Hazır olmak

17 Ağustos Depremi’nden tam bir yıl önce, Ataköy’de bir arkadaşımla oturuyoruz. Laf lafı açtı ve bana Nasuh Mahruki’nin AKUT isminde bir arama kurtarma kuruluşu için çalışmalara başladığını ve eğitimlere katılmak isteyip istemeyeceğimi sordu. AKUT 1996’da kuruldu. 1998’de eğitimler şekil almıştı. 1999 depreminde ise artık hazır bir kurumdu. Depremde bu ülkeye çok yararı oldu.
Ben 17 Ağustos Depremi’nde küçük bir arkadaş grubu ile Adapazarı’ndaydım. Şehre gece girdiğimizde, ses ve ışık yoktu. Sadece o çok üzücü ve burunlarımızdan çıkmayan koku vardı. Küçük bir gruptuk ama iletişim kabiliyetleri yüksek bir gruptuk. Şehrin ihtiyaçlarını alıp gün içinde işe gidiyor, çevreme alınması gerekenleri bildiriyor, akşam iş çıkışı arabamla yardımları toplayıp Adapazarı’na dönüyordum. O günlerde etkisi İstanbul’da daha yoğun görülebilecek bir depremin, çevre illerin yardımları ile ayakta kalamayacağının farkına vardım. Döndükten sonra aylarca geceleri bunu düşünerek uyuyamadım. Birkaç yıl ise rüya göremedim ya da hatırlamadım.
AKUT o günlerde bu tip bir krize ve daha fazlasına hazırlıklıydı. Canla başla çalışıp birçok insanın hayatını kurtardı.
Geçen bayramda Fethiye’deydim. Bayram sonu kendi aracım ve ailemle Fethiye’den Mersin’e bütün Antalya ve Mersin şeridinden yani geçen hafta yanan yerlerden geçerek gittim. Alanya, Manavgat tarafında artık sıkışıklık ve zaman kaybından isyan ettim. Doluluk inanılmaz boyutlardaydı. Silifke’de ise neredeyse burada kalalım eve gitmeyelim diyecektim. Üstelik herkesin eve döndüğü pazar günü değil pazartesi seyahat ediyordum. Bu kadar yoğun insanın olduğu yerlerde tabii ki yangın da olur, her türlü felakette. Üstelik buralar İstanbul gibi senenin her günü dolu olan yerler değil. Yangınlar çıktı. Uçaklar konusuna girmeyeceğim, ihale de demeyeceğim, öyle ya da böyle devlet hazırlıksızdı. Bakanlık hazırlıksızdı.
Yangınların sebebi ile ilgili spesifik beklentilere de girmenin anlamı yok. Daha bir hafta önce Almanya’da, Belçika’da ve ondan önce Rize’de sel felaketleri oldu. Belli ki iklim değişikliği artık konferanslarda konuşulmayacak. Belli ki gelecek 20 yıl bu tip kriz anlarını yaşayacağız. NASA’nın bir haritası sosyal medyada dolaşıyor. Türkiye’de Akdeniz bölgesindeki yangın alarmlarının yanında İtalya’da neredeyse on katı orman yangını var. Ama işte hazırlıklı olmak önemli.
Kuduz aşısını bulan Fransız mikrobiyolog ve kimyager Louis Pasteur’ün çok sevdiğim bir sözü var. “Şans, yalnızca hazır olan zihinlere güler” demiş.
Aynı gazetede yazmaktan mutlu olduğum, Kubilay Kaptan, Habertürk’te çok önemli bir şey söyledi:
“Kriz anlarının öncesi, anı ve sonrası konuşulur. Bizde öncesi ve o an iyi yönetilemediği için bütün yük sonrasına kalıyor…”
Gerçekten de bu yangın olayında da aynen böyle oldu. Herkes eksilen ağaçları tamamlamak için TEMA Vakfının sitesine üşüştü. Site çöktü. Ne mutlu. Ağaçlandırma ile ilgili şumullü konular sosyal medyada dolaştı ama TEMA Vakfı hazırlıklıydı, gerekli açıklamaları yaptı. Bu krizin kazananı da TEMA Vakfı oldu.
Posta kutuma fidan bağış kampanyalarının bültenleri akmaya başladı. Ben de buraya yazarak hepsini tarihe not düşüyorum. Hepsinin takipçisi olacağım. Bundan sonra hediye olarak sadece TEMA Vakfı’ndan fidan kabul edeceğim. Hem kendim hem de gelecek nesiller adına.
İlk haber Sevgili Ömer Süner’den geldi. Ozan Elektronik Para ailesi 1000 fidan bağışladı. İkinci bilgi eşimden geldi. Selin Bebek Aktivite olarak her yeni kayıtta 3 fidan bağışlayacağını söyledi. Sonra Enuygun Ailesi 10.000 fidan bağışladı. Türk Telekom kendine yakışanı yaptı ve 100.000 fidan bağışladı. Nesine.com 10.000 fidan, sevgili Mine Uzun aracılığı ile öğrendiğim İnfo Menkul 10.000 fidan. Hatta İnfo Menkul diğer menkul kıymet şirketlerine de “challenge” yaptı. Türkiye Bankalar Birliği 1 milyon fidan, Koç Holding 500 bin fidan, Vakko 30-31 Temmuz online satışlarının tüm gelirini, Vodafone 100 bin fidan. Bu arada Mersin’den de bir bağış oldu. Toros Koleji, mezunları aracılığı ile bir fidan bağış kampanyası başlattı. Gece ilk aşamada 1000 fidan barajı aşılmıştı. Sabah ilk haber ise sevgili Tolga Tatari’den geldi. Şirketi Akinon adına 3.776 fidan bağışladı.
Bütün bu aydınlık yüzleri kutluyorum.

MANSUR YAVAŞ’TAN YANAN ORMANLAR İÇİN “TÜRKİYE’YE NEFES OL” ÇAĞRISI

Türkiye’nin dört bir yanında çıkan yangınların ardından yaraları sarmak için Ankara Büyükşehir Belediyesi de harekete geçti. Başkan Mansur Yavaş sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımla “Türkiye’ye Nefes Ol” kampanyasını başlattıklarını duyurdu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin dört bir yanında çıkan yangınlarda zarar gören tüm ormanların tekrar ağaçlandırılması için bir kampanya başlattı.
Başkan Mansur Yavaş, devam eden ‘Yeşilin Başkenti’ projesi üzerinden “Türkiye’ye Nefes Ol” adıyla yeni bir kampanya başlattıklarını duyurarak, vatandaşları yangın bölgeleri için destek olmaya çağırdı.
Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan “www.yesilinbaskenti.com” adlı web sitesi üzerinden kredi kartlarıyla fidan bağışı yaparak, ağaçlandırmalara katkıda bulunabilecek. Bağışta bulunulacak ağaç adedi seçeneğinin de sunulduğu kampanyada, dikilmek üzere 100-200 cm boylarında karaçam, ladin, meşe, sedir ve selvi ağacı bağışı yapabilecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi