“Yaşadığımız zamana özel yaralarımız için yapılmış bir şarkı”

Alternatif rock sahnesinin ‘görünmeyen’ başarılı isimlerinden Egemen Erdoğan yeni şarkısı Kötülüğün Mevsimi’ni yayınlandı. Şarkısını, gezegen olarak “Bitsin şu günler” dediğimiz bir dönemde yazan bu dönemin “küçük bir tanımı” olarak nitelendiren Egemen Erdoğan’a Nedime Girişken de vokaliyle eşlik ediyor.  

Egemen Erdoğan uzun süredir alternatif rock camiasında var olan bir isim. Bizim bildiğimiz ilk şarkısı Dilleri Yok ancak Erdoğan’ın müzikal geçmişi daha gerilere gidiyor. Dizi ve sinema filmlerine yaptığı şarkılarla da tanınıyor. Egemen Erdoğan şimdi de son teklisi Kötülüğün Mevsimi ile dinleyici karşısında. Sanatçıya şarkıda, özellikle sahne performansıyla bilinen, dinlenen Nedime Girişken eşlik ediyor.

Egemen Erdoğan, alternatif çizgiyi bozmadığı Kötülüğün Mevsimi üzerine pandemi sürecinde çalışmaya başlamış. Elimizin kolumuzun bağlı olduğu, neyle karşılaşsak “Başımızla beraber” dediğimiz dönemden kendisi de etkilenmiş ve ortaya Kötülüğün Mevsimi çıkmış. “Şarkım, bir an önce bitmesini istediğimiz, şahit olduğumuza üzüldüğümüz zamanların küçük bir tanımı sadece” diye tanımlıyor Erdoğan şarkısını. Detaylarını da aşağıda anlatıyor…

İlk şarkın Dilleri Yok’un üzerinden hemen hemen on yıl geçmiş. Çok fazla önlerde göremedik seni. Biraz kendinden bahseder misin? Müziğe nasıl başladın?

Ben lise döneminde gitarı ilk elime aldığım günden beri kendi şarkılarımı yapıyor ve yayınlıyorum diyebilirim. Aslında en çok ön plana çıkan şarkılarımdan birisi olduğu için o hep başlangıç ya da bir işaret noktası gibi görülüyor. Ondan önce de, ondan sonra da şarkılar yayınlamaya devam ettim, sadece o kadar çok dikkat çekmedi diyelim.

Yine bu on yıl içinde sadece tekli yayınlandın. Neden bir albüm çıkmadı? Başka şeyler mi girdi araya?

Bulunduğumuz döneme en uygun ürün verme şekli bu artık maalesef. Tüketim hızı ya da bir albüm yapabilmek, onu doğru şekilde sunabilmek için şartlar oldukça ağır. Bu yüzden tekli yayınlamak hem en mantıklı hem de müzik yapma enerjisini doğru harcamak için çok uygun bir yöntem. Teklilerin aralarının açılması da tamamen zaman ve o anki şartların müziğe bakışın, yapılan işin boşa gitmemesi için beklemek zorunda olmanın bir sonucu maalesef.


Dillerin Yok’tan beri müzikal yolundan hiç şaşmadın. Kararın hep bu yol üzerinde gitmek miydi? Pek piyasaya oynamamışsın…

Piyasaya uygun şarkılar yapmak aslında daha kolay gibi görünse de onun için de ruhunuzu ve müzik yapma amacınızı törpülemeniz gerekli. Ben araştırılarak bulunan ya da keşfettiklerine sevinilen bir yerde olmak istedim hep; ki bu da bir seçim diyebiliriz. Kendim için de en doğrusu bu sanırım.

Yeni şarkın Kötülüğün Mevsimi. Hikayesini anlatır mısın?

Aslında çok didaktik şekilde bunu aktarmak benim için biraz zor olsa da, tam olarak içinde yaşadığımız zamanın tüm kötülükleri, farklı olduğumuz, bunu bildiğimiz bundan zarar gördüğümüzü düşündüğümüz zamanlara ait bir şarkı bu. Yaşadığımız zamana özel yaralarımız için yapılmış bir şarkı. Herkesin kendi kötülük tanımı neyse, o tanıma göre anlayıp dinleyebileceği bir şarkı.

Şarkıda sana eşlik eden Nedime Girişken’le nasıl bir araya geldiniz?

Biz Nedime ile oldukça uzun zamandır tanışıyoruz aslında. Nedime çok uzun zamandır çok fazla şehirde, ülkede ve farklı platformlarda müzik yapmış, yapmaya devam eden çok da farklı bir ses. Geçtiğimiz seneler içerisinde yine birkaç farklı proje yayınlamıştık beraber. Bu onun kendi teklisini yayınlamadan önce yaptığı son işiydi. Bundan sonra da fırsat buldukça yine beraber çalışmalar yapıp yayınlayacağız.

Kötülüğün Mevsimi’ni, “Şarkım, bir an önce bitmesini istediğimiz, şahit olduğumuza üzüldüğümüz zamanların küçük bir tanımı sadece,” diye tanımlıyorsun. Bunu biraz açabilir misin?

Daha önce de söylediğim gibi “Kötülük” içinde bulunduğumuz zamanın en popüler hastalığı ve bu hastalık uzunca bir mevsim haline geldi hepimiz için. “Kötülük” tanımının içerisini de kendi “Kötülük” algınızla, hissiyatınızla doldurabilirsiniz. Ben benim tanımım için bu şarkıyı yazdım. Dinleyenler de kendi tanımlarına uygun bir şeyler bulacaktır bence şarkının içinde…

Bu bahsi geçen döneme değinen birçok şarkı yayınlandı. Kötülüğün Mevsimi’nin onlarla nasıl bir paralelliği veya farkı var?

Ben kötülüğün tek bir yere, zamana ve tek bir şekle bağlı olduğunu düşünmeyenlerdenim. “Kötülük” karşı durmamız gereken her şeyi kapsıyor bence. O yüzden ben yapılan her şarkının tanımını benzerliklerini ve farklılıklarını benim anlatmamdansa onu dinleyenlerin anlaması ve içselleştirmesini isterim.

"Anlasak duyarlar mı?/Söylesek bilirler mi?/Aynı dünyada farklı olsak, bizi yorarlar mı?" diye soruyorsunuz. Burada bir derdi olan, derdini anlatmaya çalışan ama bir yandan da bunun nasıl karşılanacağından duyulan bir 'çekinme' var diye düşünüyorum. "Acaba" sorusu... Nedir bu çekinme? "Aynı dünyada olsanız da" sizi yoracaklar kim?"

Aynı dünyada farklı olup yorulmayan var mı? Dünya üzerindeki herkes başka bir durumun ötekisi bence. O yüzden zaten "Kötülük" tanımı herkesin kendi iç dünyasında isim bulan bir şey. Bunun tarifi de herkesin ne içselleştirdiği ile alakalı. Yani basit cevaplar ve kişiler ile alakalı değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi