CHP değişir mi?

CHP değişir mi?
Seçim de bitti CHP kurultayı da. Ancak seçimden daha fazla konuşuldu CHP, geldiği yer ve bu yoldaki süreç.Bir anlamı olmalı.2002’den beri aralıksız sürdürdüğü iktidarına bir beş yıl daha kazandıran Recep Tayyip Erdoğan’ın...

Seçim de bitti CHP kurultayı da. Ancak seçimden daha fazla konuşuldu CHP, geldiği yer ve bu yoldaki süreç.

Bir anlamı olmalı.

2002’den beri aralıksız sürdürdüğü iktidarına bir beş yıl daha kazandıran Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferi, partisinin geleceği, Türkiye’nin 100. yaş günü CHP’deki “değişim” kadar ilgiye mazhar olamadı.

CHP, Deniz Baykal’ın faşist söylem ve düzeninden Kemal Kılıçdaroğlu ile yepyeni bir yola girmişti. Baykal ve bir grup arkadaşının “Küçük olsun bizim olsun” anlayışı CHP’yi tarihinde ilk ve tek kez baraj altında bırakmıştı. CHP’de etnik ve mezhepsel temizlik yapan, operasyonlarına “İçerde parça bırakmamak gerekir” diyebilen Deniz Baykal kendine yakışan bir final yapmıştı.

Not olarak dursun burada.

Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı peki?

CHP’nin uzak durduğu, yok saydığı, hatta söylem ve eylemleriyle aşağıladığı kesimlerle CHP’yi barıştırmaya çalıştı. Son yıllarda belki bugüne kadarki tüm iktidarların hatta devletin bizzat kendisinin yapması gereken helalleşmeyi yaptı. Helalleşme yüzünden Kılıçdaroğlu’nu var kuvvetiyle eleştirenler umarım bunun kıymetini ileride anlarlar.

Neyse, derdim Kemal Kılıçdaroğlu dönemini anlatmak değil. Tersine “Bundan sonra CHP’de ne olur?’ sorusuna yanıt aramak.

CHP geriye gider. Seçimlerin ardından adına ‘değişim’ diyerek başından sonuna ortak oldukları CHP yönetimine kazan kaldırıp sonuç alanlar her şeyi konuştular, sadece “neyin değişeceğini” hem bizden hem de partililerinden gizlediler. Sanırım CHP delegeleri de ‘Vardır bunların bir bildiği’ diyerek kalkan kazana omuz verdiler.

Dolayısıyla kurultay konuşmalarına da bakınca daha çok değişimden söz eden ve nasıl olacağını madde madde sıralayan, indirilen genel başkan Kılıçdaroğlu oldu.

CHP’nin 8. Genel Başkan’ı Özgür Özel şunu bilmeli ki vaat edilmemiş gül bahçesinin tüm dikenlerini üzerinde topladı “Babam” dediği Kemal Kılıçdaroğlu.

Partinin sağ yerine sola açılacağını duyurup ardından Meral Akşener ile görüşmek için sabırsızlandığını söyleyen Sayın Özel’e İYİ Parti Genel Başkanı’nın grup konuşmasından kısa bir kesit hatırlatayım:

“Bugüne kadar hiç kimsenin arkasından hançer vurmadım. Ya şurasına, ya kalbine vururum! Arkadan işim yoktur. Gereğini yapmıyorsan ha bire hançerlenirsin, kendine bir şey istiyorsan ha bire hançerlenirsin, ölümüne bir şeyi isteyip çevreyi görmüyorsan elbette hançerlenirsin. O hançerlerin sahiplerini sonra karşında bulursun.

Bakın utanmadan Sayın Kılıçdaroğlu’na en ağır hakaretleri ettiler. Niye aday oldun kaybettin diye hakaret ettiler. Hani size göre yüzde 60’la kazanıyordu, yav arkadaş göz önünde olan bir hikâye bu ya, inanamadım. Ve oturdum iki rekat şükür namazı kıldım. Türkiye istikbalini önüne koyanlar hafta sonu itibarıyla değişim havarisi oldular. Ben de bir güldüm, bir güldüm, bir güldüm...”

Çok güzel değil? Bence pek güzel.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul seçimleri ve 2028 adaylık süreçleri. Vaat edilmiş tüzük kurultayı. Oluşan PM, oluşturulacak MYK elbette bunun işaretlerini verecek ama Özgür Özel’in liderliğini, Ekrem İmamoğlu’nun iddiasını sürdürmesi için atılacak adımlar CHP’nin sonrasını belirleyecek. Bu adımların Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünden farklı olması ne olursa olsun eski CHP’yi hatırlatacak gibi görünüyor.

Seçim öncesi AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerini hatırlarsınız:  “Göreceksiniz darmaduman olacaklar…”

Bu öngörü tuttu tutmasına da dağılmadan da toparlanma olmuyor.

İsmet Özel’e atfedilen o sözle bitirelim;

“Toparlanın gitmiyoruz…”