Travmaya duyarlı okul ortamlarının önemi

Pandemi bildiğimiz anlamda okulun, okulda öğrenilen becerilerin, eğitimin içeriğinin ve eğitim ortamlarının daha fazla sorgulanmasına yol açtı. Okullarda öğrencilerin psikolojik sağlamlık yani zorluklara rağmen zihinsel, duygusal, sosyal ve ruhsal olarak olumlu sonuçlar elde etme yeteneği geliştirmelerine yardımcı olacak önleyici programlar uygulamanın önemini de açıkça ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta yayımlanan Eğitim Reformu Girişimi Eğitim İzleme Raporu 2020’nin üçüncü dosyası Eğitim Ortamları’nda da bu konuda çok önemli bilgilere ve tespitlere yer veriliyor. Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ayşen Köse tarafından hazırlanan raporda okullardaki fiziksel güvenlik ortamlarının yanı sıra sosyal ve duygusal güvenliğin önemi de vurgulanıyor. Rapora göre, güvenlik hissinin insan zihninde nöro-fizyolojik bir karşılığı var.
İnsanlar kendilerini güvende hissetmediklerinde duygusal merkez olarak kabul edilen orta beyin aktive oluyor. Oysa bilgiyi işleme, öğrenme, analiz etme, değerlendirme gibi üst düzey bilişsel aktiviteler ön beyinde gerçekleşiyor. Stres, kaygı, korku, endişe gibi durumlar nedeniyle, orta beyin aşırı aktivasyon halindeyken, ön beyin fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremez ve öğrenme sekteye uğrar. Ayrıca beyin fiziksel, sosyal ya da duygusal güvenliğin tehdit altında olduğu sinyalini gönderdiğinde, beden kaç-savaş tepkisi verir. O nedenle, güvenliğin tam olarak hissedilmediği eğitim ortamlarında öğrenciler pek çok davranış sorunları da gösterirler. İşte burada okul ortamlarının travmaya duyarlı olmasının önemi ortaya çıkıyor. Travmaya duyarlı okul ortamı, öğrencilerin ve yetişkinlerin kendilerini güvende hissettikleri, birbirleriyle şefkatli ilişkiler kurdukları, öğrenmenin yanı sıra duygu ve davranışların düzenlenmesinde de birbirlerine destek oldukları bir topluluk ortamı demek. Travmaya duyarlı okul (TDO) modeline göre, öğrencilerin olumsuz davranışları doğrudan ya da dolaylı şekilde fiziksel, duygusal ve sosyal olarak kötü muameleye ve örselenmeye maruz kalmalarının sonucunda gelişir. Dolayısıyla, TDO yaklaşımında davranış problemi olan öğrenciye “Neyin var?” ya da “Senin sorunun ne?” anlayışıyla yaklaşmak yerine “Sana ne oldu?” sorusu temel alınıp öğrenci sorunlar araştırılır. ERG’nin EİR 2020 Eğitim Ortamları Raporu’nun tamamı için:

Önceki ve Sonraki Yazılar
Umay Aktaş Arşivi