Beşiktaş'ın aklı Galatasaray maçında

Beşiktaş'ın aklı Galatasaray maçında
Beşiktaş, Trabzonspor karşısında oynadığı uyuşuk futbolun sonuçsuzluğundan ders almış gibi çıkamadı müsabakaya.Rosier’in uzun aradan sonra forma bulması olumlu, Ghezzal’ın yedek kulübesinde olması düşündürücüydü...

Beşiktaş, Trabzonspor karşısında oynadığı uyuşuk futbolun sonuçsuzluğundan ders almış gibi çıkamadı müsabakaya.

Rosier’in uzun aradan sonra forma bulması olumlu, Ghezzal’ın yedek kulübesinde olması düşündürücüydü aslına bakılırsa. Cenk ve Aboubakar’ın yeniden iki forvet olarak buluşması Redmond’un sağdan hızlı driplingleri etkileyiciydi.

13. dakikada maçın ilk tehlikesini yaratan Ümraniyespor da “Klasmandaki yerim sizi aldatmasın” diyordu ama formunun zirvesindeki Mert Günok, skorun değişmesine izin vermedi bu dakikada. Beşiktaş bu atağa 18. dakikada Cenk-Aboubakar verkaçıyla yanıt verebildi ama bu kez de Orkun kalesinde iyiydi.

Tabelayı 25. dakikada Redmond değiştirdi. Cenk’in harika pasını klasına yakışan bir vuruşla ağlara yollayan Redmond Fener maçındaki performansını anımsattı.

Ümraniyespor’un cılız atakları dışında topu ayağında daha çok tutmayı başaran ama hücum zenginliği konusunda kısırlık yaşayan Beşiktaş, ilk yarıyı önde kapatarak soyunma odasına gitti.

Beşiktaş defansının özellikle arkalarına atılan toplarda zaafı, orta sahada ise inanılmaz fazla top kaybı ilk yarının notları arasındaydı.

İkinci yarının ilk not almaya değer pozisyonunu görmek için 64. dakikayı beklemek zorunda kaldık. Zira Ümraniyespor Süper Lig kalitesinden çok uzakta oyununa geri dönerken, Beşiktaş’ta da uyuşukluk hastalığı yeniden nüksetti. Ancak bu dakikada önce kaleci ile karşı karşıya kalan Cenk Tosun, ardından gol sayısını artırmak isteyen Redmond golü kaçırdı.

Beşiktaş’ta kalmasını çok istediğim topçulardandır Umut Nayır. Özellikle de duruşuyla önemsediğim hakiki topçulardandır. 68’de eski takımına karşı gole çok yaklaştı ama olmadı.

71. dakikada ise sahneye Aboubakar çıktı. Orta sahadan kaptığı topla ceza sahasına gitti ve tam bir golcü vuruşuyla skoru 0-2’ye getirdi.

Ümraniyespor’un stattan daha çok antrenman kompleksine benzeyen sahasında yükselen ses artık Galatasaray maçıyla ilgiliydi. Tribünde bunlar olurken Cenk ve Hadziahmetovic kenara çağrıldı, Ghezzal ve Maxim oyuna girdi.

Aboubakar golden hemen sonra Redmond’a bir asist yapmak istediyse de istenilen olmadı.

Sonrasında üçüncü golü çok aramadı Beşiktaş. Çünkü akıllar Galatasaray maçına kilitlenmişti.

Olabilir ama hem Trabzonspor maçı hem de Ümraniyespor müsabakası Beşiktaş’ta alarm veren konular olduğunu gösteriyor.

Beşiktaş 90 dakikayı sözünü ettiğim bu iki maçta da sanki dakikalara bölüyor. Evet topa sahip oluyor ama anlamsız bir sahiplenme. Maçı uyuşturuyor. Seyir zevkinden koparıyor. Sonra belli dakikalarda ortaya çıkan kaliteli ayaklar maçın kaderini belirliyor.

Dünün de özeti buydu aslına bakılırsa…

Fenerbahçe müsabakasında ortaya konan performansın ardından çıktığı maçlara damgasını vuran Beşiktaş beklentisi gerçekleşmedi.

İstatistikler 9 maçtır yenilmeyen, iki maçtır gol yemeyen bir Beşiktaş olduğunu gösteriyor. Ancak istatistikler her daim gerçekleri göstermiyor.

Lig yarışında kötü oynarken kazanmak başarı kabul ediliyor. Ancak Beşiktaş kötü oynamıyor, kötü oynarken de kazanmıyor. Beşiktaş’ın sorunu oynamamak. Hele de Kadıköy galibiyetinde yaşananlar görüldükten sonra.

Haftaya Galatasaray’ı İnönü’de misafir edecek Beşiktaş’ın tıpkı Fenerbahçe maçında olduğunu gibi önce zihnen hazır olması gerekiyor.

Ligin kaderine etkisi kuşkusuz küçümsenmeyecek Galatarasay karşılaşması gelecek sezona kimlerle ve nasıl devam edileceğini de gösterecek.