Neden tam manasıyla bir kapatma yapamadık ve önlemleri gevşettik?
Çünkü ekonomi sıkıntıya girdi. Dükkânları kapatılan esnaf ya battı ya da batma noktasına geldi.
Çünkü diğer ülkelerin yaptığını yapıp esnafa kapandığı süre için bir yardım yapılmadı.
Kredi verildi.
O kredilerin ödeme zamanı geldiğinde salgın bitmedi ve dükkânlar hala kapalıydı.
Misal döviz krizi yaşanmasın, kurlar uçmasın diye satılan (ve kimlere satıldığı belli olmayan) 128 milyar dolar esnafa, halka salgın yardımı olarak dağıtılsa ne kur uçardı, ne ekonomi böyle bir çıkmaza girerdi.
Bunun yerine ekonomi için önlemler azaltıldı.
Sonuç?
Vaka sayısı uçtu gitti.
Geçen yıl bu zamanlar dehşetle izlediğimiz İtalya, İspanya durumuna düştük.
Rusya Türkiye’ye yapılacak uçuşları tam da turizm sezonu başında durdurdu.
Zararın şimdiden iptal edilen rezervasyonlarla 3,4 milyar dolar olduğu söyleniyor.
Sadece Rusya değil.
Avrupa’nın bir çok ülkesi Türkiye’yi riskli ülke ilan etti.
Yani ekonomiyi kurtarmak için önlemleri azaltanlar Türkiye’nin en büyük ekonomik girdilerinden turizmi batırmayı başardılar.
Aferin.
Şimdi bir de Sağlık Bakanı vakaların artışının sebebinin “hepimiz” olduğunu söylemiş.
Ben değilim kardeşim.
Kendiniz için konuşun.
Salgın başladığından beri ne lebalep bir kongreye katıldım, ne maske kuralını ihlal ettim.
Radyo çalışanı olduğum için sokağa çıkma hakkım olmasına rağmen turistler gibi boş İstanbul’un tadını çıkarayım demedim, sokaklara çıkmadım.
Sevdiğim insanları aylardır göremiyorum.
Ben tüm bunları yaparken siz sırf sizin partinize oy veren kitle diye, sırf sizin partinizin üyeleri diye kurallara uymayanlara ceza kesmediniz.
Bırakın ceza kesmeyi teşvik ettiniz Ayasofya’nın açılışına gitmeye, kongrelere koşa koşa gelmeye.
Şimdi sorumlusu hepimiziz öyle mi?
Öyle değil.
Bundan sonraki “hepiniz” ancak şarkıdaki gibi olur ve seçimlerden sonra size söylenir.
Hani o Organize İşler’deki sahnede olduğu gibi.
“Bay bay hepiniz…”