içerisinde Türk futbolunun ayağa kalkma şansı var mıdır? Kalkamaz! O yüzden, Türk futbolunda köklü bir değişiklik kaçınılmaz görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barışcan İğrek Arşivi