2022'nin ekonomik riskleri...

Fed kararından sonra yapılan açıklama gösteriyor ki bizi bekleyen iki senaryo var. Daha önceki yazılarımda, birkaç kez bahsettim ancak tekrar hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum:
▶Ilımlı büyüme ve yüksek enflasyon
▶Düşük büyüme ve yüksek enflasyon

Küresel olarak kabul görmüş bu farklı senaryoların ortak paydası elbette yüksek enflasyon. Söz konusu gelişmenin sadece tedarik zincirindeki kopmalara bağlanması kolaycılık olur. Merkez bankalarının hesapsızca saldığı paralar ve faizlerin negatif seviyelerde dolaşması, yatırımcıların emtia piyasalarında yoğun işlem yapmaları sonucunu doğurdu.

Özetle, reel sektörde meydana gelen aksaklıklara spekülatif hareketler de eklenince fiyatların yükselmesi kaçınılmaz oldu. Düşük büyüme korkusu merkez bankalarının faiz yükselişi ve parasal daralma konusunda tereddüt etmelerine yol açarken, enflasyonun yapışkanlığı artıyor. Hele ki parasal genişlemenin devamı büyümeyi garanti altına alamıyorken enflasyonun yükselmesi herkesi endişeye sevk ediyor.

YÜKSEK ENFLASYON ÖNGÖRÜLENDEN UZUN SÜREBİLİR…
Tüketici talebindeki kırılganlığa rağmen fiyat yükselişlerindeki hareketin TÜFE oranlarına yansıması adeta üreticilerin çaresiz olduklarını da bizlere gösterdi. Mal veya hizmetleri tedarik etmek fiyatından daha önemli hale gelince, hem fiyatlama davranışları bozuldu hem de gelecek beklentileriyle alakalı gözle görülür bir erozyon gerçekleşti.

Geriye dönüp baktığımızda, 2017 ile 2020 arasında sürekli düşen petrol fiyatlarının pandemi ile beraber sertçe yükseldiğini gördük. Enerji dışı emtiada da benzer bir grafiğe şahitlik ettik. Ancak, güçlü bir şekilde yola devam etmeye çalışan küresel büyüme ile küresel ticaretin çabası da takdire değerdi. Önce Çin ardından da diğer ülkeler hızla toparlanırken, 2021 yılından itibaren enerji ve emtiadaki fiyat hareketleri önce sertleşti sonra da sakinleşti.

Ancak, yıllık karşılaştırmalarla bakıldığında enerji fiyatlarının yarattığı maliyet yükünün uzun bir süre daha sektörler tarafından taşınacağına dair bir görüntü karşımıza çıkıyor. Özellikle Türkiye’de bu etkilerin önümüzdeki aylarda daha fazla belirginleşeceği söylenebilir. Euro Bölgesi’nde her ne kadar enerji fiyatlarındaki sert dalgalanmalar sona ermiş gözükse de, söz konusu dalgalanmaların üretici fiyatları üzerindeki etkisi piyasalar için şok tesiri yarattı. Emtia ve enerjideki geçiş etkilerinin azalması 2022 yılının son çeyreğini bulabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi