Fatma Acar Ünlü

Fatma Acar Ünlü

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE 1990’LI YILLAR

6. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI : ( 1990 – 1994 )

1988-1993 döneminde tıpkı bir önceki dönem gibi iç talep genişlemesine dayalı büyümenin istikrara tercih edildiği bir dönem olmaya devam etmiştir. Yıllık ortalama büyüme yeniden %6’lara yükseltilmiş, ancak enflasyon da %60’lara tırmanmıştır. Büyüme her ne kadar tatmin edici gibi görünse de ekonomideki dengesizlik kronik hale gelmiştir. Örneğin, 1988,1989 ve 1991 de büyüme %2’nin altında kalmıştır.

NOT: enflasyondaki artışla birlikte reel faizler geriledi ve devalüasyon beklentisi ile para ikamesi olgusu hızlandı, tasarruf sahipleri TL den kaçıp döviz ve altına yöneldi ve reel yatırım yapmaktan kaçınan diğer ekonomik birimler de para piyasalarına yöneldi. (Özellikle 1991’deki ‘’Birinci Körfez Krizi’’1990’larda kendini toparlayan ekonomiyi olumsuz yönde etkilemiştir)

1990’LARDA  FİNANSAL SERBESTLEŞME

  • 1990 yılında ilk kez parasal programını kamuya açıklayarak Merkez Bankasının bağımsızlığı konusunda önemli bir adım atmıştır.
  • 1992 Haziranda 3. İzmir İktisat Kongresi toplanarak dünya da ki ve Türkiye deki siyasal ve ekonomik gelişmelerin paralelinde gelişmiş 15 ülke arasına girme hedefi konulmuştur.
  • Açıklanan program sonucunda bütçe açıklarının para basarak değil de zorunlu olarak iç borçlanma ile karşılanması gerekmiştir.  Bu süreç maalesef 2000li yıllarda finansal krize sürüklemiştir.
  • 1989 da sermaye hareketlerine serbestlik getirilerek sıcak para girişi yani kısa vadeli finansal sermaye sağlandı.
  • Döviz girişi bu dönemde artmıştır. Türkiye ekonomisi tarihsel problemi olan döviz darboğazını aşmıştır.
  • Döviz bollaşmış bir süre sonra ithalat da patlama yaşanmış ve cari açık ortaya çıkmıştır.
  • Ücretler artırılmış, tarımsal destekler artmış, bunlar bütçeye yük oluşturuyor bunun sonucunda ise iç borçlanma ile bütçe ve cari açık kapatılmaya çalışılıyor. ( Tansu Çiller 500 gün )

1990-93 ® Türkiye’nin ortalama büyüme oranı % 6 civarında ve ortalama enflasyon % 65 ve iç borç hızla artmaktadır. Bunların finansmanı için  MB kaynaklarına başvurulmuştur.

1993 sonlarına doğru Avrupa ülkelerinin ortak pazara geçmeleri ile yaptığımız dış ticaretin azalması ve Asya ülkelerinin ekonomik gelişme gösterip Avrupa Ekonomisinin yavaşlaması 1994 deki krizi tetiklemiştir.

Bütün bunların üzerine 1993 sonlarında dış ticaret bilançosunun 14 milyar dolar açık vereceği anlaşılınca, kredi kuruluşları notumuzu düşürdü ve spekülatif ülke konumuna getirdi. Bu durum dövize olan talebi daha da artırdı ve TCMB’nın bütün rezervlerini kullansa dahi bu talebi karşılamayacağı anlaşılmıştır. Döviz kurları ve faizler yükselirken, borsa dibe vurmuş ve kriz patlamıştır.

6. Beş yıllık kalkınma planının son yılına girilirken devalüasyon söylentileri gerçeğe dönüşmüş ve tüm bu olumsuz gelişmeler yeni bir istikrar programını zorunlu hale getirmiştir.

5 NİSAN 1994 İSTİKRAR PROGRAMI

Türkiye'de yaşanan ekonomik krizden kurtulmak amacıyla 5 Nisan 1994 tarihinde açıklanan kararlar bütünüdür. Tansu Çiller dönemi politikalarından olan kararlar, genel olarak kamu finansmanı üzerindeki dengesizliği gidermeye yöneliktir.

  • Türk Lirası %38 oranında devalüe edilmiştir
  • Hazine bonosu, tahvil ve repo gelirlerinden alınan %5 vergi kaldırılmıştır.
  • Yüksek oranda KİT zamları yapılmıştır.
  • Kamu kesiminde istihdamın yeniden yapılandırılması, kamu harcamaları savunma ve güvenlik hariç özelikle cari kalemler %30 kısılmıştır, personel alımını ve geçici işçi istihdamı durdurulmuştur.
  • Kamu kesiminde Ücretler ve maaşlar enflasyonun altında zamlandırılmıştır 
  • Tekel ve akaryakıttan alınan vergi ve fonların yükseltilmiştir.
  • Tarımda destekleme alımlarının azaltılmıştır.
  • Türk Lirasını güveni artırmak ve tasarrufların bankalara dönmesini sağlamak için 6 Mayıs 1994’te hükümet tüm mevduatların sigorta kapsamına alındığını ilan etti.

Bu gelişmeler sonucunda 1996 yılında kaynak yaratmak amacıyla; Döviz ve dövize endeksli borçlanmaya gidilmiştir.

5 NİSAN KARARLARININ FELSEFESİ:

Kısa vadeli hedefler için ‘’Şok Ortodoks’’ politikaları benimsenirken, uzun vadeli hedefler için Yapısalcı İktisatçıların görüşleri doğrultusunda ‘’Aşamalı Heteredoks’’ politikaları benimsemiştir. Yarı ortodoks yarı heterodoks kararlardır.

Bir istikrar programının başarılı olup olmadığı seçilen ‘’ÇIPA’’ nın takip edilmesi ile değerlendirilir. Faiz oranları, döviz kuru, para arzı, enflasyon veya ücretler çıpa olarak seçilip takip edilebilir.

5 Nisan kararlarında kısa vadeli çıpanın ücretler, uzun vadeli çıpanın ise kamu harcamaları olduğunu görmekteyiz.

5 NİSAN KARARLARININ SONUÇLARI:

  • Yapılan uygulamalar ve alınan kararlar işçi ve memur zamlarının 1994 yılında düşük oranlarda gerçekleşmiş ve gelir dağılımı sabit gelirlilerin aleyhine bozulmuştur.
  • Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyon rakamı ortaya çıkmıştır   %150
  • 8 Temmuz 1994 te IMF ile Stand-by anlaşması yürürlüğe konulmuştur.
  • Yeterli düzeyde halk desteğini alamamıştır.
  • Para arzı kontrol altına alınamamıştır.
  • Yerel seçimleri kaybetme endişesi ile kararların alınması ve uygulamasında geç kalınmıştır.
  • Kararları alan hükümet koalisyon olduğu için hızlı uygulama imkanı bulanamamıştır.

İstikrar programı uygulama sonuçları incelendiğinde öngörülen hedeflere ulaşılamadığı görülmektedir.5 Nisan 1994 İstikrar Program başarılı olamamıştır.

  • Türkiye Ekonomisi (% -6) daralmıştır.  

Türkiye Ekonomisi 6. Beş Yıllık Kalkınma Planının sonunda, üç haneli enflasyon ve negatif büyüme rakamları ile STAGFLASYON içinde ayakta kalmaya çalışmaktadır.

7. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI: (1996- 2000)

Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması imzalanmış ve yeni bir sürece girilmiştir. Programın ilk yılında 28 Haziran  1996 da Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi Koalisyon Hükümeti kurulmuş ve önemli gelişmeler yaşanmıştır.

  • Enflasyon  % 84.9  rakamlarına ulaşmış
  • Dış ticaret açığının GSMH’ya oranı à  1996-97 yılları arasında %10.7  1998  %8.8  ve   1999 % 6.7 olarak gerçekleşmiştir.
  • Dış borçların GSMH ya oranı düşüş gösterirken, iç borçların GSMH ya oranı yükselmiştir.
  • Dış borçların içinde kamunun payı azalırken, özel bankalar ve firmaların payında artma olmuştur.

Uluslararası finansal ortamında rahat olmasının etkisiyle birlikte; 1995-96-97 Türkiye Ekonomisi ortalama % 7.1oranında büyümüştür.

1998 yılında Rusya’da başlayan global krizle beraber;   Ekonomik Büyüme  % 3’e düşmüştür       

NOT: 1996 da Gümrük Birliğini kabul eden Türkiye;  1996- 2000 yılları arasında istikrarlı ortama rağmen, iç borcun sürdürülememesi nedeni ile ekonomiyi tekrar IMF in kollarına atmıştır.  

FATMA ACAR ÜNLÜ 18.12.2020 ANKARA   

KAYNAKLAR:     Türkiye Ekonomisi / Gülten Kazgan

                            Türkiye Ekonomisi / Yakup Kepenek

                            Türkiye Ekonomisi / Rıdvan Karluk

                            Kitaplarından Özetlenmiş Ders Notları

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Acar Ünlü Arşivi