"Altın kimi üzdü kimi sevindirdi ?"

Altın hem yurtdışında düştüğü, hem de dolar kuru sert şekilde gerilediği için altın yatırımcısı için talihsiz bir durum ortaya çıktı. Çok yüksek fiyattan altın yatırımı yapmış olanların endişeye kapıldığını görüyorum.
Kısa vadeli işlem yapan yatırımcıların endişeli olmasını anlıyorum. Ancak "alırım sandığa atarım" şeklinde uzun vadeli yatırım yapanların endişelerini anlamakta zorluk çekiyorum. Çünkü Türkiye ekonomisindeki temel problemler devam ettikçe döviz kurları her zaman yükselmeye kaldığı yerden devam edecek. Geride bıraktığımız 20 yılda tecrübe ettiğimiz gibi gram altının uzun vadeli yükselişi de sürecek. Bu nedenle uzun vadeli yatırım yapanların endişe etmesi için bir sebep görmüyorum.
Elbette, faizleri yetersiz bulduğu veya inancı sebebiyle faize yatırım yapmak istemeyen, aynı zamanda dolara da uzak durduğu için altına yatırım yapanların da bulunduğunu bildiğim için meselenin hassasiyetinin de farkındayım.
Gram altının 530 TL seviyesine yükseldikten sonra 450 TL’lere gerilemesi onlar için kağıt üzerinde önemli bir zarar anlamına geliyor. Ancak YouTube’daki birçok videomda, kendi sitemdeki yazılarımda ve sosyal medya paylaşımlarımda sürekli olarak altın konusunda "aktif takip" yapılması gerektiğini belirtmiştim. Özellikle kısa vadeli yatırımcıların sert yükselişlerde bir miktar satış yapıp sabırla düşüş fırsatlarını değerlendirmeleri gerektiğini defalarca vurguladım. Bu seviyenin rakam olarak belirtilmesine gerek yok. Tatminkar bir yükseliş yaşandığında ardından mutlaka bir ter atma veya dinlenme süreci geliyor. Bu sürecin zamanlaması elbette her dönemde değişebiliyor ancak bu gerçek değişmiyor.
Ayrıca daha önce birçok kez para ve sermaye piyasalarında hiçbir şeyin garanti olmadığını, kazancın olduğu yerde riskin de bulunduğuna işaret ettim.
"Yatırımcılık için gerekli özen gösterilmiyor…"
“Normal şartlarda" diye başlayan her sözün dikkatle dinlenmesi gerekir. Kimse Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınacağını, Hazine ve Maliye Bakanı’nın istifa edeceğini düşünemezdi; çünkü bu normal bir şart değildi. Tüm yatırımcıların anormal şartlara göre "neme lazım" diye bir B planını hazırda tutması gerekir.
Maalesef piyasayı yakından takip etmeyen ve finansal okuryazarlığı zayıf olan yatırımcılar, hatalı kararlar alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları başka konuları çok iyi izliyor; örneğin futboldan maşallah çok iyi anlıyorlar, bir TV dizisini defalarca izliyorlar, bir araba aldıklarında sağını solunu inceliyorlar ama iş yatırıma geldiğinde kulaktan dolma bilgiler ve kestirme cevaplarla hareket ediyorlar. Tüm bunların üzerine günümüz insanının endişeli ruh hali de hatalı işlemler yapmalarına yol açıyor.
Son yaşananların yatırımcılara ders olması gerektiğini düşünüyorum. Dünyada hiçbir yatırımcı, fiyatların en dip seviyesinden alıp zirveden satmayıbaşaramaz. Bu seviyelere kademeli şekilde alış ve satış yaparak ulaşırlar.
Ayrıca, Uzmanlara al-sat seviyesi sormak da doğru bir davranış değildir. Uzmanlar, ancak ve ancak teknik anlamda destek ve direnç seviyelerini ifade ederler ve yatırımcılara "normal şartlarda" neler olabileceğini anlatırlar. Aynı şey ons fiyatı için de geçerlidir. Anormal fiyat hareketleri önceden öngörülemez. Bu sebeple kısa vadeli al-sat yapanların mutlaka piyasayı aktif şekilde takip etmeleri, sadece Dolar/TL’yi değil, yurtdışında altının ons fiyatının hareketini de izlemleri büyük önem arz eder.
Her dersin bir maliyeti vardır. Bence, “Bu son gelişmeler çok önemli bir dersin maliyeti niteliğinde oldu” desem yanlış olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi